Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: II. Abdülhamid 'e Karşı Düzenlenen İhtilaldeki Yabancı Parmağı  (Okunma sayısı 22933 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 15, 2007, 05:21:14 öö
Yanıtla #20

    Yedinci Bölüm :

                
                  Skaliyeri Aziz Bey Komitesi 'nin ikinci başkanı ise , yine bir mason olan Aziz Bey isminde birisi idi. Komite üyelerinin sayısı , yarısı memur yirmi kişinin üzerinde idi. Skaliyeri 'nin yeğeni Mihal ve V. Murat 'ın annesinin cariyelerinden Nakşibend Kalfa da Komiteye dahildi.

                  Komitenin planı şu şekilde işleyecekti ; V. Murat , su yolundan kaçırılıp , Seraskeriye , Meclis-i Mebusan binası , Topkapı Sarayı veya Fatih Camine getirilip kendisine biat edilecek , bu sırada ikna edilmeye çalışılan Yıldız Taburu Kumandanı Halil Ağa , II. Abdülhamid 'i tevkif edecekti. Bu biat ve hal gerçekleşirse , Mithat Paşa da(*) Sadrazamlığa getirilecekti. Bu planları yapmak uğrunda K. Skaliyeri ve komite üyelerinden Ali Şevket Bey , Çırağan Sarayı 'na su yolundan birçok defalar girerek , V. Murat 'la görüşmüşlerdi. Komitenin bazı zaruri masrafları da Çarağan Sarayı tarafından karşılanıyordu.

                 Komitenin planı gereği , V. Murat , Çırağın Sarayı 'ndan kaçırılıp İsatanbul 'da biat gerçekleştirilmezse , İngiltere , Fransa veya İtalya elçiliklerinden birisinde saklanacak ve harekete hazır bir gemiye bindirilerek yurt dışına çıkaracaktı.
             
                 Skaliyeri Aziz Bey Komitesi , yukardaki planı yürürleğe koymak uğrunda bütün hazırlakları yapmıştı. İcraat için 8 Temmuz 1878 'de Aziz Bey 'in evinde toplanılmıştı. Komite üyelerinden Hacı Hüsnü Bey , durumu Saraya ihbar edince , ev basıldı . Skaliyeri , Nakşibendi Kalfa ve Ali Şevki Bey , evden kaçmayı başardılar. Daha sonra bunlar , İstanbul 'dan mason localarının yardımıyla Yunanistan 'a kaçırıldılar.

                Komitenin ikinci başkanı olan Aziz Bey ve diğer üyeler tevkif edildiler.
 
                Yargılama sonucu , Skaliyeri , Aziz Bey , Nakşibend Kalfa ve Doktor Agah Efendi ölüme mahkum edildi. II. Abdülhamid bunların cezasını müebbet hapse çevrildi. Cezalandırılan bütün üyeler , İstanbul 'dan sürdüler. Sultan II. Abdülhamid en çok K. Skaliyeri 'nin peşine düştü. Çünkü , komitenin içyüzünü ortaya çıkaracak olan bütün belgeler onun tarafından Atina 'ya kaçırılmıştı. Belgeleri elde etmek için Sultan hafiyeleri Skaliyeri 'yi sıkı takibata aldılarsa da başarılı olamadılar. Yunan makamları onları okumak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

                Göründüğü gibi Skaliyeri olayını , batı Avrupa mason tertip etmişti ve siyasi iktidarlardan da esaslı yardım görmüştü.

(*) Fransız milliyetçisi ve kralcı E. Drumont (1844-1917) 'La France Juive , Essai d'historie contemporaine ' adlı kitabında Mithat Paşa 'nın Macaristanlı bir hahamın çocuğu olduğunu , Yahudi milyarderi Camondo ve Sason 'la işbirliği yaptığını ve Avrupa 'daki sırdaşının Yahudi Simon Deutsch
olduğunu iddia etmektedir.



Konu Sonu...




      Kaynak : Turgut Gürsan , Antik çağlardan 20. yy. başlarına kadar Dünya Tarihinin Perde Arkası


Nisan 15, 2007, 04:48:35 ös
Yanıtla #21
  • Ziyaretçi

Harika bir yazi dizisi olmus. Ne diyim, Masonlarin gucu bir kere daha goruluyor. Ama ne akdar guclu olursa olsunlar, Masonlarda olebiliyor ve idam edilebiliyormus, bunuda gorduk.

