Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonlukla ilgili sorular - Masonluk-Şövalyelik Bağlantısı  (Okunma sayısı 5347 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 19, 2016, 09:58:29 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

1782 yılında yapılan Wilhelmsbad Kongresi.

Sayın Spock yukarıdaki kongrede alınan kararları  biraz açarmısınız ?
Bu konuda  anti Masonik yazılar var bu işin doğrusunu paylaşırsanız sevinirim .
Alıntı
Çanakkale Zaferi ve İhanetler: Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale ...
bu yazıda .
https://books.google.com.tr/books?id=bBx0CAAAQBAJ
Saygılar ...
« Son Düzenleme: Mayıs 19, 2016, 10:03:23 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Mayıs 20, 2016, 09:39:39 öö
Yanıtla #11
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Bu kongre hakkında internette okumuş olduğunuz bilgilerin bir kısmı doğru, bir kısmı ise kurgudur.

Wilhelmsbad Kongresi, tarihte yapılmış en önemli masonik kongrelerden biridir. Kuşkusuz masonluğu ilgilendiren bazı kararlar alınmıştır bu kongrede ama komplo teorisyenleri, her zaman yaptıkları gibi bu kongre için de, "o alınan kararlar işin görünen kısmı, bir de sizin bilmedikleriniz var, asıl onları duysanız dünyanız şaşar" klişesine dayalı bir takım spekülatif ve kurgusal çıkarımlarda bulunmuşlardır.

Örnek vermek gerekirse, Pierre d’Aumont adlı bir kişinin Tapınak Şövalyeleriyle birlikte, operatif mason kisvesi altında İskoçya'ya kaçtığı ve burada Tapınakçıların düzen ve geleneklerini devam ettiren yeni bir düzen kurduğu anlatılır. Bu yeni düzene Franc Maçons adını verdikleri iddia edilir. Daha sonra güya bu oluşum İngiltere'ye yayılarak Hür Masonluğu kurmuştur. Daha sonradan Pierre d’Aumont adlı kişinin aslında Imbert Blanke adında bir kanun kaçağı olduğu ortaya çıkmıştır. Imbert Blanke'nin tutuklandıktan sonra mahkemede anlattıklarının (daha doğrusu uydurduklarının), Andrew Michael Ramsay'in nutkuna ilham kaynağı olduğu sanılmaktadır. Tapınakçılar veya St. John Şövalyeleri ile olan bağlantının bir hayal ürünü olduğu, Stephen Dafoe ve Albert Mackey gibi büyük masonluk araştırmacıları tarafından ortaya konulmuştur.

Dolayısıyla, Wilhelmsbad Kongresi'nde alınan kararlardan biri Masonluk ile Tapınakçılar veya St. John Şövalyeleri veya genel olarak Haçlılar arasındaki bağın reddedilmiş olmasıdır.

Kongrede alınan diğer kararlara ve kongre ile ilgili olarak kurgulanan efsanelere vaktim oldukça bu konu başlığı altında değinmeye devam edeceğim. Fakat Sn. NOSAM33'ün linkini vermiş olduğu "Çanakkale Zaferi ve İhanetler" adlı kitabın bu konuyla ne ilgisi var, anlamış değilim.
Live long and prosper.


Mayıs 20, 2016, 11:08:18 öö
Yanıtla #12
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Kongrede alınan bir diğer karar Sıkı İzleyiş Riti (Rite of Stricy Observance)'nin geçerliliğini yitirmesi ve Yenilenmiş İskoç Riti (Rectified Scottish Rite)'nin değer kazanmasıdır. Öncelikle bu ritler nedir, buna bakalım. Sn. ADAM'ın http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7886.0 adresindeki açıklamaları şu şekilde.

Alıntı yapılan: ADAM

SIKI İZLEYİŞ

Clermont Konseyi üyelerinden bir Alman mason, Karl Gotthelf Baron von Hund, bu konseyden, Germen ülkelerinde Masonluğun yüksek derecelerini örgütleme ve uygun bulduğu kişilere yüksek dereceleri verme yetkisini almıştı. Ülkesine döndükten kısa bir süre sonra ise Clermont Konseyi ortadan kalkmış, yerine Doğu ve Batı İmparatorları Konseyi kurulmuş, böylelikle de Baron von Hund’un yetkisi geçersiz kalmıştı. Üstelik yeni kurulan Yetkinleşme Riti’nin gerek örgütlenme sistemi gerekse öğretisi, Clermont Konseyi’nin yönetiminde kurulmuş şapitrlerin örgütlenme sistemi ve benimsenen öğretilerinden hayli farklıydı; bir Fransız eğilim ve anlayışı egemen kılınmıştı.

