Sizce "Allah" en cok neyi merak ediyor?

[Tık-Tik-Tak]

Yüzeysel islam: Allah onu yarattıklarının ona nasıl inanacağı,nasıl fedakarlıklarda bulunacağını merak eder.

Derin islam: Allah bir şeyi merak etmez çünkü her şeyi bilir.

Tasavvuf: ''merak etme'' eylemini yaratan merak edemez zira ''merak etme'' eylemi, O'nda var olan değil O'nun yarattığı eylemdir.

Bazı Spiritüel inançlar: Tanrı iyi ve kötüyü yaratmıştır ve hangisinin kazanacağını merak eder.

Bazı satanik inançlar: Tanrı kibrini daha da arttırmak için her şeyi yaratmıştır ve insanlarla oyun oynayıp ne yapacaklarını merak eder.

Bu saydıklarım arasında hangisi size daha yakın geliyorsa alabilirsiniz. Bana düşüncede tasavvuf, uygulamada spiritüel inançlar daha yakın geliyor.

Saygılarımla

İnsanların hayvanlardaki ilahi ruhlara tapınmasından başlayarak; İnsan gibi günahlar işleyen tanrılar dan devam edip; ardın dan da,sorgulanması imkansızlaşan vasıflara doğru yol alan bir Tanrı figürü kaçınılmaz olan dı.

Yaratıcıyı sorgulamayı zorlaştırmak;bir mana da "O" na üstün vasıflar yüklemektir.
Bu sefer de ise: Bu kadar üstün vasıflı bir yaratıcı, nasıl oluyor da acılara kayıtsız kalabiliyor durumunu doğurur.
Kısaca: Yaratıcı'yı sorgulanamaz hale getirmek için yüklenen vasıflar; Tanrı'yı,acılara kayıtsız bir gözlemci şekline büründürüyor.

[Risus]

Yüzeysel islam: Allah onu yarattıklarının ona nasıl inanacağı,nasıl fedakarlıklarda bulunacağını merak eder.

Derin islam: Allah bir şeyi merak etmez çünkü her şeyi bilir.

Tasavvuf: ''merak etme'' eylemini yaratan merak edemez zira ''merak etme'' eylemi, O'nda var olan değil O'nun yarattığı eylemdir.

Bazı Spiritüel inançlar: Tanrı iyi ve kötüyü yaratmıştır ve hangisinin kazanacağını merak eder.

Bazı satanik inançlar: Tanrı kibrini daha da arttırmak için her şeyi yaratmıştır ve insanlarla oyun oynayıp ne yapacaklarını merak eder.

Bu saydıklarım arasında hangisi size daha yakın geliyorsa alabilirsiniz. Bana düşüncede tasavvuf, uygulamada spiritüel inançlar daha yakın geliyor.

Saygılarımla

İnsanların hayvanlardaki ilahi ruhlara tapınmasından başlayarak; İnsan gibi günahlar işleyen tanrılar dan devam edip; ardın dan da,sorgulanması imkansızlaşan vasıflara doğru yol alan bir Tanrı figürü kaçınılmaz olan dı.

Yaratıcıyı sorgulamayı zorlaştırmak;bir mana da "O" na üstün vasıflar yüklemektir.
Bu sefer de ise: Bu kadar üstün vasıflı bir yaratıcı, nasıl oluyor da acılara kayıtsız kalabiliyor durumunu doğurur.
Kısaca: Yaratıcı'yı sorgulanamaz hale getirmek için yüklenen vasıflar; Tanrı'yı,acılara kayıtsız bir gözlemci şekline büründürüyor.

Yaratıcıya sorgulanamaz vasıflar yüklemek ayrı, sorgulayacağımız vasıfları O'nun yaratmış olması ayrı. Bence siz yazdıklarımı yanlış anlamışsınız. Ancak yine de sizin pencerenizden bakalım. Yaratıcıya üstün vasıflar yüklemek, sorgulanamayacak vasıflar yüklemek sanırım size göre yanlış zira bu yorumdan bunu çıkarttım. Peki sorgulanabilir, insani vasıflar yüklersek. O zaman da yaratıcı olmak vasfından çıkıp ''yaratılan'' olma vasfını kazandırmış olacağız. O halde yaratıcıya ne sorgulayıcı ne de onu sorgulanamaz hale getirecek vasıflar yüklemememiz gerekir.