Cok guzel olmus. Emegine saglik. Tesekkurler.


Nisan 15, 2007, 05:06:45 ös
Yanıtla #22

Ben teşekkür ederim. Konu karışık gibi görünsede aslında amaç iktidar ve güç İçerde Mutlak Monarşi kurmak dışarıda denge siyaseti izlemek karşı tarafın açıklarını değerlendirmek. Film gibi Devletler Krallar Sultanlar ve Anneleri Elçiler Masonlar Askerler Doktorlar Sanatçılar Devlet adamları olaya karışmayan kalmamış İstibdat Dönemi olarak anılan bu dönemi incelemesi keyif veriyor.


Nisan 17, 2007, 03:05:30 öö
Yanıtla #23
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

1790 - 1940 donemi, gun gun incelenmesi gereken, cok karisik, onemli, buyuk bir donemdir. Guzel, bilgi dolu ve buyuk bir arastirma. Yazinizdan dolayi tesekkur ederim.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Nisan 17, 2007, 03:55:35 öö
Yanıtla #24
  • Ziyaretçi

Çok iyi ve güzel bir araştırma. Emeğine sağlık. Tebrik ederim!.. :)


Nisan 24, 2007, 05:11:29 ös
Yanıtla #25
  • Ziyaretçi

Sn. Fraternis sana Ali Suavi ve birçok konuda katılıyorum yazdıkların doğru, yalnız Abdülhamit'i daha iyi tanımak gerekiyor. Birazda ben ekleyeyim;

Abdülhamit'in amcası Abdülaziz Yeni Osmanlılarca hal edilmiş yerine hürriyet taraftarı V. Murat geçirilmişti.
V.Muratta tahta geçtikten sonra akıl hastalığı alametleri görülmeye başladı ve bu durum her geçen gün ağırlaşmaktaydı.
Yeni Osmanlılar bunun üzerine kendilerine yakın duran Veliaht Abdülhamite başvurdular. Abdülhamit kendilerine Kanuni Esasi'yi ( Anayasa) ilan edeceğine ve reformlar yapacağına, kendisinin de ilerici olduğuna dair teminatlar verdi. Bunun üzerine tahta çıkarıldı.

Tahta çıkar çıkmaz sinsi bir politika takibiyle amcasını halledenleri cezalandırma yolları araştırdı, ince entrikalar çevirerek birçoklarını sürdürdü, boğdurdu (Namık Kemal, Mithat Paşa vs...). Bu sırada patlayan 93 harbini de vesvese, vehim ve taht kaygılarıyla çok feci biçimde yönetti, sonucu Ruslara boyun eğilen Ayestefanos Antlaşması ve onun biraz yumuşatılmış hali olan Berlin Antlaşmasıdır. Bu savaş esnasında meydana gelen bir olay onun durumunu anlatmaya değerdir:

Rus-Rumen birleşik kuvvetleri kötü yönetilen Tuna ordumuzu atarak Plevne önlerine gelmiş, burada Gazi Osman Paşa komutasındaki bir avuç kahraman Türk'e takılmışsa da aldığı takviyelerle bu hattı da aşarak Edirne civarına kadar inmiştir. İstanbul'a ilerleyen Moskof'un önünde durulamamakta, Abdülhamit cepheye gitmeye ikna edilememektedir, çünkü İstanbul boş kalırsa taht altımdan kayar diye korkmaktadır...

Bu sırada Garp Ordusu kumandanı ilerici Süleyman Paşa'dır. Osmanlıdaki ilk Türkçülerden olan Süleyman Paşa, Abdülhamiti oldukça korkutmaktadır, keza müstebit amcasını hal edenler arasında o da vardır.
Süleyman Paşa Çanakkale ve Bolayır tahkimatını tutmaktadır. Rusların Enez'e çıkarma hazırlığında bulunduğunu, tahkimatın sol yanının takviyesi ve olası çıkarmayı engellemek için İstanbul'dan iki zırhlı ister, zırhlılar verilmez. Tekrar ister gene verilmez. Sebebini sorar, padişahın irade vermediği cevabını alır, bunun üzerine çok cüretkar bir mektup daha yazar ki bu mektup tüm dinleyenleri ağlatır. Zırhlılar gönderilmez, Süleyman Paşa görevden alınarak hapsolunur, Moskof Yeşilköy'e kadar gelir...(bkz.S.K.İrtem)

