Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mason Kimdir? ya da Kim Masondur? - 1  (Okunma sayısı 30035 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 17, 2010, 01:28:42 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



İlginç bir sorgulama tarzı değil mi?

Ancak bunu size sormuyorum. Bu soruların yanıtlarını önce kendim vermeye çalışacağım. Eksiklerim olacaktır; bilenler damamlar. Yanlışlarım olursa düzeltirler.

Başlayalım.

Daha önce, “Masonluktan Söz Edelim” başlığı altında “mason derneği” diye bir terim kullanmıştım. Bunun tanımını yinelemenin gereği yok sanırım.


Herhangi bir mason derneğinin herhangi bir üyesine “mason” denir.

Batı ülkelerinde bu bir ek sıfatla birlikte kullanılıyor. İngilizcede “freemason”, Fransızcada “franc-maçon”, Almancada ”Freimaurer” yani bunların Türkçe karşılığı olarak “özgür mason”; ülkemizdeki kimi masonların yeğleyiş tarzı olarak da “hürmason”. Ancak buna gerek yok. Batı dillerinde “mason” sözcüğünün bir başka, daha basit, dilimizde “duvarcı” diyebileceğimiz bir anlamı var; o yüzden bu ayırım gerekli. Fakat Türkçede “mason” sözcüğünün başına o sıfatı eklediniz miydi, bu mason olmayanların ve Masonluğu iyi bilmeyenlerin zihinlerine bir kavram karışıklığı sokmaktan başka bir işe yaramaz.

Mason sözcüğü sadece bir sıfat ya da bir genel unvandır. Herhangi bir meslek elemanının o mesleğe özgü olarak taşıdığı sıfatı gibi… O kişinin sahiden “mason” olduğunu, öyle olmayı kafasına koyup içine sindirmiş bulunduğunu göstermez. Gene herhangi bir meslek elemanının durumu gibi.

Örneğin üniversitenin bir mühendislik fakültesinden mezun olan bir genç, diploma ya da sertifikasını alır ve bundan böyle onun sıfatı “mühendis”tir. Fakat bu mesleği ne kadar bilir; gerçek yaşamda ne denli mühendislik yapabilir, o ayrı bir soru işaretini getirir.

Bir üniversite ya da yüksek okuldan mezun olup da böyle bir meslek unvanını edinen gençlerin çoğu, bu unvan ile birlikte mesleği de çok iyi bildiklerini sanır. Bu başlangıçta böyledir ve kısa bir süre içinde düş kırıklığına uğrar, aslında doğru dürüst hiçbir şey bilmediklerini, okulda okuduklarının gerçek yaşamda öyle pek de geçerli olmadığını fark ederler. Hatta üzüldükleri, çöküntüye uğradıkları bile olur; yıllarca okumuş ve öğrenmiş oldukları birçok şeyin uygulamada pek bir işe yaramadığını görünce. Okulda edinmiş oldukları, o meslek ile bağlantılı hatta belki biraz daha geniş çaplı bir kavram tutamı ve kafa disiplini edinmektir. Uygulamasını, iş başında öğreneceklerdir. O meslek unvanına ancak ondan sonra belki yıllar geçince sahip olacaklardır.

Masonluk da masonlara göre bir meslektir. Diğer meslekler için geçerli olan şu anlatmış bulunduklarım, masonlar için de geçerlidir. Gerçekten “mason” olabilmek, Masonluğun içinde yaşamayı gerektirir. Zaten masonlar da bu bağlamda şöyle der: «Masonluk, okuyarak, araştırarak, inceleyerek öğrenilemez. Bunun için masonluğu yaşamak gerekir.» İşte bu doğru.

Dolayısıyla bizim burada yaptığımız da Masonluğu irdelemek; öğrenmek değil. Hiçbirimiz bu forumdaki ya da bir başka çalışma ortamındaki incelemelerimizle Masonluğu öğrendiğini sanmasın. Baksanıza, masonlar bile Masonluğa girdikten sonra aslında henüz “mason” olamıyor.

