Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sokakta gördüğümüz her iki kişiden biri Akp'li  (Okunma sayısı 13578 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 25, 2007, 12:57:40 öö
Yanıtla #20
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

üstelik yeni planlamalarda ülke dışından ülke içerisine ithal mal gönderen türk yatırımcılara özel yeni bir vergi düzenlemesi seçim sonrasına ertelendi.bu hem türk yatırımcının dünyaya açılmasını saglayacak hemde devletin global piyasada etki alanını arttıracaktır...
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Temmuz 25, 2007, 01:05:53 öö
Yanıtla #21

Sadece tüketimden alınan yüksek derecede verginin tüketmeye zorunlu orta direk için hiç de adaletli olduğuna inanmıyorum. Bunu uygulayan da imf zaten. Ötv gibi ya da içkili yerlenden alınan dolaylı vergiler gibi dolaylı vergilerle halk kolay kolay baş edemez. (ama memnunlar  ya da yanılıyorum malum halkın yarısı akp dedi)

Benim çıkardığım sonuç akp minareyi çalsa da kılıf hazırlayabiliyor o yüzden tahtlarını kolay kolay kaybedeceklerine inanmıyorum. Hayırlı olmasını beklemek bardağın dolu taraflarına bakmak gerek.
ars longa, vita brevis...


Temmuz 25, 2007, 01:16:05 öö
Yanıtla #22
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 581
  • Cinsiyet: Bay

      o minare konusunda haklısında verdiğin örnekler yasnıs..misalmi istiyorsun işte sana misal.egitime yüzde yüz destek aslında mali açıdan yapılmıs bir açıktır akp döneminde yapılan bu uygulama sonrasında malum bazı özel okullar bazı kişiler tarafından bolca desteklendi .oysa zaten yapılan bu akp yanlısı okulların destekleri yıllardır sürmekteydi .simdi sen karar ver bu okullara yapılan yardımların vergiden düşülmesi akp yandası bazı muafazakar okullara yardım edenlere mi çok yaradı yoksa gerçekten niyet anadolu  okullarına yapılan destekleri kolaylastırmakmıydı.
Vi VERİ VENİVERSUM VENUS VİCİ..


Temmuz 25, 2007, 03:17:15 ös
Yanıtla #23
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay


AKP'nin oy oranının yüzde 47'ye dayanması CHP'nin ise yüzde 20'de kalması bazı köşe yazarlarını ve siyasileri kötü etkiledi. Kimisi sandıktan beklediği sonuçlar çıkmadığı için seçmenin aklının ipotekli olduğunu söyleyecek kadar ileri giderken kimisi de halkın yalan söylediğini ve yardım olarak dağıtılan yiyeceklerle kandırılıp satın alındığını ileri sürdü. Psikiyatristler ise hayal kırıklığına uğrayan köşe yazarları ve siyasetçileri hoş görmek gerektiğini söyledi: "Ortada yas, kayıp reaksiyonu vardır. Yas reaksiyonu, bir sevdiğini, değer verdiğini ya da bir konuyu kaybeden insanlarda görülen normal insan davranışıdır. Bu kişiler hemen savunmaya geçmek yerine özeleştiride bulunmalıdır."


Onur Öymen: Seçim sonuçları mantık dışı
Eğer siz sıkıntı, açlık çekmenize rağmen, hayatınızdan hiç memnun olmamanıza rağmen, sabahtan akşama kadar her gün hükümeti eleştirmenize rağmen gidip de hükümet partisine oy veriyorsanız, bu işte mantıkla açıklanamayacak bir şey var demektir. Nedir o? İktidarın maalesef çok uzun zamandan beri halkın dini duygularını siyasi amaçla kullanıyor olmasıdır, istismar etmeye çalışmasıdır. Yani halk bütün yaşadığı olumsuzluklara rağmen bu din unsurunu belki de dikkate alarak bu partiye oy vermeye devam ediyor demektir. İkincisi de demokratik ülkelerde örneği görülmemiş bir şekilde çok miktarda seçim öncesinde halka yiyecek, içecek, kömür dağıtılması...
Öyle yerler, öyle durumlar var ki bunu mantıkla izah etmek kabil değil. Kısa bir süre önce on binlerce insanın, hükümetin izlediği yanlış fındık politikası dolayısıyla sokaklara döküldüğü, hükümete karşı çok kuvvetli tepkiler gösterdiği Giresun gibi yerde AKP'nin fazla oy almasını mantık izah edemez. Tek geçim kaynağı var, fındık. O geçim kaynağıyla ilgili olarak halk büyük sıkıntı, ıstırap çekmiş, on binlercesi sokaklara dökülmüş, hükümete olağanüstü tepki göstermiş, orada iktidar partisi seçim kazanıyor açık farkla. Bunu mantıkla izah edemezsiniz. Buna benzer tarımın yoğun olduğu bölgelerde, Osmaniye gibi mesela, hükümetin bu kadar fazla oy almasını akılla açıklamak mümkün değil. Siyasette mantık dışı unsurlar örneklerini verdiğim gibi bu kadar fazla rol oynuyorsa bu son derece düşündürücüdür. (CHP Genel Başkan Yardımcısı, 23 Temmuz)


