Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Turkler kimdir?  (Okunma sayısı 43650 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 26, 2009, 11:00:14 ös
Yanıtla #40
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

İnşallah benim kafama "uydurmasyon batı tipi tarihçilik" kadar taş düşer de ikimiz de kurtuluruz sayın degas. Genetik mühendisliği, antropoloji, filoloji, etimoloji, coğrafya, tarih gibi konularda iyi tahsiliniz olduğunu düşünüyor ve sizinle bir tartışmaya giremeyecek durumda olduğumu kabul ediyorum. Hakikatten müthiş derece yabancı özentisi ve uydurmatör bir insan olduğumun farkına vardım, aydınlandım şu an. Om mani padme hum...

ben onu bunu bilmem, tarihi antropoloji ile yanyana koyup okuyabiliyorsanız ve genom biliyorsanız burdayım.Amerikancı-İngilizci perihan maden tarzı ile işim olmaz.


Şubat 26, 2009, 11:37:18 ös
Yanıtla #41
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Harikasınız gerçekten. Ben de diyorum kendi kendime "Boğaziçi Üniversitesi de neymiş?" Çok doğru. Ben geceleri 5 kez "Ne Mutlu Anglosakson'um Diyene" demeden uyuyamam. Siz ne güzel Türk'sünüz. Keşke her yer Türk olsa. Ne mutlu size.

Sadece şu laflarınızla Boğaziçi Üniversitesi'nde okutulan dersler, içerikleri ve anlattıkları hakkında zerre bilginiz olmadığını bana gösterdiniz. Geri kalan üyeler sizin üslubunuza kanabilir belki ama ben biliyorum ki siz büyük yanılgılar içerisindesiniz. Arkadaşlarınıza büyük geçmiş olsun sayın Degas.

En büyük hatanız aklınızca Yonaguni örneğini vererek, "bakınız böyle şeyler var ama sizin bilim bunu kabul etmiyor" demeniz kanımca. Çünkü birazcık mantığınızı kullanabilseniz eğer Dr. Robert Schoch'un Yale Üniversitesi'nde doktorasını yapmış bir insan olduğunun farkına varacaktınız. Çünkü birazcık karşılaştırma yapabilseydiniz o zaman sizin sevgili Kazım Mirşan'ınızın teorileriyle Dr. Robert Schoch'u aynı ciddiyetle ele almayacağımı anlatmaya çalıştığımı görecektiniz. Çünkü birazcık hakim olabilseniz bilginize o zaman Robert Schoch'un da bir akademisyen olduğunu idrak edebilecektiniz. Sanki akademik çalışmaların hepsi aynı ortak ve kirli bir amaç uğrunaymış gibi düşünmeyecektiniz o bahsettiğiniz konular üzerine gerçekten bilimsel bilgileriniz ve bulgularınız olsaydı.

Bilim dünyasında da karşıt görüşler vardır sayın Degas, bu sizi şaşırtmasın. Benim de Boğaziçi Üniversitesi'nde gördüğüm ve sizde olmadığına, sizin referans aldığınız araştırmacıların da sahip olmadığını düşündüğüm metodoloji ve objektivite işte burada devreye girer. Birisi doğal der, birisi beşeri... Ama mühim olan bu iddiaları ortaya atan kişilerin yetkinlikleridir. Sanırım akademik dünyayı dışlamaktan onu kendi kafanızda bir büyük düşman olarak görmüşsünüz. Oysa akademik dünya kalkıp da sizi rakip olarak alacak değil zaten. Kendi içlerinde yeteri kadar çatışan bilim insanları vardır. Fakat onlar karşısındakileri "aptal" ya da "dış mihraklı" olarak görüp paranoyaya ya da kibre kapılmak için değil; diyalektik yoluyla en bilimsel sonucu elde etmek için çalışıyorlar.

Tekrardan, arkadaşlarınıza büyük geçmiş olsun... Ama yazınızın güzel bir sonucu var, siz de kendinize uyarlayabilirsiniz. Size öğretilenlerin hepsi yalandı sayın Degas, akademik dünya bir ve tek değildir. Robert Schoch'un keşfi ise sonuçlarının ayrıntılarıyla halka dökülebilmesi için henüz yenidir. Bir kaç sene sonra anlaşılacaktır olayın iç yüzü...