Zaten mason olduğunu bildiğiniz bir kimseye açıkça «Siz mason musunuz?» diye bir soru yöneltecek olursanız, bunun karşılığında «Evet!» diye kesin ve kestirme bir yanıt alamazsınız. Hatta çoğu mason böyle bir soruyu yanıtlamak istemez ve kaçamağa başvurur.

Nitekim bunun örneklerini zaman zaman bu forum alanında da görüyoruz. Kimisi bir diğerine «Siz mason musunuz?» diye soruyor. Berikinin bir mason derneğiyle herhangi bir bağlantısı (üyeliği) yoksa buna kolayca «Hayır.» diye yanıt verebiliyor ama bağlantısı varsa «Evet.» demiyor. Bunu demez; diyemez. Hiçbir mason kendisine “mason” olmayı yakıştıramaz. Şayet bir kişi çıkıp da size «Ben masonum.» derse, inanın ki o belki bir gerçekten de bir mason derneğinin üyesi olabilir ama “mason” değildir.

Kafanızda soru işaretleri mi uçuşmaya başladı. Bu deyişimi çok mu yadırgadınız? Masonlar yadırgamaz. Onlar bilir böyle olduğunu; böyle olması gerektiğini.

Belki biri size «Ben bir mason derneğinin ya da üyesiyim.» diyebilir. Belki bir loca üyesi olduğunu söyleyebilir. Belki Masonluğa girmiş bulunduğuna değinebilir. Fakat asla mason olduğunu belirtmez.

Niçin?

Çünkü bu Masonluğun töresinin kaçınılmaz bir gereğidir. Her mason (bize göre), “mason” sözcüğünü yüceltir ve “gerçek mason” ya da “tam mason” diyebileceğimiz bir kavramla âdeta özdeşleştirir. Bireysel niteliklerini bu kavramı ile bütünüyle uyum içinde bulmadıkça, kendisini “mason” olarak nitelemez. Hatta çok ileri düzeyde, bize göre yetkin olsa da kendisine göre noksandır ve bunu açıkça söylemez. Belki «Mason olmaya çalışıyorum.» diyebilir. «Mason kardeşler beni öyle bilir.» diyebilir. Ancak işte o kadar. Masonluğun töresi uyarınca bu bağlamda yapılması gereken, başkalarının ona “mason” demesidir.

Kişi bir kez “mason” unvanını aldı mı, isterse onu yaşamı boyunca korur. Hiç kimse, hiçbir kurum, hiçbir otorite onun bu niteliğini kaldıramaz. Bu, üyesi olduğu bir mason derneğinden kendi buyrultusu dışında bir disiplin cezası alarak çıkarılanlar için bile böyledir. Çünkü “mason” unvanı, yakaya takılmış bir rozet ya da apolet üzerindeki bir rütbe değildir. Verilir ama sökülüp alınamaz. Fakat bu, az önce anlatmış olduğum üzere o kişinin sahiden “mason” olduğu anlamına da gelmez.
Bir kişiye “mason” unvanı, yetkili olanlarca verilebilir ama bir masona “mason” niteliğini hiç kimse veremez. Masonlukta yıllarca bulunmak, görevler almak, olumlu çalışmalar yapmak, ilerleyip yükselmekle de “mason” niteliği edinilemez. Bir mason derneğinin üyesi, ancak kendi dileğiyle, buyrultusunu kullanarak, bilgi ve erdemlerini geliştirerek “mason” olma yolunu tutabilir.

Demek ki ortaya bir başka anlamlandırma çıktı: Mason unvanı yetmiyor. Mason niteliği de gerekiyor. şu halde bir “mason” mason niteliğini taşıyan kişidir. Ancak mason niteliğini taşıyan bir kişiye “mason” denir.