O halde bu konunun amacı nedir? Amacınız yaratıcıya kin kusmak, sitem etmek ise bunun yapılabileceği daha güzel ortamlar mevcuttur. Amacınız yaratıcıyı eleştirmek ise neye göre eleştireceğiz? Yaratıcının yaratmak dışında yaptığı ne var ki eleştirelim? Savaşları yapan biziz. Kıtlık yapan biziz. Dünya'yı kirleten biziz. Altın jakuzilerde duş alıp sonra Afrika'da açlık var diyenler de biziz. Hayvanların genetiğini bozup hastalıklara sebebiyet veren biziz.

Peki biz bu konuda neyi tartışacağız?

[Tık-Tik-Tak]

Sayın Risus;

 İnsan tezahürün deki Tanrısal evrimin, düşünsel ve soyut yolculuğunu, kendi gönül penceremden gördüğüm kadarı ile yorumladım.

Sizin bakış acınız dan ise,mevzusu geçen konu hakkında da; bir cok eksiğimi tamamladım .

Saygılarımla

[ADAM]

Bir katılımcımız, Allah'ın her şeyi bildiğini yazmış.
Acaba o katılımcımız bunu nereden  biliyor.
Sanırım bir başkası demiş  olduğu içindir.
Onun nereden bildiğini sorarız; bu zincirin sonu gelmez.
Ancak diyelim ki öyle..
O zaman bu başlığın sorusunun yanıtı kendiliğinden gelir:
Allah bilmediklerini merak ediyor.
Masonlar ise o kadar meraklı değil. Onlar çalışıyor.
Daha önce bilmediklerini öğrendikçe, şimdi bilmediklerinin öncekilerden daha çok olduğunu görüyorlar.
Allah'ın merak noktasına geldiklerinde (gelebilirlerse) ne olacak?

[Novayst]

İslami yada farklı bir bakıştan tanrı sırf bir duyguyu yarattığı için ondada olmayacak diye bir mantık olamaz. Şu ana kadar İslami bakış açısından yazılmış ancak şu bakış açılarından bakmak gerekir:

1- Tanrı merhamet gösterici, cezalandırıcı vesaire şeyleri insanlığa armağan edip yarattıysa ve bunu kendisi de gösteriyorsa yarattığı şeylerin sırf kendi yarattığı için kendinde bulundurmadığı anlamına gelemez.

2- Tanrı insanlara irade özelliğini bahşedip onlara farklı seçimler yapma özelliğini verdiyse bu yazgıyı bozarak farklı sonuçlara yol açabileceğini gösterir. Eğer böyle bir yazgı bozma durumu yoksa planlanmış bir programa göre eylemler yapan robot gibi bir sonuç göstermektedir insanoğlu. Bundan da bir merak edici özellik daha çıkartabiliriz.

Peki tanrının ilahi boyutuna, gücüne, özelliklerine insan aklı yetebilir mi? Belki yeter belki yetmez benim düşüncemde bilinmezcilik hakimdir benim bu inancıma. Tanrı varlığı, ismi size ne anlam ifade ediyorsa ona göre yorum yapabilirsiniz. Ancak asıl felsefi soruya yanıt yerine soruyu çürütmeye çalışan şeyler yazmak bilinen ve defalarca görülmüş kelimeleri tekrardan ortaya koyarak hem can sıkar hemde tartışma üzerine konuyu farklı yöne yöneltir. Bu yüzden rahatsız olmayacak yanıtlar vermemiz daha doğru olur diye düşünüyorum.


Herkese saygı ve sevgilerimle...

