Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mitoloji Nedir?  (Okunma sayısı 4841 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 10, 2012, 10:12:17 öö

Bana bu engin bilgilerini aktaran ve buradan ismini veremediğim sayın ünv. hocama teşekkür ederim.

İnsanoğlu var olduğu günden beri doğayı kavramaya çabalamıştır. Sorular her daim insan zihnini meşgul etmiştir. Ve insan gerek aciz olduğu doğa karşısında gerek de sorular karşısındaki acizliğinden bazı değerlere sığınma ihtiyacı hissetmiştir. İşte böyle bir ihtiyacın mahsülüdür mitoloji.

Mitolojinin anlattıklarına insanoğlunun üfürükleri olarak bakmak ve sadece içerikten hareketle mitolojiyi tanımlamak büyük
bir hatadır. Aslında bu bütün türler için geçerlidir. Fakat konumuz mitoloji olduğu için o kısıma geçmeyeceğim.

Mitoloji geçmişte yaşanmış ve günümüzde mitoloji yoktur demek, bir yanılgı olacaktır. İnsanoğlu cevaplayamadığı sorulara, kutsallar üzerinden yanıt aramaya kalktıkça mitoloji de var olacaktır. Bugünün mitolojileri, insanın bilim dışında sorulara
verdiği cevaplardır. Bugünün mitolojileri: uzaylılar, dini hikayeler, ruhlar, cinler, nazar ve benzerleridir diyebiliriz.

Mitoloji neyi anlatır? İnsanın nasıl yaratıldığını. Tanrıların eylemlerini. Evrenin nasıl oluştuğunu. Bu bize neyi hatırlatıyor? Evet pek çoğumuz binlerce yıl önceki Zeus'a bir tarafımızla gülmekteyiz. Ama binlerce yıl sonra bizim mitolojilerimize de gülecek insanlar bulunacaktır. O insanların Zeus'dan kuşkusu yoktu. Şüphe duymuyorlardı. Aksine günümüzdeki inanç, ilk insanın inancının yanında çok sönük kalır. Peki neden?

Günümüz insanı hem soyut hem de soyut algı yeteneğine sahiptir. İlk insanda soyut algı yeteneği yoktu. Haliyle ilk insan
cinsiyetsiz bir tanrı düşünemezdi. Doğanın dışında bir tanrı düşünemezdi. Somut algı aynı zamanda kolektifliği getirmiştir.
Yani sadece somut algı, benzer düşünen ve benzer şekilde inanan insanlar yaratır. Farklılaşma ve bireyselleşme soyut algı
ile var olabilir. Çünkü soyut algısı olmayan bir canlı analiz yapma yeteneğinden yoksundur. Analiz yapamayan canlı bireysel
doğru ve inançlara varamaz. Bu sebeple arkaik dönemde mitolojilere bütün toplum inanmış, bütün toplum onları kutsal saymıştır. Mitolojilerin ve arkaik dönemi tamamen kutsal dönem olarak nitelendirmemizin sebebi budur.

Haliyle soyut algısı olmayan ilk insan cinsiyetsiz bir tanrıyı kavrayamazdı. Cennet, cehennem gibi soyut kavramları kavrayamazdı. Bu sebeptendir ki ilk insanların tanrıları doğa ve o doğada yaşayan tanrılar olmuştur.

Mitolojilede insan neredeyse hiç yoktur. Bir insanın yaratılış öyküsü vardır elbet. Bu arkaik insanın sorduğu şu sorunun cevabıdır: "Ben nasıl var oldum?". Hoş, günümüzde de bu sorunun cevabını bulabilmiş değiliz. İyi de arkaik insan neden hep tanrıları anlatır? Neden kendini hiç anlatmaz? Siz "Ben Ali..." diye başlayan bir mitoloji gördünüz mü? Göremezsiniz. Efsane de biraz, masalda daha biraz, destenda daha biraz görürsünüz. Ama mitolojide mümkün değildir. Doğa karşısındaki insanın "İŞTE BEN" diye haykırabilmesi mümkün değildir. Doğa karşısındaki aciz insanı ilgilendiren tek şey tanrılardır. Çünkü onu yaşatacak olan, öldürecek olan tanrılardır. Onu evlendirecek olan ve yine cinsel ilişkiye sokacak olan tanrılardır. Arkaik insanın sorusu çoktur. Ama bunlara kutsallar dışında cevap verememektedir. Haliyle ilk insanın yaşamı, neredeyse kutsallar içinde geçer.

Kutsalların giderek azalması; soyut algı yeteneğinin kazanılması ve insanın doğa karşısında güçlenmesiyle gerçekleşmiştir.
Günümüz insanı kutsallığı günde bir kaç kez yapılan ritüellere kadar indirgemiştir.

Günümüzde tanrı soyut algı sayesinde doğadan kopartılarak, itibari(hayali) aleme taşınmıştır. Somut algının zayıflaması ve somut dünyadaki sorulara bulunan cevaplar, kutsalların bolca soyutlanmasını sağlamıştır. Fakat bu soyutluklar günümüz insanını doyuramamaktadır.

İnsan yaşadığı alemde sıkıntılar çeker. Yaşadığı alemin kurallarından bunalır. Ve bu yüzden masallara ihtiyaç duyar. Günümüzün masalları nelerdir? Çizgi-filmler, bilgisayar oyunları, sinemalar, diziler... İşte bu masallar günümüzde kutsallara indirilen diğer darbelerdir. Çünkü kutsalların amacı insanı rahatlatmaktı ve soruları cevaplandırmaktı. Fakat bu görevi yine insanın oluşturdukları gidermeye başlamıştır. Haliyle günlük bir kaç keze kadar indirgenen ritüeller bile bir anlam ifade etmez hale gelmiştir. Çağın insanı artık ritüel esnasında bile çizgi-filmleri, sinemaları, bilgisayar oyunlarını düşünmektedir. Yahut kutsallıkla iç içeyken kafasına hep kutsallığa aykırı şeyler getirir. İnsan dolu dolu yaşadığı dünyada, artık ritüellerle rahatlamaya ihtiyaç duymaz hale gelmiştir. Hatta ritüeller, insanın ürettikleri yanında rahatlatma açısından fazlaca basit kalmıştır.

