Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Yahudiler neden bu kadar zeki?  (Okunma sayısı 66352 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 04, 2010, 04:16:58 ös
Yanıtla #30
  • Ziyaretçi

Yahudilerin uzun yıllar özellikle avrupa’da yasaklı olduğu ve çalışma kısıtlanması getirildiği için her türlü işten uzak tutulduğu, sonucunda ise, onlara yapacak tek iş olarak para tüccarlığı, yani tefecilik, finans, bankacılık gibi, ham maddesi faiz olan işler kalmış

Teori diye kestirip attığınız bu görüş işin gerçeğidir.
Yahudi'nin aslında zeki görünmesinin sebebi de budur.
Roma İmparatorluğu, Resmî Din olarak Hristiyanlığı seçince yavaş yavaş Yahudilere bir soğukluk başlamıştır.
Ve İmparatorluk sınırları içerisinden dışarıya kovulmuşlardır. Kovuldukları yerlerde de Hristiyanlar olunca köyler kendilerine tehlikeli gelmiştir.
İş, ev bulamazlar diye ve ayrımcılık görürler diye köylerde değil şehirlerde yaşamışlardır. Ayrıca dediğiniz gibi her türlü işten uzak tutulduklarından dolayı mecburi olarak kendilerine serbest olunan belli işleri yapmışlardır. O yüzden de ticaretten iyi anlarlar.
Ne alaka diyorsunuz. Bir insan fiziki spor yaparsa fiziken kuvvetli olur. Manevi spor yaparsa maneviyatı kuvvetli olur. Her ne dalda alıştırma yapar ve ona alışırsa o konu onun uzmanlık alanı olur. Ve milletçe hep aynı şeyi yapıp alışkanlık edindikleri için de bu nesiller boyu kendilerine yansımıştır.
Paracıdırlar. Akılları sırf paraya çalışır. Bu Kapitalizm'de tam onlara göredir ve bunu da kullanıyorlar haliyle.


Ocak 04, 2012, 08:16:32 ös
Yanıtla #31
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Seçilmiş halk oldukları için bence .
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ocak 05, 2012, 11:27:36 öö
Yanıtla #32

kutsal kitaplara daha iyi bakak lazım
mesela,  dünya nüfusunun çok küçük bir kısmını oluşturmasına rağmen
asimile olmamış,  kültürünü ve tüm değerlerini  kaybetmemiş
ve birlik beraberliğini hiç bozmamış bir yapı
beri tarafta , dünyanın nüfusça büyük kısmını oluşturmasına rağmen , bir çok değerini koruyamamış milletler var
demekki seçilmiş olduklarını düşünmek pekte fena olmaz , aksine  iyi niyetli düşünenlerin, bundan sonraki hayatlarının düşünsel boyutta
daha pozitif evrileceğini düşünmekteyim...
sevgiler...saygılar...
yenilmek te iyidir, mühim olan her seferinde yenilsende , daha iyi olarak yenildiğini bilmektir


Ocak 05, 2012, 12:08:50 ös
Yanıtla #33
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Alıntı
Siz neye yönelirseniz sizden sonraki nesiller ona yönelir bir şekilde rehber olmuş olursunuz. Sizin az çok başarılı olduğunuz dalda izinizden giden sizden sonraki nesil daha yüksek düzeyde  başarı gösterir. Bu başarılar nesilden nesile geçer adı kalıtımsal zeka yada zeki ırk olur...

Eeeee nede olsa kapitalizmin kitabini yazanda bir yahudi"dir. Ona ki ustalarin ustasi derler, adi KARL MARX"tir ve sayin shemuel"e hakta veriyorum, bildigim kadariyla ilk bankacilik sektörü yahudiler tarafindan gerceklestirildi ve akabinde bugün finanz ve bankacilik sektörünün onlarin elinde olmasida biraz normal sanirim.
Yahudi"lerin en cok önem verdikleri ilke " bilgi güctür"ilkesidir.

