Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mason Mabedi – 3 (Kapı)  (Okunma sayısı 5181 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 25, 2011, 11:07:39 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Sinirliğim tuttu. Bu yazı dizisinin üçüncü bölümünde de mabedin içine girmemeye karar verdim.

Şaka bir yana, mabedin içi elbette önemli ama mabet kapısı da önemli.

Bu bağlamda günümüzde mason derneklerinin lokallerinde bulunan mabetlerin durumu ile kuramsal bakımdan olması gerekenin birbirinden farklı olduğunu bilmeliyiz. O kuramsal bakımdan olması gereken pek ender yerde görülebiliyor. Çoğunlukla günümüzün koşulları altında ve olanaklar elverdiğince ne yapılabiliyorsa o yapılıyor.

Geçtiğimiz günlerde bir soru atılmıştı ortaya hani “Hariciler bir mason mabedini görebilir mi?” diye.

Görebiliyorlar efendim.

Örneğin Paris’te Fransa Büyük Locası’nın merkezi olan binadaki mabetleri gezmek isterseniz gezebiliyorsunuz. Ancak daha önce dediğim gibi; bunun bir yolu ve yöntemi, bir prosedürü var izlenmesi gereken.

Bu bina eskiden bir kiliseymiş. Bunu Fransa Büyük Locası satın almış ve hem yönetim hem localarının toplantısı amacıyla kullanıyor. Bitişik parselde yapılmış bir başka binaya geçiş de var. Hayli büyücek bir yapı grubu. Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin Fransa Yüksek Konseyi’nin birçok atölyesi de varmış burada çalışan.

Eskiden kilise olan ana binanın tam orta bölümünün koskocaman bir mabet haline dönüştürülmüş oluşu elbette sürpriz olmaz. Ancak anlaşılabildiği kadarıyla orasını iki kat haline getirmişler. Kilisenin yan holleri yani şapeller de değerlendirilmiş.
Tüm bu çerçevede en ilginç olanı, üst katta uzunca bir koridor boyunca yan yana çok sayıda mabet bulunmakta oluşu. Bu binada aynı anda çok sayıda loca toplandığı için, her birine ayrı birer mabet gerek.

O küçük mabetler, taş çatlasa 30-35 kişi alır. Daha fazlası tıklım tıkış olur. Ancak elbette üye sayısı daha çok olan localar da var. Onlar boyut olarak daha büyük mabetlerde toplanıyor.

Elbette böyle yan yana, tıklım tıkış bir ortamda mabetler düzenlenince, geleneksel ya da klasik diyebileceğimiz kuralların tam olarak uygulanabilmesi olanaklı değil. Bu bağlamda sanırım Amerikalılar çok daha şanslıdır. Çünkü onların binaları daha geniştir; bol bol yer vardır. Nitekim Kıta Avrupası’nda taşradaki mabetlerin birçoğunun bu bağlamda çok daha ferah olduğu söylenebilir.

Nedir bu benim geleneksel kural dediğim?

Mabet kapısı, camsız ahşap, tercihan çift kanatlı olacak. Dışarıda kolu ya da tokmağı olmayacak. Buna “İç Kapı” deniyor.

Neden iç kapı?

Demek ki bir de “Dış kapı” var da ondan.

Bu iç kapı ile dış kapı arasındaki bölmeye Türk Masonluğu’nda bir zamanlar “parvi” denmiş olduğunu görüyoruz. Burası masonların mabede girmek üzere son hazırlıklarını yaptıkları yer. Toplantıya geç kalanın beklediği yer. Öyle ya, mabetteki toplantı başlamadan yetişememiş, geç kalmış olan bir kişi öyle paldır küldür içeriye giremez. Kapıyı yöntemi uyarınca tıklatır ve efendice bekler kapı açılıp da içeriye alınana dek. Nitekim buraya “bekleme odası” dendiği de oluyor. Toplantıya geç kalanların çok oluşu nedeniyle mi acaba? (!)

Bu arada, dış kapının hemen içinde beklemekte olan ve dış koruyucu ya da gözcü olarak anılan bir görevli de varsa, geç kalanın ona dert anlatması da söz konusu olabilir.

Daha önce bir başka başlık altında değinmiştim sanırım: Hollywood’un eski ünlü aktörlerinden James Coburn, tam on yıl boyunca locasında bu dış koruyuculuk görevini yapmış ve hep orada nöbet tutmuş; locasının toplantılarında hep varmış ama mabede hiç girmemiş.

Ancak bir artık bu yazı dizisinin izleyecek olan bölümünde kapıyı açtıralım ve mabet olarak anılan o salona girelim.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Haziran 22, 2015, 06:54:40 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay


Masonik Bilgi Sorusu-32 adlı başlıkta, Sayın ADAM, Mabed kapısının üstünde ne yazıldığını sormuştu.

Onun sorduğu soruların cevabı, yine onun söylediği şeylerin arasında saklıdır düşüncesiyle, hemen bu başlık aklıma geldi ve hücum ettim.

Burada ne yazıldığı yok ; ancak yazılı olan şeyin ''Audi-Vide-Tace''  olduğu söyleniyor.




 


Haziran 22, 2015, 08:09:55 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

O,  Audi-Vide-Tace, "Dinle-Gör (İzle)-Sus" anlamına gelen bir özdeyiştir.

Birçok yerde yazılı olduğu görülebilir. Masonluk ile bağlantılı olarak en ünlüsü, İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın Londra'daki merkez binasıdır. Mabet kapısı değil.
« Son Düzenleme: Haziran 22, 2015, 08:12:02 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
10 Yanıt
7564 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2012, 08:42:36 öö
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
14295 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2011, 02:33:59 öö
Gönderen: ARCHITECT
1 Yanıt
7358 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2011, 12:26:28 öö
Gönderen: malygos
12 Yanıt
12610 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2011, 09:44:50 ös
Gönderen: Eureka
5 Yanıt
14568 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2011, 11:50:10 öö
Gönderen: Siempre
0 Yanıt
3902 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 31, 2011, 02:20:30 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
9922 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 12, 2011, 11:12:29 ös
Gönderen: neumann
5 Yanıt
6386 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2015, 05:56:05 ös
Gönderen: İNSAN
11 Yanıt
15496 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 24, 2011, 03:14:13 öö
Gönderen: ARCHITECT
21 Yanıt
17069 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 21, 2018, 07:29:33 ös
Gönderen: karahan