Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hayrullah Örs  (Okunma sayısı 20421 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 25, 2006, 12:32:14 ös
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Türk Masonluğu’nun Köşe Taşı:
Hayrullah Örs 
“6 Ekim 1977 günü, ziyaret ettiği İstanbul’daki lokalimizin sekreterliğinden saat 17 sularında ayrılıp Nuruziya Sokağı’nı tırmandıktan sonra, İstiklal Caddesi’nin köşesine ulaştığında, bir enfarktüs krizi sonucu Ebedi Maşrıka intikal etti.”
Oğlu Ahmet Örs K. babası ve K.’i Hayrullah Örs Büyük Üstadın Ebedi Maşrıka intikalini Şakul Gibi’nin 7. sayısında böyle ifade ediyor. 1977 yılında sonsuzluğa uğurladığımız Büyük Üstatlarımızdan Hayrullah Örs, Masonik tarihimizin kuşkusuz en önemli köşe taşı.

Tesviye Dergisi’nin Editörü Celil Layiktez Üstadımız bu en önemli köşe taşıyla ilgili bakınız neler söylüyor:

“O’na hayrandım. Kendime model seçtiğim iki büyük Masondan biridir. Diğeri Ziya Umur’dur. Hala kese dolaşırken bu iki üstadın adlarını zikrederim. Sadece Onlar’ınkini! Araştırmayı sevdiğim için Hayrullah Örs Üstadım ile yakınlaşma fırsatı buldum. Araştırmacı, meraklı, derin ve yüksek bilgisine rağmen mütevazı… Bana Topkapı Sarayı’nın kapılarını açtı. O tarihlerde batıl itikatları araştırıyordum. Ortaçağ ve batıl itikatlar konusunda pekçok malzeme bulunan Topkapı Sarayı’na beni sık sık davet ederdi. Kendisinden çok şey öğrendim. Örs Büyük Üstat sadece iyi bir Mason ve araştırmacı değil, aynı zamanda kıymetli bir yazardı. Sadece Musa Peygamber ve Yahudilik adlı eseri bile, bu yargıya varmamız için yeterlidir. Buna çevirmenliğini, (Mareşal Von Moltke’nin Türkiye mektuplarını, yanlışları dipnotlarda düzelterek yayınlaması olağanüstü bir çalışmadır) müzeciliğini ve tabii en önemlisi olan eğitimciliğini, Köy Enstitüleri’nin kurulmasındaki öncülüğünü de ekleyin…”

Kardeşlerinin oylarıyla seçildiği Masonluğun en yüce makamını 1965-1973 yılları arasında dolduran Hayrullah Örs, 1901 yılında İstanbul’da doğdu. İlk öğrenimini Reşit Paşa okulunda yaptı. Sonra İstanbul Öğretmen Okulu’na girdi. 1921/25 arasında İstanbul Feyz-i Ati Nümune Mektebi’nde ve 1925/26 yılları arasında Artvin Şavşat Merkez Mektebi’nde öğretmenlik yaptı. 1927/1931 yılları arasında Almanya’da Köln İş Okulu Semineri, Bonn Pedagoji Akademisi ve İsveç’de Naas August Abrahamson kurumunda el işleri seminerlerine devam ederek yüksek öğrenimini tamamladı.

Masonik Biyografisi:

• 12.10.1926’da Selamet Locası’nda tekris oldu.
• 15.10.1927’de Kalfalığa,
• 21.4.1928’de Üstatlığa terfi etti.
• Uyanıştan sonra Ankara’da Yükseliş Locası’nda çalışmalarını sürdürdü.
• 1954 yılında İstanbul’a yerleşti, Ahenk Locası’na kurucu üye oldu.
• 1954/1955 yılında Ahenk Locası’nda 1. Nazır’lık ve 1956/1957 yıllarında Üstadı Muhteremlik yaptı. Aynı görevi, 1959/1960 yıllarında da sürdürdü.
• Büyük Loca Daimi Heyeti’nde Büyük 1. Nazırlık ve İstanbul Bölge Locası’nda Bölge Büyük Üstatlığı da yapan Hayrullah Örs, Ahenk Locası’nın delegesi olarak katıldığı 5 Aralık 1965 günkü Genel Kurul toplantısında Büyük Üstatlığa seçildi. Bu görevini 1973 yılına kadar sürdürdü.
• Felsefî derecelerde 15.6.1955’de 30. dereceye terfi eden Hayrullah Örs K., 1.5.1972’de 33. dereceye yükseldi.
• 2.4.1976’da Masonluk camiasında 50 yılını doldurdu ve “50 yıllık Mason” berat ve önlüğü ile onurlandırıldı.