Cihan Paçacı: Artık söylenecek bir şey yok
Köylü, esnaf, herkes hayatından çok memnunmuş. Demek ki bu ülkede fındık fiyatı iyiymiş, terör hiç problem değilmiş, milli kaynaklarımızın yabancılara satışında bir sıkıntı yokmuş, Cumhuriyet'in değerlerinin tahribatına yönelik herhangi bir kaygısı yokmuş vatandaşın. Vatandaş son derece mutlu demek ki. Şimdi Müslüman bir cumhurbaşkanı da seçersek ülkemiz daha mutlu hale gelecek. Bu vatandaş devletin kurumlarıyla çatışan, daha şimdiden bu halkın muhtırası diyen bir anlayışı tek başına iktidar yapmıştır. Artık söylenecek bir şey yok. (MHP Genel Sekreteri, 23 Temmuz)


Özgür Çakmak: Böyle kişiliksiz halk görmedim
Bu halka her şey layık. Bu halk ihanete göz yummuştur, bu halkla yola çıkılmaz. Ortaya çıkan bu tablodan utanç duyuyorum. Halkımız maalesef küçük paralara satıldı. Şehidine ihanet eden bir halkla karşı karşıyayız. Bu tablonun tek sorumlusu halk. Halkımız bu kadar çıkarcı olmamalıydı. Ben bütün dünyayı neredeyse dolaştım ama bu halk kadar kişiliksiz bir halk görmedim. (İzmir'den MHP milletvekili adayıydı, ancak seçilemedi, 23 Temmuz)


Murat Şefkatli: Herkes hayatından memnunmuş
Milletin kararını anlamakta güçlük çekiyorum. Beklediğimizin altında oy aldık. Esnaf halinden memnun, köylü memnun, toplum bu kadar memnunmuş hayatından. 71 milletvekiliyle Meclis'te olsak ne olur, olmasak ne olur. Bu milletvekillerinin içinde bulunmam çok şey ifade etmeyecek. (MHP Genel Başkan Yardımcısı, milletvekili seçilemedi, 23 Temmuz)


Erdal Atabek: Seçmenin kaçı aklını kullanabiliyor?
Seçmenin kaçta kaçının aklı ipoteklidir? Seçmenin kaçta kaçı gerçekte aklını kullanabilmektedir? Seçmenin kaçta kaçı 'özgür iradesi'yle hareket etmektedir?' Seçmenin kaçta kaçının 'bilgi birikimi' vardır? Kaçta kaçı öngörüye sahiptir? Seçmenin kaçta kaçı 'seçici bellek' taşımaktadır. İşin bu yanı ne düşünülmekte ne de bilinmekte. (Cumhuriyet, 23 Temmuz)