Savaşı bahane den Abdülhamit meclisi süresiz tatil eder ve sözünden DÖNER. 33 yıllık saltanatında muazzam donanmamızı bana darbe yapar diye çürümek üzere Haliçe çektirir (ki bunun acısı Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında rezil olup Sarayburnu'nda batan gemilerden anlaşılacak, deniz savaşlarına çıkılamayacaktır). Bedeli 40 sene sonra Ege Adaları olacaktır...

Abdülhamit ordudan da korkar, talim yaptırılmasını engeller, orduyu manevraya çıkarttırmaz, Harbiyeliler tek kurşun atmadan mezun edilir. Bedeli 40 sene sonra Balkanlardır...
Abdülhamit orduya kapıkulu misali Arnavut erlerinden alaylı paşalar alır. Cahil, kaba, yobaz, Türk düşmanı paşalardır bunlar, bir kısmı da Araptır. Bedeli Kumanova hezimetidir!..

Abdülhamit Arabı Arnavutu yüceltirken Türkü baskı altında tutar, vatan ve millet kelimelerinin gazetelerde yayınlanmasını engeller, yüzlerce vatanseveri milliyetçiyi sürdürür, sefil eder. Modern bir çağda Türk burjuvazisinin gelişimini köstekler, milletimizin geri kalmasına yol açar. Yahudi, Ermeni, Rum, Bulgar, hatta Arnavut ve Arap gelişirken bize gene yol verilmez. Türküm diyen Yıldızda günlerce sorgulanır. Bedeli Dünya Savaşı'dır, NATOdur, bugünkü geri kalmışlığımızdır!..

Vatansever insanlar güçbirliği ederek zalim istibdatı yıkmış ve millete güç vermişlerdir. Aralarında Yıldızda sorgu edilmiş Mustafa Kemaller, Enverler, Haliller,Çakmaklar, Karabekirler, Ali Fethiler, Cemaller vardır. Her biri vatan uğrunda şehit ya da gazi olan, öldüklerinde artlarında şereflerinden başka birşey bırakmayan millet sevdalılarıdır. Onlar Jön Türkler'dir...

« Son Düzenleme: Nisan 24, 2007, 05:17:45 ös Gönderen: Ittihatci »


Nisan 25, 2007, 07:49:00 öö
Yanıtla #26

Bilgiler için sağol İttihatçı .

Abdüllaziz 'in kurduğu donanma o günlerde hem İngiliz hemde Rus devletlerinin korkulu rüyası olmuş özellikle İngiliz sömürgelerine giden yolların güvenliği tartışmalı hale gelirken Osmanlı-Alman yakınlaşması ve bilindiği gibi Almanlar tarafındanyaptırılacak olan Bağdat Demir Yolları İngilizler'in kabuslar görmesine sebep olmuştur. Oysa İngilizler Aydın-İzmir arasına Anadolu'nun ilk demir yolunu yapmışlardı ve Anadolu geçilecekse bu vize onlardan alınmalıydı. Abdüllaziz Kapitülasyonları sınırlamak ve başarılması halinde tümden kaldırmak niyetindeydi Hal edildi! Bugün Gümrük Birliği aynı yolun biletçisidir. Fransa 'dan yayılan Milliyetçi akım Balkanları ateşledi  93 harbi , ardından 1. Dünya Savaşı derken Rusya'nın kalbine Enver Paşa sızdı Turan siyaseti yani her dönemde büyük devletlerin politikaları vardı ancak Osmanlı siyasi zayıflığı ve çok başlılığının kubanı oldu özellikle 93 Harbinde ordu subayların elinde ikileme sürüklendi biri taaruz derken diğeri geri çekilmeye başladı. Osmanlı Devleti Yöneticileri yönetimde daha çok güç toplamak nüfuzunu artırmak için yabancı devletler ile işbirliğinden geri durmadı. Nasıl ki Balkanlara geçme için Osmanlı (I. Murat '' Çimpe Kalesi'' ) Bizans içindeki taht kavgalarına taraf oldu ise bu dönemdede Batılı devletler Anadolu ve sömürgelere geçmek için Osmanlı içindeki taht yarışının bahisçileri oldular böylece her şartta Batı kazanacaktı. Gününü düşünenden lider olamaz liderlik ileride olacakları da göz önünde canlandırabilecek insanların vasfıdır. Maalesef denge siyaseti dışında Abdülhamit hafiyecilik oynamıştır ve yine maalesef devletin bekası kişilerin menfaati altında kalmış başka devletlerin fırıldağına sarılmıştır.
« Son Düzenleme: Nisan 25, 2007, 09:10:48 ös Gönderen: Fraternis »