1932 yılında Türkiye’ye döndüğünde, Atatürk’ün talimatıyla öğretmen yetiştirecek ilk yüksek öğrenim kurumu olan Gazi Terbiye Enstitüsü’nde el işleri öğretmeni oldu. l935 yılında Milli Eğitim Bakanlığı müfettişliğine atandı. Aynı yıl Leyla Hemşiremiz’le evlendi. Bir oğlu ve bir kızı dünyaya geldi.

1935 yılında başladığı Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliği görevini 1939’a kadar sürdürdü.

Üçgen konusu

Hem eşinden ve hem de babasından dolayı hemşiremiz olan Erengül Erengül Hanımefendi bakın nasıl hatırlıyor Örs Büyük Üstadın müfettişlik yıllarını:
“Sınıfta bir telaş… Müfettiş gelecek deniliyor… Derken kapı açıldı ve Hayrullah Örs içeriye girdi. En ön sırada oturuyordum… Beni tahtaya kaldırdı ve üçgenle ilgili bir dizi soru sordu. Hepsini cevapladım. Kuşkusuz o zaman, daha sonra kendisiyle tekrar tekrar karşılaşacağımı ve sohbetlerinden feyz alacağımı hiç düşünmedim. Üçgen konusunun Masonlar için ne kadar önemli olduğunu, ve sorduğu soruların aslında ne kadar önemli olduğunu sonradan anladım.”

Köy Enstitüleri

Hayrullah Örs Büyük Üstadın müfettişlik yılları Türkiye’de Köy Enstitüleri’nin de kurulduğu yıllardır. Hasan Ali Yücel Kardeşimiz’in önderliğinde başlatılan bu büyük hamlede, Örs Büyük Üstadın oynadığı rol çok önemlidir. Kardeşlerimizin eseri olan ve bugün büyük bir hayranlıkla hatırladığımız Köy Enstitüleri serüveninden sonra, Örs Büyük Üstat, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde şube müdürlüklerine, ardından da Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne atandı. 1954 yılında İstanbul Maarif Müdürü olarak görevlendirildi ve İstanbul’a yerleşti. Burada daha sonra Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nun kurucu müdürü olarak görev yaptı. Örs Büyük Üstadın, yaş haddinden emekli olarak ayrıldığı son görevi ise, Topkapı Sarayı Müzesi Müdürlüğü. Her türlü imkânsızlığa karşın O’nun yönetiminde Topkapı Sarayı altın yıllarını yaşadı. Bu yıllarla ilgili olarak tekrar Celil Layiktez Üstada kulak veriyoruz:


Muskalar ne söylüyor?

“Başta da dediğim gibi, beni sık sık Topkapı Sarayı’na davet ederdi. Topkapı Sarayı’na gittiğimde 10-15 asistanı beklerdi. Neyi bekliyorlar? Celil diye biri gelecek. Hayrullah Üstat ona eski muskaları çıkartacak, hiç okunmamış muskaları açıp okuyacak, tefsir edecek. Bu onlar için de kuşkusuz büyük bir fırsat oluyordu. Öyle bir tercüme ki Hayrullah Üstadın yaptığı, eski Türkçe bilmek yetmiyor. O muskaları okumak (başkalarından da duyduğum bir şey bu) ayrı bir maharet gerektiriyor. Hayrullah Örs bu muskaları polis romanı okur gibi okuyabiliyordu. Hiç duraksamadan. Çok ilginç şeyler çıkmıştır. Mesela, Osmanlı-Rus Harbi’nde bir Osmanlı casusu Kırım’a yollanıyor. Rus generalinin yoluna bir şeyler bırakacak… Bir nevi suikast… Muskadan anlaşılıyor ki, bu suikast, generalin yoluna bomba bırakmakla değil, muska bırakmakla olacak... Ve o muska, görev yerine getirilmediği için saraya iade edilmiş. Hayrullah Üstat o muskayı açtı, okudu hep birlikte güldük. O anı hala hatırlarım.”