Cüneyt Arcayürek: Bir paket yiyeceğe...
Halkımızın büyük çoğunluğunun laik, cumhuriyeti savunan, yolsuzluk ve yoksulluğa karşı çıkan partiler yerine; laiklik karşıtı, dış sorunlarda ulusal yararlara sahip çıkmayan, teslimiyetçi siyaset anlayışında olan bir partiyi ve onun iki torba kömür, bir paket yiyecek ve dağıtılan 300 milyon liraya ağzı bozuk liderini bu denli yeğleyeceğini hesap edemedik... (Cumhuriyet, 23 Temmuz)
Cüneyt Arcayürek dün ise şunları yazdı: "Yolsuzluktan yoksulluktan, yakınarak partilerin, gazetelerin kapılarını sürekli aşındıranların, bundan böyle yolsuzluktan, hele yoksulluktan söz etmeye hakkı yok. İşsizlikten kıvranıyormuş, milyonlarca insan, memurlar, emekliler, geçim sıkıntısı içindeymiş... AKP iktidarına ateş püsküren fındık üreticileri... esnaf siftah edemiyor... Anadolu esnafı inliyormuş... Geçiniz efendim bunları. Seçim sonuçları tüm bunların doğru olmadığını kanıtlıyor... Yüzde 46'ya her çevre kendi gözüyle bakıyor. Sonuçta iş dünyamız memnun. İç ve dış medya memnun, ABD elbette memnun..."


Hasan Pulur: Bravo aziz milletime!
Bravo aziz milletime, aferin yüce milletimize, şükranlarımızla birlikte takdirlerimizle... Tabii hepsine değil, bir bölümüne... Demek onların laiklikten yana korkuları yokmuş, zaten destekledikleri AKP lideri Erdoğan, bir tarihte "Laiklik elden gidecekmiş diyorlar, eeee millet isterse gider!" dememiş miydi? İşte o gün, bugündür... Güle güle laiklik! ... Siz "Şeyini şey ettiğimin şeyi!" diyen Meclis Başkanı'na bugüne kadar katlanmadınız mı? Bundan sonra da katlanıverin ne olacak? Daha nelere katlanacaksınız, hele bekleyin! ... Hele hele "Al ananı git!" lafı kimsenin kılına bile dokunmaz. Eğer bir ülkenin yarısı böyle düşünüyorsa 'Cumhuriyetin elden' gittiği ya da gideceği endişesini asla paylaşmıyorsa, geriye kalanlara seyretmek düşer. (Milliyet, 23 Temmuz)


Bekir Coşkun: Göbeğini kaşıyan adam mutlu
Demek ki karşıdan gelen her iki kişiden birisi AKP'li. Oysa ben bugüne kadar 'AKP'ye oy verdim' ya da 'Vereceğim' diyen bir tek kişiye olsun rastlamış değildim. Herkesin AKP'ye karşı olduğu bölgelerden AKP çıktı. 'İflas ettik' diyen esnaf, AKP'ye oy verdi anlaşılan. 'Bittik' diyen köylü de... Neden insanlar AKP'ye oy vereceklerini-verdiklerini gizlerler?.. Bunda utanılacak ne var?.. Kişi bir kabahat işlediği zaman bilinsin istemez... Bu seçimlerle millet, laik cumhuriyetin bir 'ılımlı İslam'a' dönüştürülmesini onaylamıştır. AKP'nin kafasındaki Türkiye'yi gerçekleştirmesine destek anlamındadır. Türkiye'nin değişen yüzünün daha da değişmesine onaydır." (Hürriyet 24 Temmuz)
Coşkun, 5 Temmuz'da ise şöyle yazmıştı: "Arkadaşlar bilinen seçim çalışmalarına çoktan başladılar. Evlere torbalar gidiyor: Pirinç, makarna, nohut... Parti değil, zahire ambarı sanki. Bisküvi... Mercimek... "Göbeğini kaşıyan adam" mutlu mutlu, bu nohutlu demokrasiye katkıda bulunmak için bugünü bekliyordu. Torba geldikçe göbeğini kaşıyarak soruyordur: "Kurutulmuş dolmalık kabak neyin de yok mu?"


Emin Çölaşan: Haksızlıklar sorun değilmiş
Demek ki Türk milletinin yaklaşık yarısı, sokakta ve her yerde karşılaşıp konuştuğumuz veya tanımadığımız her iki kişiden biri AKP'den memnunmuş. Neden böyle olduğu haftalarca tartışılması gereken karmaşık bir olaydır. Bu demektir ki, işsizlik, yoksulluk, terör, dış politika yenilgileri, haksızlık, adaletsizlik, gelir dağılımı, bizim insanımızın yarısı için sorun değildir. Esnaf, çiftçi, memur, işçi, emekli, ev kadını, öğrenci... İnsanlarımızın yarısı durumundan ve ülkenin gidişinden memnun. Her şey iyi gidiyor! Milletimizin yarısı oylarını 'istikrar' için kullanmıştır ve dört yıl daha her şey daha da iyiye gidecektir. Örneğin borsa yükseldikçe yükselecek, bu yükseliş milletimize yarayacaktır!" (Hürriyet, 24 Temmuz)



