Öncelikle herkese merhaba,
Bence bir disiplin olarak masonluğun da kuralları tabiki olacaktır. Ama nasıl operatif masonluk sonradan spakülatif olabilmiş ise ve anayasalarında değişiklik olabilmiş ise veya hür deyimi gibi köleliğin olduğu zamandan gelen bir kelime anlam kayması ile farklı yorumlanmaya ya da köle anlamında, eski anlamını ve geçerliliğini yitirmiş ise, zamanla insanlar toplum değiştikçe, geliştikçe bu kuralların da değişmesi söz konusu olacaktir. Ancak değişmez bazı ilkelerin olması mantığa da ters düşmemelidir. Örneğin, dünya nasıl kurulduğundan beri yer çekimi var ise ve su hayatın oluşumu için elzem ise, insanlık için de bazı sosyal ilkeler hiç değişmeyebilecektir. Haksız yere birini öldürmenin hoş görülmemesi gibi. Yani bazı gelenekler ilke halinde kabul edilebilecek ve hatta zamanla daha da güçlenebilecektir.(yaşam hakkı-sosyal haklar-düşünce özgürlüğü gibi) Ayrıca bir yasanın veya ilkenin değeri ne kadar uzun sürdüğü ile doğru orantılıdır. Uzun süre yürürlükte kalan yasaya dayaan devletler daha sağlam kurulmuş demektir.Örneğin Roma Devleti. Masonik ilkeler de bu şekilde düşünülebilir.
Masonluğu iyi bir niyet olarak görmekle beraber, illa da mason olma kaygısı taşımadığımı belirtmek istiyorum. Mason olmak iyidir diye düşünüyorum, ama mason olarak kabul edilmemek veya gerekli şartları taşımadığın değerlendirmesi yapılarak bir derneğe kabul edilmemek, hiç de kötü değildir. Zira insan zaten, beni başkaları yüceltecek diye düşünmemelidir. İnsan kendini yüceltebilme potansiyeline zaten sahiptir ve bunu başkalarının ona bahşetmesine de hiç gerek olmadığı gibi, anlamı da yoktur. Başkaları tarafından kabul edilmemek insanın kalbini kırabilir tabi. Egosuna zarar verebilir yani.Ama bu çok da önemsenecek birşey gibi gelmiyor bana.
Mason olabilmenin şartları konusuna dönersek, biraz ilgi alanım olduğu için merak ettim. Bir kişinin mason olabilmesi için hiçbir suç kaydı olmaması gerekir deniyor. Ben buradan sabıka kaydını mı anlamalıyım.
Şimdi, suç toplum açısından kınanan ve ceza yaptırımına maruz bırakılan eylemlerdir. Ancak suç kavramı zamanla o kadar değişmiştir ki, suç olan bazı fiiller artık suç olarak artık kabul edilmediği gibi, suç olmayan bazı fiiller de zamanla suç olarak kabul edilmiştir. Ayrıca suç belli bir ağırlığı olan fiillerdir. Normalde trafikte kırmızı ışıkta geçmek de bazı ülkelerde suç iken, bazı ülkelerde idari yaptırım gerektiren bir fiildir. Gene, bir mühendisin şef olduğu şantiyede bir işçinin yaralanması veya ölmesi durumunda mühendis açısından herhangi bir kastı olmadığı halde taksirle öldürme veya yaralamadan ceza verilebilmektedir. Yani suçlar da kasten, ihmalle, dikkatsizlikle vs... işlenebilmektedir. Ayrıca çocuklar açısından bazı suçların gelecek hayatında peşini bırakmamasının, hayata tekrar karışamamasının etkileri falan düşünülerek, kurulan ceza kararlarının ertelenmesi ve hukuki sonuç doğurmaması kabul edildiği gibi büyükler açısından da cezasına bağlı olarak bazı suçlar dolayısıyla verilen hükümler ertelenmekte ve sabıka kaydına geçmemektedir.
Şimdi suç tanımı o zamanda yürürlükte olan her türlü fiil için denirse sanırım çok değerli mason üyelerin de şanssızlık eseri bir olaya karışması veya ufak bir ihmalleri halinde masonlukları bitebilecektir. Bu suç konusu bana biraz muğlak geldi bu haliyle. Ayrıca suçları belirleyen yasama organı masonik eylemleri de suç sayabilir. Zira kurucu bir meclis Anayasayı bile masonların nefes alamayacağı şekilde tanzim edebilir. O zaman masonluğun kendisi suç iken, nasıl mason olmak için suç işlememiş olmak gerekir?Bu konuda değerli görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Ayrıca belirtmek istediğim başka bir husus da konu yanlış anlaşılmış olabilir mi diye düşündüm. Varsayım olarak masonun mükemmel bir insan olması gerektiği, mason olabilmek için de hiç hatasız biri olmak düşüncesi yanlış ve tartışmayı yanlış bir sonuca götürür diye düşündüm. Zira masonluğa göre mükemmellik evrenin ulu mimarında değil midir? Mason olabilmek için gereken ise mükemmeli arama yoluna dair bilinç ve içten istek oluşturabilmiş olgun insan karakteri ve bu yolda çalışma azmidir kanaatindeyim. Tabi şüphesiz bu kişilerin geçmişinden dolayı üye kabul edilip edilmeyeceği konusunda derneğin tasarrufuna mani değil.
Fakirlik kelime olarak doğru bir seçim değil gibi geldi bana. Fakir kelime olarak kimilerince aşağılayıcı veya utanç verici görüldüğü gibi, alçakgönüllülük anlamında da kullanılabilmektedir.(örneğin bektaşilikte veya hindistanda)
Masonluğun gereği olan işleri yapması için yeterli ekonomik güce sahip olmak, dernek ödentilerini düzgün ödeyebilmek vs demek daha doğru olabilir belki de.
Bir de Hür ve Kabul edilmiş masonlar derneği tüzüğünü, yönetmeliklerini paylaşabilirmisiniz acaba?
Saygılarımla.