Saygilarimla


Ocak 05, 2012, 10:55:40 ös
Yanıtla #34
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

                Sayın Tij

Güzel bir konuya değinmişsiniz.Bir Yahudi müşterim var.Sizlerden iyi olmasın çok severim kendisini.Ona üniveriste okuduğumu söylediğimde,bana aynen şu cümleleri sarf etti:'
       'Aferin oğlum,Aferim ! çok iyi yapıyorsun.Bak bize evimizi aldılar, canımızı,aldılar, ama kafamızın içindekileri alamadılar.Paranı

kaybedebilirsin.Evini kaybedebilirsin taşıyamazsın çünkü ama kafan da ki bilgiyi asla kaybetmezsin,her yere taşırsın.Oku oğlum öğren.Bilgi para kazandırır insana''

Saygılarımla
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


Ocak 05, 2012, 11:59:46 ös
Yanıtla #35
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Arasis benden selam olsun  o güzel insan Yahudi müşterine, ne güzel hayatın gerçeğini özetlemiş BİLGİ = PARA  saygılar ... 8)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ocak 06, 2012, 10:07:15 öö
Yanıtla #36
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

En sevdiğim milletlerin başında gelir.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Ocak 06, 2012, 09:49:03 ös
Yanıtla #37
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Nerde Birlik var, orada Dirlik vardır bana göre .  8) 8) 8)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ocak 07, 2012, 01:07:43 ös
Yanıtla #38
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 379
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Popperist,

Einstein in 3 yaşında konuşmaya başladı.9 yaşındayken henüz istediği her şeyi tam olarak söyleyemiyordu. Hocası, anne ve babasına oğlunuz ne olursa olsun hiçbir zaman başarılı olamayacak dedi.Bir diğer hocası da öğrencilere kötü örnek oluyorsun diyerek okulu bırakmasını istedi.Matematik hocası da ona tembel köpek lakabını takmıştı.

Bence Yahudilerin bu kadar başarılı olmaları, belirli bir plan dahilinde yetiştirilmelerinden kaynaklanıyor. Yahudilerin, Tanımlanmış 7 farklı alanda mükemmel zeka’ya sahip olduklarını düşünmek diğer milletlere hakaret olur.

Şimdi Harward Üniversitesi Eğitim Profesörü Haward GARDNER’ın Çoklu Zeka Teorisine bir göz atalım, yine devam ederiz.

ÇOKLU ZEKA TEORİSİ

Teknolojinin ve bilimin hızla geliştiği günümüzde, hala dünyada pek çok okulda geleneksel eğitim ve öğretim yolları kullanılmaya devam ediliyor. Okullarda yıllardır uygulanan, kuralları olan ve bol miktarda veriyi ezberlemeye dayalı eğitim sistemine teknoloji toplumunda daha az ihtiyaç duyulacaktır.

Teknoloji ve bilim toplumunda " Problem çözme yeteneği, derinlemesine düşünme ve yaşam boyu aktif öğrenme" giderek daha önemli hale gelecektir.
Yıllarca insanların doğuştan geldiğine inanılan belli bir zekaya sahip olduğu, yaşamını onunla
sürdürdüğü görüşü hakimken artık günümüzde insan zekasının sınırları, araştırmalarla birlikte yeniden çizilmeye başlandı.

Günümüzde IQ nun hayattaki başarı konusunda zayıf bir gösterge olduğuna dair pek çok bulgu ortaya çıkarılmıştır. IQ nun doğru kabullenilip yıllarca hakimiyetini sürdürmesi sonucu, toplumlar zekanın sınırlı olarak ele alınması ile belirlenen kalıba uymayan pek çok yaratıcı akıldan mahrum kalmıştır.