Zehir zemberek mektup

Büyük Üstat Hayrullah Örs, Türk Masonluğu’nun gelişiminde oynadığı rol açısından da büyük önem taşıyor. Bakınız, konuyla ilgili olarak Faruk Erengül Üstat neler söylüyor:
“Hayrullah Örs Büyük Üstadın, Türk Masonluğu’na dış ilişkiler konusunda da büyük katkısı vardır. İskoçya Büyük Locası bizi 1963 yılında tanımıştı. Ama İngiltere ve İrlanda tanımadılar. Amerika’dan olsun, Avrupa’dan olsun pek çok Büyük Loca tarafından tanınıyorduk. Tanınmanın tam olabilmesi için, İngiltere ve İrlanda tarafından da tanınmamız gerekiyordu. Biliyorsunuz, bizim ilk Yüksek Şura’mız 1861’de Grand Orient’dan beratlı. 1908’de 31 Mart’la II. Abdülhamit tahttan inince, 1909’da Yüksek Şura tekrar kuruldu. Türkiye Büyük Locası da yukarıdan aşağıya kuruldu. Localar yok, ama Yüksek Şura var. 1909’da birkaç Türk Locası kuruldu. Ama muntazam şekilde değil. 1948’deki uyanıştan sonra Türkiye Büyük Locaları 1956’da birleşip bugünkü haliyle faaliyete geçtiler. İngilizlerin takıldığı nokta buydu. İngilizler’in Büyük Sekreteri tutturdu, ‘Gayrı muntazamsınız. İskoçya’nın tanıması yetmez.’ diye. Çözüm olarak da, kendilerinin desteğinde üç Loca kurmamızı ve ardından bir muntazam Büyük Loca kurmamızı önerdi. İşte bu esnada, Hayrullah Örs Üstadın Fransa Büyük Üstadı Van Hecke’ye yazdığı zehir zemberek bir mektup var. Orada diyor ki Örs Büyük Üstat, ‘Bana kalsa üç Locayı kurarım. Ama o zaman, İskoçya’ya karşı ayıp olmaz mı? Bizi tanıyan öteki Localardan Kardeşlerimize karşı ayıp olmaz mı?’. Bu mealde bir mektup bu. Ve bu mektup müthiş etkili oldu. Fransızlar İngilizleri ikna etti. Bir takım formüller bulundu ve İngilizler Türkiye Büyük Locası’nı 1971’de tanıdı. Bu olay, Hayrullah Örs’ün dış ilişkiler konusundaki maharetlerine sadece bir örnektir.”

Faruk Erengül Kardeş’in sözünü ettiği mektubu Tesviye Dergisi’nin 2002 yılı Nisan ayında yayınlanan 54’üncü sayısında bulup okuduğumuzda, gerçekten “bir deha ürünü” olduğunu teslim ediyoruz. 25 Kasım 1966 tarihinde Fransa Milli Büyük Locası Büyük Üstadı Ernest Van Hecke Kardeş’e hitaben, “İngiltere nezdinde aracı olması talebiyle” yazdığı bu “özel mektup”u okumalarını tüm Kardeşlerimize hararetle öneririz.

İyi bir hatip

Hayrullah Örs Üstad’ın gerek profesyonel hayatta ve gerekse mesleğimizde bıraktığı izleri belirginleştirmeye çalışırken, tanıklıklarına başvurduklarımız arasında, oğlu ve Kardeşi Ahmet Örs de var. Ahmet Örs’e, Baba Örs’ü sorduğumuzda şunları söylüyor:
“Babacan bir adamdı. Yakındı. Sıcaktı. Çok çalışkandı. Ben onu daha çok masasının başında ve durmadan okurken, yazarken hatırlıyorum. Hafta sonları beraber Fatih, Eyüp gibi eski semtleri gezer, buralardaki esnaf lokantalarında birlikte yemek yerdik. Her konuda konuşurduk. Yemek kültürümün önemli bölümü, sanıyorum buradan geliyor. Semtlerin, binaların tarihlerinden söz ederdi. Bir ara sigara içmeye başladığımda biraz uzaklaştım. Saygımdan. O bana ‘sigara içme’ filan demedi. Ama ben O’nun yanında sigara içmeyi kendime yakıştıramadım. Çok sonra, farkında olmadan Babam’dan ne çok şey öğrendiğimi, sigara nedeniyle başbaşa gezilere son vermekle de neler kaybetmiş olduğumu anladım. Bugün, O’nun çok iyi bir hatip olduğunu düşünüyorum. İrticalen konuşurdu. Elindeki kâğıttan bir şey okuduğunu hiç görmedim. Müthiş bir hafızası vardı. Tarihler, isimler… Çocukluk yıllarımdan itibaren babamın hep toplantıları olduğunu hatırlıyorum. Giyinir, kravatını takar ve çalışmalara katılmak üzere evden çıkardı…”