Bunun üzerine Baron von Hund, Almanya’da kendi bireysel görüş ve inançları doğrultusunda bir masonik sistem geliştirmeye girişti. Brunswick Dükü Ferdinand’ın koruyuculuğu altında, 1763 yılında Sıkı İzleyiş Riti (Ritus den Strikten Observanz) adıyla anılan sistemi kurdu. Buradaki “sıkı izleyiş”, Protestan inançlarına kesinlikle bağlılık anlamına geliyordu. (Kimilerine göre bu bağlılık aslında Protestanlığa değil, Baron von Hund’un “Bilinmeyen Üstler” (Unbekannkte Obere) olarak adlandırdığı fakat kim olduklarını açıklamadığı Stuartlardır.

Sıkı İzleyiş Riti, toplam yedi derecede çalışmak üzere kurulmuştu. Tapınak Şövalyeleninin ilkelerine önemle ağırlık verilmişti. Kısa zaman içinde yalnızca Almanya’da değil, İtalya, Rusya, İsviçre ve İskandinav ülkelerinde de yayıldı.

Baron von Hund, sistemini oluşturup yönetimi kendinden sonra gelenlere bırakarak perde arkasına çekildi. Kısa bir süre sonra ritin yöneticileri arasında anlaşmazlıklar başgösterdi. Bu anlaşmazlıklar, ritin parçalanmasına ve yerine birçok ayrı mason ritinin kurulmasına neden oldu.


Alıntı yapılan: ADAM

YENİLENMİŞ İSKOÇ RİTİ

Sıkı izleyiş Rahipleri Riti’nden doğan ve bu ritin Ekosizmden kaynaklanan özgün öğretisi üzerine kurulu bir başka rit, Yenilenmiş İskoç Riti (Rektifizierte Schottisher Ritus) adını aldı. Bu ritin amacı, Masonlukta gerçek ve güvenilir Hıristiyanlar yetiştirmekti. Bu bakımdan da bu rit aslında bir yenilenme değil fakat salt Hıristiyanlık açısından bakıldığında bir arınma sağlıyordu.

Bu ritin kuruluşunda, 18. yüzyılın ünlü masonlarından Jean-Baptiste Willermoz büyük çaba gösterdi. Willermoz’un amacı, Fransa’da uygulanmakta olan bazı dinsel nitelikli dereceleri bir araya toplamak, böylelikle Yetkinleşme Riti’ni yıkmaktı. Bunun için, İncil’e inanmayan ve gerektirdiği kutsal görevleri yerine getirmeyenlerin, kesinlikle Masonluğa alınamayacaklarına ilişkin çok yaygın bir kampanya açıldı. Bu sıkı tutum, ancak 19. yüzyıl ortalarında yumuşatıldı.

Günümüzde de varlığını sürdüren mason ritlerinden biri olan Yenilenmiş İskoç Riti, temelde 8 dereceli bir sistem üzerine kuruludur. Son derece “Kutsal Kentin İyiliksever Şövalyeleri Tarikatı” olduğundan, Yenilenmiş İskoç Riti ile Reform Riti arasında bir yakınlık vardır.


--------------------------

Bir diğer kararın ise, Yahudilerin Masonluğa alınmaları konusunda bir prensibin benimsenmiş olduğu şeklinde ifade edilmektedir. Bunun tam olarak doğru bir bilgi olup olmadığı ise tartışılır. Veya böyle bir prensip benimsenmiş olsa bile, o tarihlerde Yahudilerin pratikte gerçekten masonluğa girişlerine izin verilip verilmediği ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Çünkü kongreden sonra bile Yahudiler bazı ülkelerde localara kabul edilmekte iken, bazı ülkelerde kabul edilmiyorlardı. Örneğin, Almanya'da 19. yüzyılın sonlarına kadar halen Yahudilerin üyeliklerine engel koymakta olan localar mevcuttu. Daha da ilginci, örneğin ABD'de Yahudilerin masonluğun sembolik derecelerine alınmalarında bir engel olmamasına rağmen, rit derecelerinde ilerlemelerinde önlerine engeller çıkarılmasıydı. Dolayısıyla bu prensip kararını, pratikte uygulanmamasından dolayı ikincil öneme sahip bir karar olarak değerlendirmekte fayda var.