Fakat heyhat ben de en az akademisyen Dr. Robert Schoch gibi bir Amerikan - İngiliz uşağı ve konservatif bir karşı devrimci olduğumdan, beni yine anlamamakta ısrar edebilirsiniz...
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 26, 2009, 11:55:07 ös
Yanıtla #42
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

Bakınız sayın Veritas , Tarih konusunda bu işi prof. anlamda yapan bir çok dostum vardır ve konuları sürekli tartışırız.Tarih egemen güçlerin kendi propagandalarını yaptığı , kendi inisiye etmiş olduğu bir takım kişiler ki, bunlar TC de büyük çogunluk sabetay kökenlidir , ile kamuoyu yaptığı sözde bilimdir.

Sözde bilimdir , diyorum çünkü yaratılan jenerik masalları tekrar eder dururlar.Sizin söyleminize bakarsak veya sizin Boğaziçilerdeki öğretilen tarihçilik anlayışınıza bakarsak Türkler anadoluya 1071 de girmiştir.Bununla ilgili cevap vermeme bile gerek yok.

Bakınız yanagoni sadece küçük bir örnekti , sizde dağlar kadar somut bilgi yazarım. Bakınız siz hala kimliklere kilitlenmişsiniz, yaleydi, bogaziçiydi , oydu buydu, bunlar kozmetik adlardır.Bilim nedir biliyormusunuz, hangi düşünceyi tarih sahnesinde öne çıkarmak istiyorsanız inisiye olmuş beyaz önlüklü rahiplere bastırırsınız parayı ismarlama yazıları yazdırısınız, ki,mlikler nedeniyle bilimsel olur. İşte bilimin tanımı budur, Kilise bilimi derim ben buna.Siz henüz yolun başındanız zamanla beni anlayacaksınız.
Bir yeniliği , bilimsel yapabilmek için ordan burdan mezun olmaya gerek yoktur. Bunu söyleyen bilimselliği bilmiyor demektir.Üniversiteler , Roma kilisesi,nin anti tezli aynı tarihçilik anlayışı çizgisini götürmek için oluşturulmuş yapılardır.Batı bugün bunu çözdü, bir çok prof ismi veririm size kürsülerini bırakan, uydurma bilgi ve bilimsellikten dolayı.Bilim yapmak için bir yerlere ihtiyaç yoktur ve tarih sahnesindede olmamıştır.
Evet ben tarih mezunu değilim, size şunu söyleyebilirim , tarih konusunda inisiye olmuş birisini çıkarın karşıma......bakın çok iddialı yazıyorum.....
ben tarih konusunda somuta dayanmayan her türlü akımı ve düşünceyi yok sayarım, tarihi düşünceler değil kanıtlar yazar.

Size şunu soraraım , Amerikan ve İngiliz üniversitelerinin haricinde dünya üzerine Bilimsel bilgi diye bir takım düşünceleri kim ortaya koyabilir ?

Cevap : Kimse........

Bundan en büyük sıkıntıyı çekende japon bilim adamları.Türk üniv böyle sıkıntısı yok, çünkü çoğu sabetay, bilimmi oda ne......
Aslında size bir yazımda sormuştum batıni tarihi bilirmisiniz diye, herşey orda gizlidir aslında.


Şubat 27, 2009, 12:22:26 öö
Yanıtla #43
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 562
  • Cinsiyet: Bay

Boğaziçi'nde öğretilen tarihçilik anlayışına göre Türkler Anadolu'ya 1071'de mi girmiştir? Sayın degas, kısaca "ben diğer üniversiteleri biliyorum ama Boğaziçi'ni bilmiyorum" derseniz daha rahat edeceksiniz. Ya da genel olarak yabancı Türkologlar, Türkler'in Anadolu'ya 1071'de girdiğini mi düşünüyorlar dersiniz?

Yanılıyorsunuz. Pek çok yabancı kaynaktan da Türkik diller konuşan halkların Anadolu'da 1071'den önce var olduklarını okuyabilirsiniz.