Nisan 25, 2007, 12:13:09 ös
Yanıtla #27
  • Ziyaretçi

Bilgiler için sağol İttihatçı .

Abdüllaziz 'in kurduğu donanma o günlerde hem İngiliz hemde Rus devletlerinin korkulu rüyası olmuş özellikle İngiliz sömürgelerine giden yolların güvenliği tartışmalı hale gelirken Osmanlı-Alman yakınlaşması ve bilindiği gibi Almanlar tarafındanyaptırılacak olan Bağdat Demir Yolları İngilizler'in kabuslar görmesine sebep olmuştur. Oysa İngilizler Aydın-İzmir arasına Anadolu'nun ilk demir yolunu yapmışlardı ve Anadolu geçilecekse bu vize onlardan alınmalıydı. Abdüllaziz Kapitülasyonları sınırlamak ve başarılması halinde tümden kaldırmak niyetindeydi Hal edildi! Bugün Gümrük Birliği aynı yolun biletçisidir. Fransa 'dan yayılan Milliyetçi akım Balkanları ateşledi  93 harbi , ardından 1. Dünya Savaşı derken Rusya'nın kalbine Enver Paşa sızdı Turan siyaseti yani her dönemde büyük devletlerin politikaları vardı ancak Osmanlı siyasi zayıflığı ve çok başlılığının kubanı oldu özellikle 93 Harbinde ordu subayların elinde ikileme sürüklendi biri taaruz derken diğeri geri çekilmeye başladı. Osmanlı Devleti Yöneticileri yönetimde daha çok güç toplamak nüfuzunu artırmak için yabancı devletler ile işbirliğinden geri durmadı. Nasıl ki Balkanlara geçme için Osmanlı (I. Murat '' Çimpe Kalesi'' ) Bizans içindeki taht kavgalarına taraf oldu ise bu dönemdede Batılı devletler Anadolu ve sömürgelere geçmek için Osmanlı içindeki taht yarışının bahisçileri oldular böylece her şartta Batı kazanacaktı. Gününü düşünenden lider olamaz liderlik ileride olacakları da göz önünde anlandırabilecek insanların vasfıdır. Maalesef denge siyaseti dışında Abdülhamit hafiyecilik oynamıştır ve yine maalesef devletin bekası kişilerin menfaai altında kalmış başka devletlerin fırıldağına sarılmıştır.
Sende sağol, yazdıklarına katılıyorum. :)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
62 Yanıt
31166 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 29, 2016, 12:21:17 ös
Gönderen: Atlas
5 Yanıt
7968 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 06, 2010, 01:51:45 öö
Gönderen: MASON
42 Yanıt
26797 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 10, 2011, 04:41:36 ös
Gönderen: Masor1976
0 Yanıt
5668 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2011, 09:14:20 ös
Gönderen: sun
1 Yanıt
5179 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 17, 2011, 07:10:51 öö
Gönderen: Prometheus
1 Yanıt
3874 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 03, 2012, 08:43:25 ös
Gönderen: NOSAM33
3 Yanıt
3064 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 24, 2013, 06:10:53 ös
Gönderen: asimov
5 Yanıt
3948 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2013, 11:46:57 öö
Gönderen: Samuray
0 Yanıt
1950 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 29, 2013, 01:29:04 ös
Gönderen: Samuray
0 Yanıt
1875 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 30, 2013, 09:21:06 ös
Gönderen: Samuray