--------------------------------------------------------------------------------


Psikiyatrist görüşü: Hata yaptıklarını kabul etmeliler
Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancı: İnsanoğlu ortama uyum sağlayabilen ve değişkenlikleri olan bir yapı. Bu nedenle ülkemizde de her seçimde değişik sonuçlar çıkabiliyor. Tahmin etmek kolay olmuyor. Ciddi anlamda çalışma yapan anket şirketleri, bilimsel ve yöntemsel olarak doğru yapanlar, sonuca yakın tahminlerde bulunabiliyor. Köşe yazarları eğer objektif olarak yazıyorsa sadece anlık deneyimleri etkisi altında değil, mesleki ve yazarlık deneyimlerinin etkisiyle yazıyor. Halkın dönemsel kararıyla yazarların kararı uyumsuzluk gösterebilir. Nitekim de böyle oldu. Her insanda olduğu gibi yazarlarda da 'kayıp reaksiyonu' olmuştur. Kendi iç dünyalarında kaybı dengeleyici bir açıklamanın yapılması gerekir. Sürekli yanlış yaptım duygusuna kapılmanın da sıkıntıları olabilir. Yas reaksiyonu, bir sevdiğini, değer verdiğini ya da bir tartışmayı kaybeden insanlarda görülen normal insan davranışıdır. Yanlış bir tahmini çözmek için köşe yazarının yapacağı en güzel açıklama, tahmin edemediğini, hata yaptığını kabul edip arkasından kendi yorumunu yapmasıdır.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Por. Dr. Sedat Özkan: Herhangi bir konuda düşünce üreten bir insan, iki hususa dikkat etmelidir. Konuyu objektif bir analize tâbi tutarak mı yapıyor, yoksa kendi görüşünü geçerli kılan ön bakış açısıyla mı değerlendiriyor? Herkes yanılabilir ancak yorum yaparken kesin çıkarımlara varmamak gerekiyor. Topluma görüş sunan insanların keskin önyargılı çıkarımlar içerisinde olmamaları gerekir. Psikiyatride köşe yazarlarının bu tutumları için bir adlandırma yapılamaz. Sadece bir insan tutumudur. Beklenen tepki, direkt savunmaya girmek yerine gerekçelerini ortaya koymaya çalışırken, kendisini de daha objektif bir tahlile tutabilmesidir. Sınavda başarısız olan öğrenciden de, herhangi bir konu hakkında yanılan köşe yazarından da hemen savunmaya geçmek yerine eksiklik ya da yetersizliğin ne olduğunu konusunda bir özeleştiri yapması beklenir.
Yeditepe Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli: Köşe yazarları AKP'ye karşı farklı bir tablo çiziyor. AKP aldığı sonuçla beş sene daha ülke kaderinde etkili olacak bir siyasi parti. Çok önemli bir gücü temsil ediyor. Bazı yazarlar, karşıtlıklarını açıkca sürdürmek yerine birdenbire 'U' dönüşü yapıyor. Bunun altında geleceklerinden duydukları korkunun yattığı kanaatindeyim. Akla yakın bir takım mazeretler üreten rasyonisazyon yani 'akla yakın hale getirme', 'Ben yaptım ama niye yaptım bir sor' davranışıdır. Rasyonalize etmek sağlıklı bir davranış biçimi değil. Biraz içgörü (kendisini görme) kazanarak daha gerçekçi yaklaşım doğru olacaktır


25,07,2007 tarihli Radikal Gazetesinde yayınlanmıştır.