En büyük yanılgınız, tarih biliminin "şu şöyle olmuştur, Kızılderililer Fransızlar'la çarpışınca şaşıran Gotlar Çin'e doğru vızıldarken vs." gibi kesinlikler koyduğunu düşünmeniz. Geçmiş, tarih biliminin malzemesidir. Geçmiş, tarih bilimi değildir. Geçmiş saptanması sırasında önem sırasına koyulacak, elimine edilecek, araştırılacak, testler yapılacak kanıtlar bulunur. Bu kanıtların doğrultusunda sonuçlara varılır. Tarih bilimi 1071'de açılan Anadolu kapılarıyla ilgilenmez, onunla edebiyat ilgilenir.

Sıkıştığınız zaman beni kimliklere kilitlenmekle suçluyorsunuz fakat yeri geldiğinde kurumları ve kişileri etiketlemekten kaçınmıyorsunuz. Tüm bilim çevresi sabetayisttir diyorsunuz örneğin? Sizin kilitlendiğiniz hedef kimlik değil de nedir?

Yanagoni küçük bir örnekti elbette, bunu anlıyorum. Kalkıp da Robert Schoch'un akademisyen kimliğinin var olmasını ve burada yaptığınız tutarsızlığı kafanıza kakarak her dediğiniz yanlıştır demeyeceğim. Dr. Schoch'un Bosna Piramitleri'yle ilgili araştırmaları da mevcut ve kendisi rahat olunuz ki tarihle ilgilenen kişilerce bilinen birisi. Fakat düşünceleri yenidir. Ben Dr. Schoch'un Türkçe'ye çevrilmiş bir kitabı olduğunu düşünmüyorum mesela, rastlamadım buna. Bu yüzden işimiz İngilizce makalelere kalıyor. Ve ben kalkıp da bu akademisyenin eserlerini okumadığım sürece, internette hermetics.org grubunda dolaşan her bilgiyi sırf hoşuma gidiyor diye kabul edecek değilim.

Bakınız Ord. Prof. Ekrem Akurgal'ın çalışmalarında nasıl ayrıntılı fotoğraflar, eskizler bulunur. Devasa "Hititler" kitabının yarısı kanıttır. Örneğin ben sayın Akurgal'ın bu çalışmasını okuduğumda henüz 14 yaşımdaydım. Hoca'nın anlatısı ve anlatısını destekleyişiyle birlikte, eğer bu kadar kapsamlı ve destekli bir çalışma daha yapılmadığı sürece benim için Hititler'in "Eti Türkleri" olma safhası kapanmıştır. "Hititler Türk Müydü" şeklinde onlarca kitap bulabilecek olmanıza rağmen bu kadar destekli bir çalışmanın yanına koymaya bile yüzünüz kızarır örneğin.

Eminim okumuş olduğunuz James Churchward'un kitaplarını düşünelim mesela. Muhteşem bir hikaye; hatta bana kalırsa Kitab-ı Mukaddes'den daha sürükleyici, şahane bir kurgu. Gerçekten doğru olmasını isteyeceğiniz türden bir alternatif. Ama nedir? Modern çağ mitolojisidir. Hani Naacal Tabletleri? Hani kanıt? Nerede bu bahsi geçen tabletler, varsa eğer Karbon-14 yapılmış mı?

Üzücü olan dogmalara karşı duruş sergileyeceğim diye böyle garip pseudohistorikal dogmalara olan aşırı bağlılıktır. Benim düşünceme göre esas burada başlıyor o Amerikan - İngiliz hakimiyetindeki düşünceler. Esas bu düşüncelerde yok bilimsellik.

Fakat örneğin hatırlayacaksınız sizin Mu ülkesinin Hazar Denizi civarında olduğuna dair bir teoriniz vardı. Benim ilgimi çok çekmişti ve bölgenin tarihi itibariyle de böyle bir mitosa kaynaklık etse etse bu bölge etmiş olabilir demiştim içimden. Kaf Dağı'nın ardı, İran'da kutsal dağ Elburz, Kafkaslar'ın yine en yüksek dağı Elbruz ve isim benzerlikleri, eski Hirkanya, Sogdiyana, Hyperborea... Fakat siz örneğin bu konuyla ilgili bir çalışma sunmadınız yanlış hatırlamıyorsam. Ben ise bu konu hakkındaki fikirlerimi henüz okumadan ortaya dökecek bir adam değilim.