Geçen uzun yıllar sonunda ortaya çıkan ürünler hem eğitimciler hem de aileler açısından hiç umut verici değildi. Çünkü okul hayatı boyunca başarılı sayılan öğrenciler, mezuniyet sonrası büyük sıkıntılarla iş hayatına girebiliyor ve gerçek hayata uyumda pek çok sıkıntı yaşıyorlardı. Bunun gibi "zeki" diye adlandırılan pek çok öğrenci inanılmaz davranışlarla toplumu şaşırtıyor ve antisosyal tavırlarla anne babaları endişelendiriyordu. 1980'li yılların başlarından itibaren dünyanın gelişmiş denilen ülkelerinin pek çoğunda  ahlaki anlamda bir çöküşle birlikte bilim adamları, eğitimciler ve aileler, gençler adına binlerce hayal kırıklığı yaşamaya başladılar.


Bir öğrenme psikoloğu olan Howard GARDNER zeka kavramına farklı bir boyut getirdi. GARDNER, 1983'te yazdığı " Aklın Çerçeveleri" adlı kitabında kültürlerin ve bilim adamlarının zekayı çok kısıtlı olarak tanımlayarak ele aldıklarını, zekanın bir veya birkaç faktörden çok daha fazlasını içerdiğini ve her insanda 7 farklı zekanın bulunduğu tezini ortaya attı.

Harward Üniversitesi Eğitim Profesörlerinden olan Haward GARDNER Çoklu Zeka Teorisini ortaya atmadan önce pek çok bilimsel araştırma sonucundan faydalandı. Bu çalışmalar sonucu insan beyninin farklı bölümlerden oluştuğu ve her bir bölümün özel işlevlere sahip olduğu gerçeği ortaya çıktı.
Prof. GARDNER, çalışmaları sonucu zekayı yeniden tanımladı. Zeka, değişen dünyada yaşamak ve değişimlere uyum sağlamak amacıyla  her insanda kendine özgü bulunan yetenekler ve beceriler bütünüdür. İnsan zekası yaşamın her anında, bir makineyi icat ederken, bir hedefi gerçekleştirirken, insanları ikna ederken, bir söküğü dikerken veya bir resim çizerken, bir rolü canlandırırken çok farklı zaman ve durumlarda harekete geçer ve kullanılır.

GARDNER, zeka diyerek adlandırdığı 7 farklı beceriyi öğrenme, problem çözme ve insan olma için etkili birer araç olarak tanımladı. Her insan sahip olduğu zekalarla birlikte farklı bir öğrenme, problem çözme ve iletişim kurma yöntemine sahiptir.

Dünya tarihine şöyle bir bakıldığında, GARDNER'ın teorisini destekleyen pek çok önemli ayrıntıya, olaya rastlanabilir. Dünyanın en ünlü atletleri , en büyük müzisyenleri girdikleri IQ sınavlarından çok düşük puanlar almışlardır. Böylesine düşük IQ puanlarına göre bu insanlara zeki diyemiyorsak, onları kendi alanlarında bu denli başarılı kılan ne olabilir? Bu başarılı insanların zihinsel yeterliliği farklı ilgi ve beceri alanları ile yeniden tanımlanabilir. Çünkü her insanın kendini ifade ederken kullandığı dil farklıdır. Bir müzisyen kendini yaptığı bestelerle, bir tiyatrocu kendini canlandırdığı rollerle ya da bir ressam çizgileri ile kendini ifade eder.
Her insan farklıdır. Tektir ve özeldir. Her insanın da insanlık kültürüne katkısı farklı yönlerdedir.

Prof. GARDNER yıllar boyu hakimiyetini sürdüren insanların tek bir zekaya sahip oldukları IQ denen zeka anlayışını kırdı. GARDNER'a göre insanların sahip oldukları çoklu zekaların her biri yaşamak, öğrenmek, problem çözmek ve insan olmak için kullanılan etkili birer araçtırlar.


Prof. GARDNER'ın tanımladığı zeka türleri :
1.   Sözel - Dilsel Zeka
2.   Mantıksal - Matematiksel Zeka
3.    Görsel - Mekansal Zeka
4.   Bedensel - Kinestetik Zeka
5.    Müziksel - Ritmik Zeka
6.    Kişisel - İçsel Zeka
7.    Kişilerarası - Sosyal Zeka
8.   Doğa - Varoluşcu Zeka
Son iki yıldır Sosyal ve Kişisel Zekalar bilim adamları ve eğitim bilimciler tarafından " Duygusal Zeka" başlığı altında ele alınmaktadır.