[Vulakrein]

Bir katılımcımız, Allah'ın her şeyi bildiğini yazmış.
Acaba o katılımcımız bunu nereden  biliyor.
Sanırım bir başkası demiş  olduğu içindir.
Onun nereden bildiğini sorarız; bu zincirin sonu gelmez.
Ancak diyelim ki öyle..
O zaman bu başlığın sorusunun yanıtı kendiliğinden gelir:
Allah bilmediklerini merak ediyor.
Masonlar ise o kadar meraklı değil. Onlar çalışıyor.
Daha önce bilmediklerini öğrendikçe, şimdi bilmediklerinin öncekilerden daha çok olduğunu görüyorlar.
Allah'ın merak noktasına geldiklerinde (gelebilirlerse) ne olacak?

Sayın ADAM'ın sorusuna cevap verme gereksinimi duyuyorum. Tevbe suresi 115'e bakacak olursak eğer;

"Ve mâ kânallâhu li yudılle kavmen ba’de iz hedâhum hattâ yubeyyine lehum mâ yettekûn(yettekûne), innallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun)"

Yani;

"Allah, bir kavmi hidayete erdirdikten sonra, takva sahibi olacakları şeyler onlara açıklanıncaya kadar (açıklanmadıkça) (o kavmi), dalâlete düşürecek (saptıracak) değildir. Muhakkak ki Allah, herşeyi en iyi bilendir."

Ve bunun gibi bir çok sure mevcut, fakat yanlış anlaşılmasın bir kanıt gösterme çabasında değilim, sadece Sayın ADAM'a nereden okuduğumu söylemek istedim.


Saygılarımla...

[peacewings]

Kaygusuz Edip Hârabi'nin şöyle başlayan bir şiiri var:

Daha Allah ile cihan yok iken
Biz anı var edip, ilan eyledik
Hakka layık hiçbir mekan yok iken
Hanemize aldık, mihman eyledik
 
Kendisinin henüz ismi yok idi
İsmi şöyle dursun, cismi yok idi
Hiçbir kıyafeti, resmi yok idi
Şekil verip tıpkı insan eyledik
...

Ne güzel özetlemiş.

[Birisi]

Tanrı merak eder mi?

Tanrı bize öğretildiği kadarı ile her şeyi bilen ve gücü yetendir. Peki her şeyi bilen Tanrı (bilmediği hiçbir şey yok ise) neyi merak edebilir?

Merak etmesi gereken konuyu bilmemesi gerekir, her şeyi zaten o yarattığı için mutlaka bilmesi gerekir, bilmiyorsa da öğrenmek onun için ne kadar zor olabilir?

Benim merak ettiğim konu ise tanrı niye durduk yere insanları yaratıp dünyaya gönderdi, tek amacı hangilerimizin cennete veya cehenneme mi gideceği? Eğer böyleyse zaten bizi iyi veya kötü yaratan da o değil mi?

[Zaharoff]

Sayın üyeler burada sorulan soruların tümünün cevapları var. Fakat dini konularda şahsen buradan konuşmak istemem.
Siteye ziyaretçilerde giriyor ve yanlış anlaşılmaya müsait bir konu. Konu  üyelere özel bölüme taşınsa daha rahat tartışma fırsatımız olabilir.
İslami anlamda soruları olanları bilgimin ve tecrübelerimin yettiğince aydınlatabilirim. İletiden olmak şartıyla tabi.

[Tık-Tik-Tak]

İnsanlık tarihinin başlagıcın dan bu yana,yaradılışın ve yaratıcının adına sonsuz yönler den;sonsuz kere dallanan sorular sorul du.Doğal olarakta bu kadar cok ve kadim soruların yansımasın da,hazırlanmış ve, en az soruların eskiliği kadar; eski cevaplar yaratıldı.
Tanrısal yaradılış adına türetilen bu iki kadim soru ve cevap döngüsü;kendi içlerin de o kadar hazırlıklı hale geldi ki; kısır bir hiçliğin için deki soğuk donmuş bir "AY" yüzeyine dönüştü.Bu soru ve cevaplar,ay yüzeyine çarpan meteor izlerin den farksızdır.Yanlız; "GÜNEŞ'e" bakma ya cesareti olan gözler,doğru soru ve cevapları yaratma ya cesaret edenlerdir.

Sevgilerim ile