Bir de eğer sakıncası yoksa tanıdığınız profesörlerin isimlerini bilmek isterdim sayın degas. Bana özel mesaj yoluyla atabilirseniz eğer bir sakıncası yoksa mutlu olurum. Ayrıca kendilerinin doktora tezleri de dahil olmak üzere eserlerini mümkün olduğunca incelemek isterdim. Çünkü benim düşünceme göre ne olursa olsun metod bilen bir akademisyen ile benim aramda büyük farklar vardır.
Mea mihi conscientia pluris est quam omnium sermo


Şubat 27, 2009, 12:56:12 öö
Yanıtla #44
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 386

Boğaziçi'nde öğretilen tarihçilik anlayışına göre Türkler Anadolu'ya 1071'de mi girmiştir? Sayın degas, kısaca "ben diğer üniversiteleri biliyorum ama Boğaziçi'ni bilmiyorum" derseniz daha rahat edeceksiniz. Ya da genel olarak yabancı Türkologlar, Türkler'in Anadolu'ya 1071'de girdiğini mi düşünüyorlar dersiniz?

bakınız ironileri anlamakta zorlanıyorsunuz, boğaziçi veya boğazdışı fartetmez bilim öğretilen yer ise bilimselliği genele yaymakla mükelleftir.Türk tarihi eğitim kurumlarında batı tarih anlayışı içerisinde cevrilip Ülke vatandaşına öğretiliyorsa bu milletin verdiği vergilerle boğaziçi denilen mekanlarda sıcacık koltuklarında ahkam kesen Bilim rahipleri için harcanan alın teriyle kazanılan her liraya yazıktır.Gerekte yoktur.Nasılsa verilen tarihin batı tarih anlayışını doğrulaması lazımdır.Bugün Tc de üniv kapatılsa hiçbirşey olmaz, aynen devam eder.Sadece beyaz önlüklü rahiplerin geliri kesilir.
İşin özeti bilim rahipleri sıcacık koltukların oturup pahalı şampanyalar içeçek diye yanlış tarihe onay veremeyiz.kendilerinin doğruyu bilmesi milleti ilgilendirmez.Bilim rahiplerinin görevi kokteyllerde şampanyalar içmek değil milleti aydınlatmaktır.

Yanılıyorsunuz. Pek çok yabancı kaynaktan da Türkik diller konuşan halkların Anadolu'da 1071'den önce var olduklarını okuyabilirsiniz.

Sonrada kalkıp bu ekol dışı diyorsunuz ama. :D :D :D :D


Sıkıştığınız zaman beni kimliklere kilitlenmekle suçluyorsunuz fakat yeri geldiğinde kurumları ve kişileri etiketlemekten kaçınmıyorsunuz. Tüm bilim çevresi sabetayisttir diyorsunuz örneğin? Sizin kilitlendiğiniz hedef kimlik değil de nedir?

Söylemiyorum , aksine iddia ediyorum.

Dr. Schoch'un Bosna Piramitleri'yle ilgili araştırmaları da mevcut ve kendisi rahat olunuz ki tarihle ilgilenen kişilerce bilinen birisi. Fakat düşünceleri yenidir. Ben Dr. Schoch'un Türkçe'ye çevrilmiş bir kitabı olduğunu düşünmüyorum mesela, rastlamadım buna. Bu yüzden işimiz İngilizce makalelere kalıyor. Ve ben kalkıp da bu akademisyenin eserlerini okumadığım sürece, internette hermetics.org grubunda dolaşan her bilgiyi sırf hoşuma gidiyor diye kabul edecek değilim.

Konu hakkında Türkçeye çevrilmiş kitap yok.Türkiyede kitapmı çıkıyor, üç beş amerikancı, ermenici eski pos bıyık solcularının aşk kitaplarından başka.. :D :D :D
hermetics org sitesinde bulunan bilgilerin yüzde 99 'u yanlış bilgidir.son 10 yılda bu akımın öne çıkartılması siyasi ve ideolojiktir, meşhur şu ara Fotoncular sardı heryeri. :D :D