Ahmet Örs’ün hem babası, hem K.i, hem de hayat dersleri aldığı kişi olan Hayrullah Örs Büyük Üstadı, “öğretmen” kimliğiyle hatırlayan başkaları da var. Can Arpaç Büyük Üstat, Az Yonttum Uz Yonttum isimli kitabında şunları söylüyor:

Derin bir kültür

“Benim gözümde öğretmenlerin öğretmeni olan Örs Büyük Üstadımızı, En Muhterem Necdet Egeran Kardeşimiz’in eseri olan ve Büyük Locamızın intizamını perçinleyen konsekrasyondan sonraki geçiş döneminde ve özellikle yeni ritüellerimizin düzenlenmesi için kurulan komisyonda çalışırken yakından tanımak imkânına sahip olduğum için kendimi şanslı sayıyorum. O, bana hiç bir şey söylemeden derin bir kültürle alçak gönüllülüğü, hoşgörü ile disiplini, büyüklükle tesviyede kalabilmeyi çeşitli davranışlarıyla gösterdi.”

Babacan, sevecen, yumuşak, toleranslı… Bütün bu tanımlar acaba Hayrullah Örs Büyük Üstadı tam olarak tarif edebiliyor mu?

Yumuşak görünüş...

Celil Layiktez K., kendisine “1965 olaylarını araştırdığınızda nasıl bir Hayrullah Örs K. çıkıyor karşınıza. Daha çok tartışmacı mı, uzlaşmacı mı, otoriter mi?” diye sorduğumuzda şu cevabı veriyor:“Çok sakin değildi. Otoriterdi. Özel ilişkilerinde yumuşaktı. Ama 1965 Olayları için aynı şeyi söyleyemem. Türkiye Mason Tarihi’ni yazdığımda, eski belgeleri ortaya çıkarttığımda nasıl otoriter olduğunu gördüm. Ve ‘ne iyi ki otoriter ol muş’ diye düşündüm. O dönemde, tam disiplinin tesis edilmesi için gerekli olan kişi, O’ydu. Yerini buldu.”

Layiktez Kardeş gibi, Fadıl Güvenç Kardeş de, Başak Muhterem Locası tarafından 30 Ekim1985 tarihinde yayınlanan bir broşürde, Ünlü Masonlar başlığı altında Hayrullah Örs Büyük Üstad’ı şöyle tanımlıyor:
“Yumuşak görünüşlü, çelik iradeli, büyük eğitimci…”

Yumuşak görünüşlü, çelik iradeli, büyük eğitimci, mabetlerimizdeki sayısız konuşmalarından sonuncusunu, 25 Mayıs 1977 tarihinde, Ahenk Muhterem Locası’nda Masonik Anılarım başlığı altında yaptı. Mimar Sinan dergisinin 1977 yılında yayınlanan 26’ıncı sayısında, “Mimar Sinan” imzalı yazıda O celsede hazır bulunmuş olan bir Kardeşimizin şu notu yer almaktadır.

Akasya yaprağı

“Bugün 25 Mayıs 1977 Çarşamba. Önceki Pek Sayın Büyük Üstat Hayrullah Örs Kardeş, Ahenk Muhterem Locası’nda yaptığı konuşma sonunda, Loca Kardeşleri’nin kendisine bir sevgi ve hürmet nişanesi olarak sundukları bu yaprağı, kendi Matem Celsesi’ne kadar muhafaza edilmek üzere bana verdi. Hayrullah Kardeşin arzusu üzerine ben Suha Umur, bu yaprağı çok uzun seneler saklanması temennisiyle Büyük Loca Müzesi’ne koydum.”

Bu not, 26 Ekim 1977 tarihinde Büyük Üstat Nafiz Ekemen’in başkanlığında icra olunan Matem Celsesi’nin sonunda okundu.“Masonik Anılarım” adlı son konuşmasından sonra, Hayrullah Örs K.’e Ahenk Muhterem Locası Kardeşleri tarafından bir sevgi ve saygı nişanesi olarak sunulan akasya yaprağı, eminiz Ebedi Maşrık’ta da bir sevgi ve saygı nişanesi olarak ona eşlik ediyordur.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
16918 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2008, 08:49:51 öö
Gönderen: enes34
0 Yanıt
2305 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2015, 09:53:19 ös
Gönderen: Risus