Temmuz 25, 2007, 03:49:14 ös
Yanıtla #24

Sn SkullG,

Konu başlığınız ve yaşanan bu üzücü olay hakkında bir yorumda bulunmayacağım ancak kanımca sosyologların çok ciddi araştırmalar yapması gereken bir vakka olarak tarihe geçmiştir.Alınan sonuçtan sonra göz yaşlarını tutamayan aydın Türk kadınlarını televizyonda gördüğüm zaman yaşadığım sıkıntıyı kelimelerle anlatabilmem mümkün değil.Yapılan bir şecim sonrası  bazı insanların bu derece üzülmelerini oy verdikleri siyasi partinin iktidara gelememesi olduğunu düşünmüyorsunuzdur umarım.Konuya bu açıdan bakılabilinir ise yukarıda sıraladığınız bir takım yazarların duydukları ızdırap sonucu bu şekil yazılar yazmış olabilecekleri anlaşılacaktır.

Saygılarımla
Omnia mors aequat


Temmuz 25, 2007, 03:58:24 ös
Yanıtla #25
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Mystic,

ben olaya tamamen demokrasi açısından bakıyorum. eğer muhalefet bir alternatif oluşturamamışsa, kliklere bölünmüşse, tarhan'ın yaptığı ankette %47.5 oy alacak dendiğinde adama demedik lafı bırakmamışlar ama sonuç tam da öyle çıktıysa, yapılan anketler göz ardı edilip yanlış siyaset ve muhalefet tarzı seçilmişse, halka gelecek dönem için bir umut verilememişse suç halkta değildir.

bugünkü radikalde bir başka haber daha vardı. Tarhan anketiyle ilgili. bu ankette öyle ilginç sonuçlar var ki, bunlardan birisi aynen aktarıyorum "Seçmen sandık başında oy pusulasında var olan seçenekler arasında beklentilerine tam örtüşmese bile kendisine ve sorunlarına en yakın olduğunu hissettiği bir adaya mühür basmayı düşünmektedir. Dolayısıyla, AKP'nin tüm politikalarını veya iddia edilen niyetlerini onayladığı için değil, hâlâ yaşamakta olduğu sorunlarının nedeni gördüğü var olan sistemin değişme talebiyle hareket etmektedir.
Esas karakteri bu talep olduğu için, beceriyle 'sisteme muhalif' rolünü sürdürmekte olan AKP, iktidar partisi olmasına rağmen, genel ve daha sonraki yerel seçimlerdeki oy oranına göre oyunu artırma eğilimini sürdürmektedir".

eğer muhalefet hala ders çıkarma ve yeni siyaset belirleme yerine suçu oy kullananlara atarsa -ki öyle yapıyor- gelecek seçimde AKP %60 alır biz de bu nasıl bir şey ya demeye devam ederiz.

saygılarımla...


Temmuz 25, 2007, 04:17:49 ös
Yanıtla #26

Sayın SkullG,

Tespitinize kesinlikle katılıyorum.Mantık yönünden bakılıdığında % 100 haklısınız.Ancak olayın birde duygusal yönü var.Yukarıda sıralanmış yazarlar vatanını seven dürüst insanlar ve ellerinden geldiği kadar halkı uyarmaya çalıştılar ve alınan sonuç üzerlerine kabus gibi çöktü.Biraz anlayış ile bakmak lazım.Sonuçta yapılan siyasi mücadele sadece bir siyasi partiye karşi değildi.Ayrıca tespitinizden çıkan sonuç halkın en iyi manipülasyonu yapanın peşinden gitmesi olarak gözüküyor ki o zaman halk bilinçsiz bir sürü gibi gözükür.Yukarıda feryat eden yazarlar halkı bu şekilde görmedikleri ve güven duydukları için çıkan sonuç karşısında şoke olmuşlardır.

Saygılarımla,
Omnia mors aequat


Temmuz 26, 2007, 12:23:28 öö
Yanıtla #27
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 654
  • Cinsiyet: Bay

Sn SkullG,

Konu başlığınız ve yaşanan bu üzücü olay hakkında bir yorumda bulunmayacağım ancak kanımca sosyologların çok ciddi araştırmalar yapması gereken bir vakka olarak tarihe geçmiştir.Alınan sonuçtan sonra göz yaşlarını tutamayan aydın Türk kadınlarını televizyonda gördüğüm zaman yaşadığım sıkıntıyı kelimelerle anlatabilmem mümkün değil.Yapılan bir şecim sonrası  bazı insanların bu derece üzülmelerini oy verdikleri siyasi partinin iktidara gelememesi olduğunu düşünmüyorsunuzdur umarım.Konuya bu açıdan bakılabilinir ise yukarıda sıraladığınız bir takım yazarların duydukları ızdırap sonucu bu şekil yazılar yazmış olabilecekleri anlaşılacaktır.