Bakınız Ord. Prof. Ekrem Akurgal'ın çalışmalarında nasıl ayrıntılı fotoğraflar, eskizler bulunur. Devasa "Hititler" kitabının yarısı kanıttır. Örneğin ben sayın Akurgal'ın bu çalışmasını okuduğumda henüz 14 yaşımdaydım. Hoca'nın anlatısı ve anlatısını destekleyişiyle birlikte, eğer bu kadar kapsamlı ve destekli bir çalışma daha yapılmadığı sürece benim için Hititler'in "Eti Türkleri" olma safhası kapanmıştır. "Hititler Türk Müydü" şeklinde onlarca kitap bulabilecek olmanıza rağmen bu kadar destekli bir çalışmanın yanına koymaya bile yüzünüz kızarır örneğin.

bunu okumadığım için yorum yapamayacağım.hititler hakkında ne dediğiyle ilgili bir yazı yazarsanız okumuş oluruz.

Eminim okumuş olduğunuz James Churchward'un kitaplarını düşünelim mesela. Muhteşem bir hikaye; hatta bana kalırsa Kitab-ı Mukaddes'den daha sürükleyici, şahane bir kurgu. Gerçekten doğru olmasını isteyeceğiniz türden bir alternatif. Ama nedir? Modern çağ mitolojisidir. Hani Naacal Tabletleri? Hani kanıt? Nerede bu bahsi geçen tabletler, varsa eğer Karbon-14 yapılmış mı?

Bakınız ben Sitchin ekolünün Materyalist kanadındayım, fakat tarihsel maddecilikle karışmasın.Somut olmayan hiç bir düşünce yazmam.Eğerki mit ve antropoloji desteği varsa kozmik ve kozmogoni izlerini sürerim.Bunlar farklı çizgiler ve tek bir bilim bu konulara açıklık getiremez, işte üniv bilimininde ilerleyememesinişn sebebi budur.


Üzücü olan dogmalara karşı duruş sergileyeceğim diye böyle garip pseudohistorikal dogmalara olan aşırı bağlılıktır. Benim düşünceme göre esas burada başlıyor o Amerikan - İngiliz hakimiyetindeki düşünceler. Esas bu düşüncelerde yok bilimsellik.

Bana carl Sagan'ı hatırlattınız birden, oda kendi mesleğine dışardan müdahale eden araştırmacılara söylemediğini bırakmaz.Ama tarih onu yanılttı, özellikle kuyruklu yıldızlar konusunda. :)

Fakat örneğin hatırlayacaksınız sizin Mu ülkesinin Hazar Denizi civarında olduğuna dair bir teoriniz vardı. Benim ilgimi çok çekmişti ve bölgenin tarihi itibariyle de böyle bir mitosa kaynaklık etse etse bu bölge etmiş olabilir demiştim içimden. Kaf Dağı'nın ardı, İran'da kutsal dağ Elburz, Kafkaslar'ın yine en yüksek dağı Elbruz ve isim benzerlikleri, eski Hirkanya, Sogdiyana, Hyperborea... Fakat siz örneğin bu konuyla ilgili bir çalışma sunmadınız yanlış hatırlamıyorsam. Ben ise bu konu hakkındaki fikirlerimi henüz okumadan ortaya dökecek bir adam değilim.

bu konuda bir çok bulgu mevcut, her nekadar beğenmesenizde kazım hocanın kitaplarında somut kanıtların hepsi var.Bunları resmi tarihe almak demek tarihin yeniden yazılması anlamındadır, aslında bunları bir çok bilim adamı bilir, bize bu konuları kazım hoca tanıştırdı, o sadece araştırmacı.size ısrarla batıni tarih dememin altındada bu yatar.hem somut kanıtlar hemde antropolojik kanıtlar bu dünceyi doğrular.

 

Çünkü benim düşünceme göre ne olursa olsun metod bilen bir akademisyen ile benim aramda büyük farklar vardır.

Tarihçi ve arkeolog doslarıma söyleyimde bu foruma takılsınlar onlarda Tc nin basit tartışma ortamlarından oldukça bıktı.Herşey batının copy/pastesi fakat ya gerçek.Oda kimsenin umrunda değil tabiki.