Şu halde bu noktada duralım; sorular varsa onları alıp yanıtlamaya çalışalım. Tartışmak gerekiyorsa tartışalım. ve izleyecek bölümde niteliği bakımından bir masonun nasıl bir kişi olduğuna ya da niteliği bakımından nasıl bir kişiye “mason” denilebileceğine bakalım.
« Son Düzenleme: Aralık 09, 2010, 02:29:47 ös Gönderen: dogudan »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 26, 2010, 12:03:38 öö
Yanıtla #1

Sn. ADAM yazınızı okuduktan sonra montaigne'nin çok hoş bir sözü aklıma geldi,"İnsanlar başaklara benzerler içleri boşken başları havadadır doldukça eğilirler".Bir masonun her konuda olduğu gibi bu konuda da  ne denli duyarlı olmasını gerektiğini çok güzel ifade etmişsiniz tebrik ederim.Saygı ve Sevgilerle.


Aralık 03, 2010, 01:34:13 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sayın Adam..
Yazınızı incelediğimde nitelikli bir insanın olması gereken şeklinin tarifi gibi alğılıyorum. Anlatımınızdan esinlendiğim duygumu paylaşma ihtiyacı hissettim.
 
İnsan ola bilmenin birinci kuralı doğumdur. Doğumun ardından insanlığa adım atılır, devamında yaşanılanlar ve edinilen bilumum tecrübeler, ilişkiler, nitelikler doğum sonrası bedenlenmiş olan varlığın işlevselliğini geliştirerek vardığı noktada insan olması sağlanır.
Sizin yazınızda yaşarken mecazen gerçekleşmesi gereken bir doğum süreci varmış hissine kapıldım. Bedenen insan olmak yeterli değil eğer olsaydı sanırım herkes eşit niteliklerde ve amaçta olurdu.
Mason ola bilmek için yetenekli bir doktor ve öğretici eşliğinde mecazi bir doğumu yaşamak mı gerekir..


Aralık 03, 2010, 01:51:31 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Masonluktaki tekris ya da inisyasyonun ilk aşamasının bir bölümü zaten mecazi anlamda yetenekli bir doktor gözetimindeki doğum olayını ve iyi bir öğretici eşliğinde onu izleyen dönemi simgeler.

Anca o kadarla bitmez.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 03, 2010, 02:03:46 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Devamındaki süreç aslında eksik olduğu için merak ve beklenti içerisinde bırakıyor insanları.
Anladığım şu ki, seçilmek önemli..
Sanırım, seçicilerin devam eden süreçte uyguladıkları adaptasyon veya bütünleştirme deneyimleri aslında en enteresan ve ilgi gösterilmesi gereken kısımdır..
İsteklilerin bu süreci layikı ile geçe bilmeleri için,  devam eden süreçte eksiklerinin giderile bileceğine tam inanarak ve bu beceriyi hissederek talip olmaları gerekir..
Bu hisse sahip olanlar yaradılış ile seçilmişmi oluyorlar...

Doğrumudur yorumum anladığım...


Aralık 03, 2010, 03:08:42 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Aslında Sayın Atila'nın üzerinde durduğu noktada bu başlık altında işlemeye çalışmış olduğum konu kapsamının biraz dışında.  Ancak yormadan biraz irdeleyeyim.

Devamındaki süreç elbette eksik olacaktır. Öyle olmazsa, inisiyelere hazır bir dogma sunuluyor demektir. Gerçi bunu yapanlar da var ama yapılmaması daha iyi. Kişi bulmalı biraz da doğruları; bunun için çalışmalı.

Öncekilere seçiciler demenin ne denli doğru olduğunda kuşkuluyum. Evet, onlar önce oldukları için kendilerinden sonrakileri seçiyor ya da bir bakıma elekten geçirerek aralarına alıyorlar. Ancak adaptasyon ve bütünleşme bakımından onlarrın yapabileceği pek az kalır; bini çoğu seçilmiş olana kalır.

İstekliler, ilerideki süreçte eksikliklerinin giderileceğini sanacak olursa çok yanılır. Kendi eksiklerini kendileri, bir dayanışma ve haylaşma ortamından yararlanarak giremye cçalışacaklardır.