1995 yılında Doğa Zekası, ( doğadaki nesneleri tanıma ve sıralama becerisi )      8. zeka olarak kabul edildi ve üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir.


Sözel - Dilsel Zeka Nedir ?

Sözel - Dilsel Zeka, dili etkili bir biçimde kullanma, kelimelerle ve seslerle düşünme, dildeki kompleks anlamları kavrayabilme, insanları ikna edebilme, dildeki farklı yapıları fark edebilme, yeni yapılar oluşturabilme, farklı dilsel kalıplarla ilgilenme becerisidir.

Sözel - Dilsel Zekaya Sahip İnsanların  Özellikleri :


o    Farklı kelimeleri, sesleri, ritimleri, renkleri dinler ve tepkide bulunur.
o   Diğer insanların seslerini, dil üslubunu, okumasını ve yazmasını taklit edebilir.
o   Dinleyerek, okuyarak, yazarak ve konuşarak öğrenir.
o   Cümleleri dinler, yorumlar, farklı bir tarzda ifade eder ve söylediklerini hatırlar.
o   Okuduklarını anlar, özetler ve kolaylıkla hatırlar.
o   Farklı zamanlarda, farklı amaçlar için, farklı gruplara etkili bir biçimde hitap edebilir.
o   Dinleyicileri, konuşmaları ile etkiler. Okuma, yazma, dinleme ve konuşma gibi dil sanatlarında farklı yapılar oluşturabilir.
o   Dilbilgisi kurallarını etkili bir biçimde kullanarak yazar. Kelime dağarcığı zengindir.
o    Farklı dilleri öğrenme becerisine sahiptir.
o   Hikaye, şiir yazma gibi etkinliklerden zevk alır.
o   Yeni dil formları oluşturur.
o   Etkili dinleme becerilerine sahiptir.


Matematiksel - Mantıksal  Zeka Nedir ?

Matematiksel - Mantıksal Zeka, sayılarla çalışma, muhakeme etme, tümevarım ve tümdengelim teknikleri ile düşünebilme , soyut ve sembolik problemleri çözebilme, kavramlar, düşünceler ve fikirler arası kompleks ilişkileri algılayabilme becerisidir.

Matematiksel - Mantıksal Zekaya Sahip İnsanların  Özellikleri :

1.   Neden sonuç ilişkilerini çok iyi kurar.
2.   Somut cisimleri soyut sembolik ifadelere dönüştürebilir.
3.   Mantıksal problem çözümlerinde başarılıdır.
4.    Hipotezler kurar ve sınar.
5.   Bulmaca ve zeka oyunlarını sever.
6.    Miktar tahminlerinde bulunur.
7.    Grafikler ya da şekiller  halinde verilen ( görsel ) bilgileri yorumlar.
8.   Bilgisayar programları hazırlar.
9.   Grafik, şema, şekillerle çalışmaktan hoşlanır.


GÖRSEL-MEKANSAL ZEKA NEDİR?

Görsel-Mekansal Zeka, resimlerle, şekillerle düşünebilme, görsel dünyayı algılayabilme, şekil, renk ve dokuları zihnin gözleriyle görebilme ve bunları sanatsal formlara dönüştürebilme yeteneğidir. Psiko-motor becerilerin gelişmesiyle başlar, el-vücut-beyin koordinasyonunun gelişimi küçük kas gelişiminin mükemmel çalışmalarıyla geliştirilebilir.

Görsel ve Mekansal Zekaya Sahip İnsanların Özellikleri :

1.   Görerek ve gözleyerek öğrenir.
2.   Kolaylıkla yön bulma becerisine sahiptir.
3.    Grafik, diyagram, harita, şekil ve modelleri yorumlayabilir.
4.   Dinlediklerinden zihinsel objeler hayaller, resimler üretir. Öğrendiği bilgileri hatırlamada bu zihinsel resimleri kullanır.
5.   Çizmek, resim yapmak, boyamak ve modeller oluşturmaktan zevk alır.
6.   Üç boyutlu ürünler hazırlamaktan hoşlanır.
7.    Origami ve maketler hazırlar. Bir objenin farklı açılardan perspektifini anlayabilir, onu zihninde canlandırabilir.
8.   Öğrendiği bilgileri somut ve görsel sunuşlara dönüştürür.