Aralık 16, 2009, 10:13:45 ös
Yanıtla #45
  • Ziyaretçi

ben tarih konusunda somuta dayanmayan her türlü akımı ve düşünceyi yok sayarım, tarihi düşünceler değil kanıtlar yazar.

tarih konusunda fazla bir bilgiye sahip olmadiginiz o kadar belli oluyor ki.. dunyada tarihi kanit olarak kabul edilen belgelerin kacta kaci mutlak dogru acaba? bunu hic dusundunuz mu?. sizin kanit diye bahsettiginiz belgelerin yuzde doksani devletler ya da dini kuruluslar tarafindan yazilmistir. ve tarih ile ugrasan insanlar cok iyi bilir ki, bir tarihci toplumu etkileyen tarafli yazilmis belgelerden de referans alir.


Nisan 12, 2010, 09:55:22 ös
Yanıtla #46
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 269
  • Cinsiyet: Bay

Türkiye, tarihini yanlış biliyor

Bunda, şüphe yok ki, 19.yy sonlarından itibaren ülke yönetiminde etkili olan cumhuriyetin ilanı ile memleketin  üst makamlarına kurulan Alman destekli ittihatçı şapşallar etkilidir. Onlar güzelim Türkiye'yi gezip dolaştıkları ,gördükleri Avrupa'ya  uyarlamaya çalışmış, Avrupa'nın nasıl geliştiğini, nasıl süreçlerden geçtiğini ve "nation" kelimesine din olmadan nasıl anlam yüklediğini (böyle olması da doğal çünkü kuzey avrupa-kuzeyliler- az karışık toplumlardan oluşur; onların kanını taşıyan İngilizler, Almanlar için bile böyledir bu) anlayabilmekten yoksun,  "Batılı'dan daha çok batılı olabileceklerini düşünerek (örn; "çağdaş medeniyet seviyesini" aşmak- komiktir; ulaşma derdinde değiller de aşma derdindeler, daha ulaşamadan nasıl aşabilecekleri cidden merak konusu olup bağımsız üniversitelerimiz olsa bu durum aslında tez konusu olarak incelenmelidir) birbirinden komik lafların, işlerin altına imza atmışlardır. Onlara göre; "Ordu sarsılmazdır, dünyanın en iyi orduları arasındadır ve cumhuriyetin sigortası olup ülkenin en modern kurumudur". Yalnız hiçbirinin nedense şu, aklına gelmemektedir: "300yıldır toprak kaybeden bir memleketin (yakın zamanda doğunun da elden çıkacağı düşünülürse toprak kaybı daha devam ediyor :( ) ordusu nasıl dünyanın en iyi orduları arasında yer almaktadır, birçok askeri darbenin ekonomik olarak faturası ağır olduğu halde, nasıl cumhuriyetin sigortası ordu olmaktadır?" Neyse konuyu çok dağıtmadan anlayacağınız üzere, İttihatçı vahşilerin karşı safında yer alan biriyim; ülkemizin bugünlerde çok daha ileri gidecekken geri kalmasının baş sorumlusu olarak, ülkemizin son 100-120 yılına damga vuran ittihatçıları görmekteyim, eğer onların bu cahil, barbar aynı zamanda dünya gerçeklerinden bihaber vurdumduymaz yönetimi sürdükçe, ileride İstanbul'dan bile olacağımızı düşünüyorum; ki Allah korusun... Yaratan ülkemizden güçlü & adil bir yönetim çıkarsın.


Peki kimdir bu Türkler?

Köken olarak Moğollarla, Japonlarla ve Korelilerle akraba olan Orta Asyalı bir millettir. Başlangıçta ilk olarak kuzeydoğu asya taraflarında ve bugunku mogol daglarında, sonra da Orta Asya  Balkhash gölü civarında görülmeye başlamışlardır. Türk adı yazılı olarak ilk defa MÖ 1328 yılında Çinliler tarafından, "Tu-Kiu" şeklinde kullanılır ve bu millet hakkında önemli bilgiler Çin kaynakları tarafından ilk olarak verilmiştir. Türk kelimesi anlam olarak ise , "ALTAYLI" (Altay dağlarından olan/gelen) olarak Pers ve bazı başka doğu medeniyetlerinin metinlerinde kullanılmıştır.  Türk kelimesini devlet adı olarak ilk kullananın Kök-Türk imparatorluğu olduğu bilinmektedir. Kök-Türkler"in ilk dönemlerinde Türk sözü bir devlet adı olarak kullanılmışken, sonra da Türk milletini ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.