Yanradılış ile seçilmiş olmak, yaradılıştan seçilmiş olmak anlamındaysa bunun yanıtı hayır. Kişi seçilmiş olabilecek düzçeye gelinceye dek toplumsal ortamda kendini yetiştirir. Bu yaradılıştan gelmez. Sonraki edinimleri onu seçilmişliğe yöneltecektir.

 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 03, 2010, 04:38:56 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Kısaca Teşekkür ederim kıymetli vaktinizden ayırdığınız için...


Aralık 07, 2012, 12:36:33 öö
Yanıtla #7
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 55
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM’a konu dahilinde birkaç sorum olacak…


“Mason Kimdir? Ya da Kim Masondur? -1” Başlıklı konumuzda bazı kısımlar dikkatimi çekti:


 “…Çünkü bu Masonluğun töresinin kaçınılmaz bir gereğidir. Her mason (bize göre), “mason” sözcüğünü yüceltir ve “gerçek mason” ya da “tam mason” diyebileceğimiz bir kavramla âdeta özdeşleştirir…”

“…Bir mason derneğinin üyesi, ancak kendi dileğiyle, buyrultusunu kullanarak, bilgi ve erdemlerini geliştirerek “mason” olma yolunu tutabilir…”


Soru 1- Acaba yukarıdaki alıntılarda geçen “gerçek mason kavramı” ile “mason olma yolu” ifadelerine baktığımızda “gerçek mason idealizesi” gibi bir kavramın geçmeme nedeni konun metafiziksel bir ifade olan “mutlak idealizim”  kapsamında algılanmasını istememeniz mi? Hemen yanıtlamayın aşağıda konumuz devam ediyor…


“Diyalektik-3” konusundaki yazınızdaki gibi [1]:

“Diyalektiğin en önemli yasalarından biri “nicelikten niteliğe sıçramak” olarak adlandırılır.”

“Diyalektiğin bir diğer yasası şöyle diyor: “Bir şey hem kendisinin aynı hem kendisinden başkadır.””

Demiştiniz ve Sayın Popperist ise şöyle bir yorum yapmıştı:

“…Aslında Sayın Adam'ın "metafizik" dediği şey, "mutlak idealizm"dir, en büyük ve en tanınır düşünürü ise Platon'dur. Hatırlayın, Platon'un bir "ideler dünyası" vardı. Ona göre aklımıza ne kadar şey gelirse, ve varolan her şey için o kadar "ide" vardı öte dünyada (ideler evreninde). Her şey Sayın Adam'ın dediği gibi apayrı ve birbiriyle ilişkisizdi Platon'un evreninde de. İşte bu tür bir Platon metafiziğini eleştiriyor Sayın Adam…”


Soru 2- Yukarıdaki alıntıya göre “masonluk idealizmi” gibi bir kavramdan söz etmek demek, onu kesin hatlarla sınırlamak ve kavramın gelişmesini engellemek midir?


“Mason Kimdir? Ya da Kim Masondur? -1” başlıklı konumuzda aşağıdaki gibi bir alıntı yer almaktadır:

“…Demek ki ortaya bir başka anlamlandırma çıktı: Mason unvanı yetmiyor. Mason niteliği de gerekiyor. Şu halde bir “mason” mason niteliğini taşıyan kişidir. Ancak mason niteliğini taşıyan bir kişiye “mason” denir…”

Buna ek olarak “Mason Kimdir? Ya da Kim Masondur? -2” başlıklı konuda [2] bazı nitelikler sıralanıyor. Bu nitelikleri buraya aktarmıyorum, amacım niteliklere tek tek takılmak değil.

Burada geçen niteliklerin de tam olarak “şu kadar nitelik vardır ve niteliklerin kapsamı da şudur” gibi bir kesin tanımı olamayacağını düşünerek, “Mason” denilen kişinin ne gibi nitelikleri olacağı değerlendirmesi için de diyalektik bir yaklaşımla konuya eğilip bakıyorum.

Diyalektik açıdan bu konuyu değerlendirirsek, burada kesin olarak bu kadar nitelik vardır diyemeyiz ve zamana göre, algılanışa, aktarılmak istenene, öğretiye vs. birçok faktöre bağlı değişen “nitelik” tanımlarından ve kapsamlarından bahsedebiliriz. 