KİNESTETİK - BEDENSEL ZEKA NEDİR ?

Kinestetik-Bedensel Zeka, aklın  ve vücudun mükemmel bir fiziksel performansla birleştirilerek belli bir amaca yönelik faaliyetlerin sergilenebilmesi yeteneğidir.

Kinestetik ve Bedensel Zekaya Sahip  İnsanların Özellikleri:

o   Zihin ve vücut koordinasyonlarını etkili bir biçimde kullanır.
o   Sağlıklı yaşam konusunda vücuduna özen gösterir.
o   Fiziksel işlerde, görevlerde denge, zerafet, maharet ve dakiklik gösterir.
o   Çevresini, nesneleri, eşyaları dokunarak ve hareket ederek inceler.  Öğrendiklerine dokunmayı ya da onları kullanmayı tercih eder.
o   Fiziksel maharet  isteyen alanlarda ( dans, spor...) yenilikler keşfeder ve farklılıklar ortaya çıkarır.
o   Rol yapma, atletizm, dans, dikiş nakış gibi alanlarda yeteneği vardır.
o   Aktif katılımla daha iyi öğrenir. Söylenenden daha çok yapılanı hatırlar.
o   Gezi-inceleme-model/ maket yapma gibi fiziksel aktivitelere katılımdan zevk alır.
o   Organizasyon yapma özelliği gelişmiştir.
o   Bulundukları çevreye ve onu kapsayan sistemlere karşı duyarlıdır ve sorumlu davranır.


KİŞİLERARASI-SOSYAL ZEKA NEDİR?

Sosyal Zeka insan aklının en önemli özelliklerindendir. Ünlü eğitim bilimci Humprey'e göre insan zihninin en yaratıcı kullanımı, insan ilişkilerini etkili  olarak sürdürmekle olur.

Kişilerarası - Sosyal Zeka insanlarla birlikte çalışabilme, Sözel - Bedensel Zeka dilini etkili bir biçimde kullanarak çok farklı karakterlere sahip insanlarla kolaylıkla iletişim kurabilme, insanları yönetebilme, onlarla uyumlu çalışabilme ve insanları ikna edebilme becerisidir.

Sosyal Zekaya Sahip Bireylerin Özellikleri :
1.   Yaşıtları ile ya da farklı yaş grupları ile birlikte olmaktan zevk alır.
2.   Diğer insanların duygularına karşı duyarlıdır.
3.   Diğer insanları konuşmaları ile etkiler.
4.   Grup ve takım çalışmalarından, çok özel ve mükemmel ürünler ortaya çıkararak, gruplar halinde çalışmaktan zevk alır.
5.   Farklı kültürler, farklı yaşam tarzları konusunda çok meraklıdır.
6.   Çok küçük yaşlarda bile toplumsal ve politik sorunlarla ilgilenebilir.
7.   Güçlü bir espri yeteneğine sahiptir.
8.   Davranışlarının sonuçlarını değerlendirebilir.
9.   İnsanların her tür davranışına karşı kabul edicidir.
10.   Sözel ve bedensel dili etkili bir biçimde kullanır.
11.   Farklı ortamlara, farklı insan topluluklarına girdiklerinde kolaylıkla uyum sağlayabilir.
12.   İnsanları organize etme yetenekleri vardır.Liderlik vasıflarını taşır.

KİŞİSEL-İÇSEL ZEKA NEDİR?