MS. 585 yılında Çin İmparatoru"nun KÖK-TÜRK Kağanı Işbara"ya yazdığı mektupta: "Büyük Türk Kağanı" diye hitap etmesi, İşbara Kağan"ın ise Çin İmparatoruna verdiği cevabi mektupta "Türk Devleti"nin Tanrı tarafından kuruluşundan bu yana 50 yıl geçti" hitapları Türk adını resmileştirmiştir. Kök-Türk yazıtlarında Türk sözü daha çok "Türk Budun" şeklide geçmektedir. Türk Budun"un ise Türk Milleti olduğu bilinmektedir.


Oğuzlar

Kaşgarlı Mahmud'un Divân-ı Lügati't-Türk eserine göre 22 koldan oluşan Orta Asya kökenli en kalabalık Türk boyudur.Oğuz kitleleri içinde Kınık boyundan olup ataları Selçuk'un adından ötürü Selçuklular olarak anılmaya başlayan bir kol Tuğrul Bey önderliğinde 1038 yılında Irak ve İran'da Büyük Selçuklu İmparatorluğunu kurdu. Etrafta dağınık yaşayan diğer Türk boyları da bu İmparatorluğa katıldı. Selçuklu egemenliği İran, Horasan, Merv, Irak, Suriye, Güney Kafkasya ve Anadolu'da bir asırdan fazla sürdü.  İmparatorluk yıkılınca Oğuzlar dağılır. Dağılan bu boyların kimi Harzemşahlara bağlandı, kimi Horasan'a, Kirman'a göçtü, kimileri de daha batıya gidip Irak'a, Suriye'ye yerleşti, kimileri de Anadolu Selçuklu Devleti 'ne katıldı. Bunlardan sonra kurulan; Akkoyunlu, Karakoyunlu, Safevi Devletleri, Alemdarlar, Anadolu beylikleri, Osmanlı İmparatorluğu, Suriye, Irak ve Azerbaycan'da çeşitli beylikler de  Oğuz Kağan Destanı'na sahiptir.

Peki bugünkü Türkiye ne kadar Orta Asyalı?

Kayıtlara göre Anadolu nüfusu 1-1,5 milyon nüfusa sahipken Türkler buraya ilk olarak yerleşmeye başlamış ve 1800'lü yılların ortalarına kadar Orta Asya'dan özellikle Buhara'dan çeşitli göçler olduğu söylenmektedir. Gelen orta asyalı nüfus toplamının 250-300 bin kadar olduğu sanılmaktadır. Geriye kalan nüfusun büyük çoğunluğu, buraya yerleşen Türkler'in etkisiyle  İslam'ı genelde kendi serbest iradeleriyle seçip müslüman olan ve çoğunlukla Türk olarak kendini kabul etmiş olan yerleşik halktan oluşmaktadır. Bu sebeple, Türkiye'yi bir bina olarak farz edersek, harcı İslam olup İslam karşıtlığı bu ülkenin bekasına yönelmiş bir tehdittir. Ona göre düşünülmeli, faşizan hayallerin ardına takılıp ülkeyi tümden yok etmeye çalışmamalı hatta bu tarz tavırlardan olabildiğince sakınılmalıdır.


« Son Düzenleme: Nisan 12, 2010, 10:10:47 ös Gönderen: Texan »
Çöl Bilgesi


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
22698 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 13, 2007, 01:01:06 ös
Gönderen: Supeluta
16 Yanıt
10152 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2008, 07:09:52 ös
Gönderen: blossom
1 Yanıt
3385 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 08, 2010, 02:53:43 öö
Gönderen: scherif
0 Yanıt
2550 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2009, 09:21:47 ös
Gönderen: Vachogan
0 Yanıt
4008 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2011, 06:04:27 ös
Gönderen: sun
1 Yanıt
3261 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2011, 10:34:23 ös
Gönderen: moonlight
0 Yanıt
2349 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2013, 01:48:45 öö
Gönderen: Ares
9 Yanıt
7418 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2015, 10:30:52 öö
Gönderen: ADAM
16 Yanıt
8419 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2015, 07:31:02 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
2652 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 11, 2015, 05:39:25 ös
Gönderen: ADAM