Soru 3-  Bu noktada aklıma bir soru daha geliyor: Peki bu konuda bazı niteliklere “değişmez- olmazsa olmaz” gibi yükümler verirsek o zaman ilgili nitelikler metafizik kapsamı içinde mi değerlendirilmiş olurlar?


Eğer bir Mason örgütünün genel bir diyalektik deviniminde değişen veya gelişen bir “Masonluk niteliği” kavramı varsa ve içerdiği bazı nitelikler dogmatik olarak “değişmiyor” iken bazı niteliksel kavramlar “esnek” kabulü var ise. Bu bazı nitelikleri değişmiş, farklı yapılanması olan bir diğer Mason örgütünde de benzer bir durum olabilir anlamına gelir:

Eğer ilk Mason örgütünde metafiziksel bir yaklaşım var kabulüyle hareket edersek,  birçok Masonluk niteliği ilgili zamana (t1 diyelim) bağlı olarak bir “masonluk idea”sına sahip olmalıdır (metafizik gereği). İkinci Mason örgütünde de birinciye nazaran farklı Masonik nitelikler metafiziksel bir değişmezci yapıyla ikinci bir “masonluk idea”sına sahiptir.

İlgili zamana (t1) göre, iki farklı Masonik örgüt ve iki ayrı “masonluk idea” kavramı ortaya çıktı...


Soru 4-  Metafiziğe göre acaba bu böyle midir merak etmekteyiz... Gelelim ilgili zaman haricinde daha ileri bir zamana (t2 zamanı), Masonik örgüt 1 ve 2 bazı değişikliklere uğramış ve kendi tanımladıkları masonluk nitelikleri değişmiş… Değişmiş ama her bir ayrı Masonluk örgütü için mutlak bir “masonluk idea”sı var mı?


Benim düşünceme göre, nasıl ki “masonluk nitelikleri” nin tam bir tanımını veremiyorsak, bunun bir nedeni  “masonluk nitelikleri” nin kavram itibariyle içerisinde hem diyalektiği hem de metafiziği barındırmasıdır. Yani bir Mason örgütüne göre değişmez niteliklerin yanında esnek nitelikler varken, bir diğer Mason örgütünde belki sadece değişmez veya sadece esnek nitelik tanımlamalarının olmasıdır...


Şimdilik sorularım bu kadar… Yazımdaki konular birbiri arasında fazla geçişli gelmiş olabilir, özellikle ilgili konuları unutmuş üyeler için böyle olacaktır… O nedenle sorumu kendi başlıkları dahilinde olduğu için Sayın ADAM’a sormak istedim. Gene kendisinden de yazıların karışıklığı için özür dilerim. Buradaki bazı soruları farklı başlıklar altında da sorabilirdim ama konular birbirine bağlı olduğu için sorular peşi sıra döküldü birden bire.


İlginiz için şimdiden teşekkürler,


Sevgi ve saygı ile,


[1] http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,8844.0.html
[2] http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php/topic,10074.0.html



Aralık 07, 2012, 02:24:15 ös
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Öncelikle Sayın Katharsis’e bu “ilginç” denilebilecek irdelemesi nedeniyle teşekkür etmek gerekir.

Kendisinin de belirtmiş olduğu üzere, burada sorular hayli iç içe girmiş durumda. Belki her birini ayrı ayrı, teker teker ele almak daha doğru ya da verimli olurdu.

Burada âdeta matematiksel diyeceğim bir irdeleme var ama bence bu konu bu kadar karmaşık değil. Zaten hep masonlukta çok derin bir felsefe, anlaşılması pek zor bir öğreti bulunduğu sanılırsa da öyle bir şey yok. Eğer öylesine derin bir felsefe ya da öğretisel öğe görülürse, bilinmeli ki onu Masonluğun yürürlükteki sistemi ya da ritüelik içeriği değil, onların üzerinde kafa yoran masonlar getirmiştir. Bir diğer deyişle o felsefe bir yorum niteliğindedir ve kurumsal değil, bireyseldir.