Kişisel - İçsel Zeka, kendimiz hakkındaki duygu ve düşünceleri şekillendirebilme, yaşamı sürdürebilme ve yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizle, hayat felsefemizi oluşturabilme, yaşamımızı bu doğrultuda planlanma, kişisel istek ve hayaller oluşturabilme becerisidir.
Kişisel Zekaya Sahip İnsanların Özellikleri :
1.   Yalnız kalmaktan hoşlanır.
2.   Yaşadığı her olay ve deneyim üzerinde çok fazla düşünür.
3.   Kendi içinde bir değer ve anlayış sistemi oluşturur.Her şeyde kendinden bir şey arar.
4.   Kendi duygu ve düşüncelerinin farkındadır.
5.   Kendisini farklı tarzlarda ifade edebilir ; yazar,ressam,heykeltraş...vb.
6.   Yaşam felsefesini oluşturmaya yönelik bir anlayış içindedir.
7.   Bireysel çalışmalardan zevk alır.
8.   Yaşamında motivasyon kaynağı, hedefleridir.
9.   Kendisi üzerinde düşünmek için çok zaman harcar ve sürekli bir kişisel değerlendirme süreci yaşar.


MÜZİKSEL-RİTMİK ZEKA NEDİR?

Müziksel - Ritmik Zeka, sesler, notalar, ritimlerle düşünme, farklı sesleri tanıma ve yeni sesler, ritimler üretme, ritmik ve tonal kavramları tanıma ve kullanma, çevreden gelen seslere ve müzik aletlerine karşı duyarlı olabilme becerisidir.
Müziksel Zekaya Sahip İnsanların Özellikleri :
o   İnsan sesi ve çevreden gelen sesler gibi çok farklı seslere karşı duyarlıdır, dinler ve tepkide bulunur.
o   Müziği yaşamında kullanmak için fırsatlar oluşturur.
o   Seslerle nota ve ritimlere karşı özel bir ilgiye sahiptir.
o   Müziği hareketlerle birleştirerek farklı figürler ortaya çıkarabilir.
o   Müziksel enstrümanlara karşı ilgilidir. Enstrümanları kullanmayı kolaylıkla öğrenebilir.
o   Orijinal müzik kompozisyonları oluşturabilir.
o   Ritim tutar.
o   Öğrendiği şarkıları mırıldanarak gezer.


DOĞA ZEKASI NEDİR ?

  Doğa Zekası, doğadaki tüm canlıları tanıma, araştırma ve canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir.
Doğa Zekası Gelişmiş İnsanların Özellikleri :
•   Doğadaki hemen her canlının yaşamına ilgi duyar. Farklı canlı türlerinin isimlerine karşı dikkatlidir; çiçek türleri, hayvan türleri onlar için çok çekicidir.
•   Zooloji, botanik, organik kimya, tıp, fotoğrafçılık, dağcılık, izcilik...vb alanlara ilgi duyar.
•   Seyahat etmeyi, belgeseller izlemeyi severken, doğa ve gezi dergilerini incelemekten hoşlanır.
•   Doğadaki bitki türlerine karşı duyarlıdır.
•   Doğanın insanlar üzerindeki ya da insanın doğa üzerindeki etkisi ile ilgilenir.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Sayın Popperist,

Yıllar önce TV’de “çocuklar duymasın” adlı bir dizinin x bölümünü izliyorum. O bölümde Haluk, işten çıkartılıyor. Haluk efendi, o gece uykusunda işsizlikle ilgili bir rüya görüyor. Rüya şu:  Kahvehanede Haluk + 3 kişi okey oynuyorlar. Masadakiler, sırasıyla içlerinden işsizlikle ilgili bir şeyler geçiriyorlar. Mesela 1. kişi diyor ki “ ah ulan ah, dün’e kadar şirketin muhasebe müdürüydüm şimdi düştüğüm duruma bak” neyse, masadakilerden biri okey taşlarını şakırdatırken şöyle düşünüyor “ ah ulan ah, daha düne kadar nükleer enerji mühendisiydim, şimdi düştüğüm duruma bak…”

Şimdi, ismi geçen bu dizinin eski versiyonunu izleyenlerin yaş ortalaması neydi? Diyelim ki 8 ila 17 arası olsun. Sözde Nükleer enerji mühendisi olmasına rağmen bu ülkede işsiz kaldığına yakınan o adamın sözleri çocuklarımızda nasıl bir tahribat yarattı düşünebiliyor musunuz?