Mitoloji işte bu bakımdan önemlidir. Bize hem geçmişi hem bugünü öğretir. Hatta geleceği bile öğretir. Gelecek bellidir.
Sorular cevaplanıyor, hayat yoğunlaşıyor, insan kendi itibari alemini kendisi yaratıyor... Gelecekte mitolojiye diye bir şey
kalmayabilir.

Mitolojilerimize ilk darbeyi bilim vurdu. İkinci darbeyi masallarımız vurdu. Ve bir üçüncü darbe de mitoloji diye bir şey kalmayabilir.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Mayıs 10, 2012, 10:14:31 öö Gönderen: peacewings »
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Mayıs 10, 2012, 04:28:31 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu yazıyı sevdim…

Aslında bana konunun, anlatılmak istenenin zorlanarak yapılmış bir özeti gibi geldi. Daha geniş kapsamlı olaydı, sanırım daha da çok sevecektim. (Demek sevmenin de derecesi, ölçüsü olabiliyor.)

Mitoloji, mitlerin lojisidir yani mitleri inceleyen bilim dalı.

Anlaşılan temel düşünme, yorumlama ve değerlendirme ilkeleri bilim, akıl ve bilgelik olan Masonlukta da mitlerin yeri var ki, şu değindiğim tanım aynen Mason Sözlüğü’nde de verilmiş.

Masonlukta mitlerin yerinin bulunuşuna hiç şaşırmamalıyız; Masonluğun öğretimini nasıl aktardığını, yönteminin nasıl olduğunu iyice anlamışsak.

Her mit bir alegoridir aslında.

Burada sonradan yapılma bir alegorik değerlendirmeden söz etmiyorum. Mitlerin olanca güçleriyle ayakta durduğu tarihsel dönemlerden söz ediyorum.

O çağlarda, bir ülkede, kendi kültürünün çerçevesinde oluşturulmuş bir mit, (ayrı coğrafyalardan birbirinden hem yer yer farklı hem benzerlikleri de olan mitlerin oluşturulmuş bulunduğu görülür) sıradan insanlar için bir olağanüstü gerçek yaşam öyküsüydü; buna olduğunca inanılması gerekirdi. Beri yanda ise aynı ülkedeki bir ezoterik kurumda aynı mit, yorumlanarak değerlendirilir, kapsamındaki alegori ve elbette simgeler irdelenerek, bundan bir öğreti üretilirdi.

Dolayısıyla mit ya da mitoloji denilince öncelikle Avrupa doğusunda Antik Çağın pagan tanrılarıyla ilgili yarı dinsel ve yarı tarihsel öyküler akla geliyor ama elbette mitoloji ne bu tarih, ne bu coğrafya ne de sdece bu anlatımlar ile sınırlı.

Öte yandan tarihsel ya da dinsel nitelikli olmayan mitler de var. Dolayısıyla mitoloji, aslında mit incelemesi yapılan bir bilim ve teknik olarak da değerlendirilebilir. Çünkü bu çalışmada farklı coğrafyaların ve farklı tarihsel dönemlerin mitleri arasında karşılaştırmalar da söz konusudur.

Şimdi siz benim karşıma mit örnekleri koyup, bunların üzerinde bir mitolojik değerlendirme yapmamı isteyecek olursanız, ben bunu yapamam çünkü bu işin uzmanı (mitolog) değilim. Dolayısıyla öyle “Ötesi mitoloji, birtakım uyduruk öyküler”  deyip geçmeyin; bu işin oldukça ciddi bir yönü var.

Ötesi birçok mitin, hele bunların arasında “Eski Misterler” olarak anılanlarının Masonluğun öğretisi üzerinde de olağanüstü etkisi var. Nitekim bu önemli etki ya da esinlenme nedeniyle ve/veya bunun bir etki ya da esinlenme olduğunu göz ardı ederek, kimileri yanılgıya düşüyor ve Masonluğun o tarihlerden beri var olduğunu ileri sürerek, bu bağlamda yeterince bilgisi olmayanları da yanıltıyor.

Oysa Mitoloyi ve Masonluğu önce ayrı kefelere koymak, sonra her ikisinin de kapsamı da biliniyorsa karşılaştırma yöntemiyle bir değerlendirme yapmak gerek. İşte bunu yapabilmek için ise ne mitolog olmak gerekiyor ne de mason.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Lsd nedir?

Başlatan Einsof Kimya

2 Yanıt
57689 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 01, 2007, 03:22:36 ös
Gönderen: Einsof
1 Yanıt
3707 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2011, 04:36:53 ös
Gönderen: shakespeare
5 Yanıt
4677 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2008, 03:39:44 öö
Gönderen: Isis
13 Yanıt
7061 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 31, 2008, 04:23:19 öö
Gönderen: Veritas
4 Yanıt
7293 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2013, 02:30:07 öö
Gönderen: Patolojiksarhos
2 Yanıt
13625 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2008, 04:09:01 ös
Gönderen: semsin
0 Yanıt
11436 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2008, 02:19:21 ös
Gönderen: bugfree
13 Yanıt
15064 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 12, 2012, 02:16:09 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
4069 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 27, 2011, 09:25:05 ös
Gönderen: Onien
5 Yanıt
4165 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2012, 04:06:53 ös
Gönderen: BULGARIA