Saygılarımla

Sn. Mistik bu işler birazda göreceli oluyor siyaset bir yere kadar kısmende olsa göreceli bir iştir.Demokratik bir seçim sonucunda seçmenin yaklaşık yarısnın oyunu alan bir parti olan AKP bence çok marjinal bir parti olduğu için hatta bence Türkiye yi yöneten en marjinal hükümet olduğu için aldığı tepkilerde o denli uç noktalarda oluyor seven tam seviyor sevmeyen tam nefret ediyor sevenide sosyologluk psikologluk ilan ediyor aslında bu partinin ve izlediği yolun marjinalliği karşısında bu tepkiler normaldir.

Ama sizin ileri sürdüğünüz olgular bence Türk Halkı nın çoğunluğu için geçerli değil birileri diyor ki Türk Halkı na hayvan benzetmesi yaparak önüne yem atanın peşinden gidiyorlar falan ama halk bir çok somut hizmetin peşinden gitti bu gün geçim sıkıntısı çeken birisi özel hastanede parasız tedavi oluyorsa laiklik çokda umurunda değildir sizce laiklik umurunda olmalımıdır siz Masonlar bile fakirleri düşünmesi gereken başka şeyler var diyerekten aranıza almazken onların ideolojiler gütmeleri ne kadar beklenebilir ki ve Türkiye de yığınla insan geçim sıkıntısı çekerken onların somut hizmete gitmesi kadar normal olan şey nedir  AKP propaganda olarak bunu sundu heryerde hizmetlerini belkide abartılı bir biçimde anlatırkn diğer tüm partiler kendi ideolojilerini konuşturdular bunu sosyolojik araştırmayla falan alakası yok birilerinin karnı açken ideoolojik fikirleri düşünmeleri anlamsız olur bu onların insanlıklarına laf etmeyi gerektirmez tabii bu AKP ye oy veren herkesin geçim sıkıntısı olduğunuda göstermez bunda siyaset bilimciler için incelenmesi gerken bir propaganda türüde var AKP devamlı olarak haksızlığa uğradığını halke çok muhteşem bir biçimde lanse ediyor uğramasa bile uğradığını hisseterilebiliyor.Yani uzun sözü kısası AKP çok büyük bir güçtür büyük güç hem korku ve endişeyi hemde saygı ve sevgiyi üstüne çeker bu seçimler Türk Millet ini ne insanlığını nede zeka seviyesini gösterir bu seçimler Türkiye' nin Siyaset Bilimci tanıtımcı ve propagandacı aynı zamanda sosyal mühendislere ne kadar çok ihtiyacı olduğunu gösterir eğer bu bir  felaketse bu felaket  muhalefetin meyvesidir örnek veriyorum argoyu çok seven bir millete devamlı "ana nı al git" i olumsuz örnek gibi sunarlarsa felakatleri kaçınılmazdı kaçamadılar zaten.
« Son Düzenleme: Temmuz 26, 2007, 12:27:17 öö Gönderen: LuckyEye2 »
Çilesini çekmediğin dert senin değildir...


Temmuz 26, 2007, 02:01:20 öö
Yanıtla #28
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

İsa ne demiş sezarın hakkını sezara ,Tanrının hakkınıda Tanrıya verin demiş.
Bu gün Akp nin diğer hükümetlerden daha iyi çalıştığını görmezlikten gelmemeliyiz.
aksi takdirde nankörlük ederiz


Temmuz 26, 2007, 02:02:58 öö
Yanıtla #29
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

sağlıkta insanlara sunduğu imkanlar yeter.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
3191 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2009, 10:25:03 ös
Gönderen: sun
9 Yanıt
14525 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 04, 2010, 08:58:29 ös
Gönderen: MMT
0 Yanıt
3485 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 02, 2010, 09:07:15 ös
Gönderen: Mozart
55 Yanıt
32289 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 13, 2011, 07:44:45 ös
Gönderen: Pagan
10 Yanıt
8823 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 15, 2011, 10:12:34 ös
Gönderen: Waldow
3 Yanıt
3179 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 09:04:57 ös
Gönderen: Risus