Halbuki o dizi İsrail’de yayınlanıyor olsaydı, emin olun adam en azından şöyle düşünürdü “ah ulan ah, keşke nükleer enerji mühendisi olsaydım, şimdi işsiz kalmazdım”

Ben o dönem, dizinin yapımcısı Birol GÜVEN’e mail atıp şahsen tepkimi göstermiştim. Ama aynı tepkiyi eğitim kurumlarımızın verdiğini hiç sanmıyorum…

Onların, kurdukları sistem, komplike olarak bireyi, zekasını maximum kullanmaya zorlar. Bizim sistemimiz, var olanı da köreltmeye zorlar.

Saygılarımla.











Odi Profanum Vulgus Et Arceo.


Ocak 07, 2012, 09:33:28 ös
Yanıtla #39

Sayın Agnusdei,

Çoklu zeka teorisinden haberdardım fakat maddeler halinde özetlemeniz iyi olmuş. Bireyin yeteneklerini etkili kullanabilmesi için bu zeka tiplerinin erkenden sınanması ve hem aile hem de çocuğun bu farkındalığı edinmesi gerekir. Yahudilere gelince, onların bu konuyla ilgisini tam anlayamadım. Bu, yeteneğe göre insanın yetiştirilmesi meselesini Yahudiler daha iyi mi yapıyor, bilmiyorum. Bence bu halen tam olarak başarılmış bir şey değil. Nerede kaldı ki yahudilerin tarihteki etkinlikleri, çoklu zeka teorisinin geliştirilmesinden daha önceye dayanıyor.

Son paragrafta çizdiğiniz doğu-batı düşünce tarzına tamamen katılıyorum. Ben ne zamandır doğu insanının "korku" motivasyonuyla yetiştirildiğini, korku motivasyonuyla öğrendiğini, korku ile yaşadığını düşünmeye başladım. Çünkü kültürü de korku temelli. Korku da doğal olarak bir kendine güvensizlik yaratıyor. Kendine güvensizlik, geleceğe güvensizlik, kurumlara güvensizlik, Allah'a bırakma, işi oluruna bırakma, kadercilik, şükürcülük derken başarı motivi ortadan kalkıyor. Batıda bir varoluş savaşı vermiş Yahudilerin ise tam tersi güdülerle motive olmaları gerçekten kayda değer. Sıradan bir doğu toplumundan daha çok cefa çekmiş olmalarına rağmen, korkmalarına rağmen, onlar her zaman kendilerinin doğru yolda olmalarına güvenerek, kendine güvenlerini yitirmemişlerdir. Çünkü kültürleri, kitapları, kendilerini ayrıcalıklı kılar, ve Yahudi, buna inanmak zorundadır.

Saygılar
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Zeki Alasya

Başlatan MASON « 1 2 3 4 » Kardeslerimiz

37 Yanıt
60443 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 07, 2022, 05:46:17 ös
Gönderen: onurcelik
25 Yanıt
25467 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2012, 12:34:06 öö
Gönderen: abezethibou
10 Yanıt
10952 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2020, 02:28:55 öö
Gönderen: Transcendental
46 Yanıt
21592 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2014, 07:22:35 öö
Gönderen: Kadim
2 Yanıt
4936 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2012, 10:16:03 öö
Gönderen: shakespeare
16 Yanıt
13849 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2009, 11:22:51 ös
Gönderen: ozak1977
7 Yanıt
10241 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2015, 09:34:25 öö
Gönderen: ruzber
5 Yanıt
8855 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2011, 12:02:02 ös
Gönderen: sundance
0 Yanıt
2062 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 22, 2013, 02:46:48 öö
Gönderen: Ares
1 Yanıt
2812 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 15, 2014, 05:57:17 ös
Gönderen: Waldow