Kurumsal, ritüelik ya da töresel olanı ise şöyledir: Bir mason hiçbir zaman kendisinin mason oluşuyla öğünmez hatta bunu dile getirmez, başkalarına bırakır.

Dolayısıyla birisi çıkar da size “Ben masonum.” derse, onun mason olduğundan kuşku duyabilirsiniz; olsa olsa bir mason örgütünün üyesidir.

Bir mason örgütünün üyesi olmakla gerçekten mason olabilmek birbirinden farklı şeylerdir.

Burada “mason” sözcünün ya da niteliğinin idealize edildiği doğrudur. Ancak bir şeyin idealize edilişi, onun diyalektik oluşuma aykırılığı anlamına gelmez. Aksine, burada bir saltıklık yoktur ama saltıklığın doğrultusunda bir göreli gelişim vardır ki bu da diyalektiğe uygun düşer.

Ancak bazı mason kuruluşları saltıklığa (mutlak ve değişmez olgulara) pek meraklıdır, bunu böyle benimser ve Masonlukta bunun böyle olması gerektiğini savunur. O da onlara göre öyledir. Berikiler ise göreliliği ve değişim olanağını benimser.

Dolayısıyla farklı masonik anlayış seçeneklerinden biri benimsenince, idealize bir mason niteliği de ona göre olur.

Mason bilgili ve erdemli kişidir. Bir mason örgütünün herhangi bir üyesi, kendisine mason denilmekte olsa bile, yeterince bilgili ve erdemli olmayabilir.

Bir insanın bilgi ve erdem bakımından hiç noksansız olduğu söylenebilir mi?

Bazı mistik tarikatlarda bir erme olgusu, ermişlik vardır. Ermiş olduğu söylenin bir kişinin tüm bilgi ve erdemlerle donanmış olduğu söylenebilir mi? Başkalarından ileri olabilir; kendi niteliği tam ve kusursuz mudur?

Kaldı ki Masonluk, kimi uygulamalarda hayli mistik bir nitelik sergilemesine karşın aslında mistik değildir. Çünkü buna olanak yoktur. Buna olanak vermeyen ise Masonluğun evrensel amacı, salt bireysel düzeyde kalmayışıdır.

Dolayısıyla mason unvanını taşıyan bir kişi, bir yanda gerçekten de mason niteliğini edinme yolunda bireysel çabalarını sürdürürken, diğer yandan Masonluğun amaçları doğrultusundaki görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeye çalışır.

Kimi masonlar vardır ki, mason unvanını edinmiş olmalarına karşın bu bağlamda hiçbir çaba hiçbir etkinlik göstermez. İşte o masonlara “mason” demek biraz zorlaşır.

Nitekim bundan ötürü bir “mason” kendisini her zaman yetersiz görür ve hiçbir zaman o niteliği edindiğini ileri sürmez. Bu ise, hangi masonik anlayışta olunursa olunsun böyledir.

En azından şimdilik böyle… Bakarsınız ileride değişir. Nitekim değişmezlik iddiasında olanlar bile ister istemez değişime razı oluyor.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Turkler kimdir?

Başlatan Hamlet « 1 2 3 4 5 » Turkler

46 Yanıt
43668 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 12, 2010, 09:55:22 ös
Gönderen: Texan
1 Yanıt
9502 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2007, 09:29:31 ös
Gönderen: Fraternis
32 Yanıt
25269 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 31, 2013, 02:00:04 ös
Gönderen: ceycet
Aristoteles Kimdir?

Başlatan bugfree Felsefe

2 Yanıt
4177 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 22, 2008, 02:30:55 ös
Gönderen: bugfree
1 Yanıt
5644 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 30, 2010, 04:21:33 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
13009 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 20, 2010, 10:46:36 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
7724 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 21, 2010, 01:15:35 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2349 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2013, 01:48:45 öö
Gönderen: Ares
9 Yanıt
7422 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2015, 10:30:52 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
2656 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 11, 2015, 05:39:25 ös
Gönderen: ADAM