Konu başlığına komplo teorisyenlerince ortaya atılan iddialarla devam edeceğim.
Live long and prosper.


Mayıs 20, 2016, 11:19:55 öö
Yanıtla #13
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
"Çanakkale Zaferi ve İhanetler"
  Bu başlık  https bu ://books.google.com.tr/books?id=bBx0CAAAQBAJ linki girince  Çanakkale başlığı çıkıyor .Kafa karışıklığı yaptığı için kusuruma bakmayın ...

Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Mayıs 20, 2016, 12:41:44 ös
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

1782 yılında yapılan Wilhelmsbad Kongresi. diye Google yazınca Çanakkale ile ilgili yazı çıkıyor ve içinde bu kongre ile ilgili kısım mevcut .
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Mayıs 22, 2016, 04:36:12 ös
Yanıtla #15
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Özelden şöyle bir mesaj aldım:

Alıntı
"Sn.Spock benim düşünceme göre masonluğun bir şövalye kökeni var.Foruma yazamadım, forumda ritüeller hakkında bilgi vermek sanırım yasak, bu yüzden size özel olarak bu iletiyi yazmayı düşündüm.Murat Bardakçı yaptığı televizyon programında 30.Derece Kadoş Şövalyesi ritüelleri hakkında bilgi verdi. Ritüellerde borçlarını kapatmak için Tapınak Şövalyelerini yakalatıp,onları yakan Fransa Kralı Güzel Filip ve son büyük üstat Jacques De Molay işleniyordu."

Yani soru şu: "Eğer masonluk şövalyelikten köklerini almadıysa, EKEİR derecelerinde niçin sürekli şövalyeliği çağrıştıran ibareler mevcut? Örneğin Knight Kadosh, Knight Rose Croix, Knight Commander of the Temple, Scottish Knight of Saint Andrew, vb."

Öncelikle bu tür soruları forumda açıkça sormanın bir sakıncasını göremiyorum.

Cevaplamaya çalışayım.

En başta bahsettiğim Andrew Michael Ramsay'nin Masonluğun köklerini elinde hiçbir kanıt bulundurmaksızın şövalyeliğe dayandırdığı söylevi, çeşitli sebeplerden ötürü o kadar çok insanın hoşuna gitmişti ki, aslı olup olmadığına bakılmadan birçok mason tarafından gerçekmiş gibi öylece kabul edildi. Bu arada Ramsay, Masonluğun ilk üç simgesel derecesinin yetersiz kaldığı düşüncesiyle, yeni yüksek dereceler eklemeye karar vermişti. Böylece Fransa'da İskoç Masonluğu Sistemi doğmuş oldu. Buna Eski İskoç Riti adı verildi ama bazen kimilerince "Ramsay Riti" olarak da anılmakta idi. Toplam 3 ilave dereceden oluşmaktaydı:

- İskoçyalı Üstat
- Acemi
- Tapınak Şövalyesi

Daha sonra Eski İskoç Riti, 1754 yılında Yetkinleşme Riti adında başka bir ritin içeriğinin hazırlanmasında epeyce etkili olmuştur. Şövalyeliği çağrıştıran dereceler korunmuş, hatta üzerine yenileri eklenmiştir. 1786 yılında ise Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti, Yetkinleşme Riti'nin yerini almıştır. 1782'de yapılan Wilhelmsbad Konferansı'nda, şövalyelik kökenleri kesin kez reddedimiş olmasına rağmen, ritlerdeki derecelerin adları değiştirilmemiş ve sembolik olarak kullanılmalarında bir sakınca görülmemiştir.

Yani EKEİR'deki şövalyeliği çağrıştıran derece adları bu şekilde kalmıştır. Ramsay'in başının altından çıkan, sadece simgesel bir ad olarak. Daha ötesi bir ima veya bağ aramamak gerekir.
Live long and prosper.


Mayıs 23, 2016, 09:18:59 ös
Yanıtla #16
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Zaten olay Ramsay'ın üstü kapalı olarak Tapınakçılar'dan söz edişidir. Papa 5. Clement, 1312'de Tapınak Şövalyaleri Tarikatı'nı kapattığını ilan ettikten sonra, tüm varlıklarının Hastaneciler'e devredilmesini buyurmuştu. Bu arada elbette Ramsay'ı perde arkasından Siyon Örgütü'nün Büyük Üstadı Charles Radclyffe yönetmekteydi, ki o konuşma da zaten onun Paris Büyük Locası'nın büyük üstatlığına gelişinin ardından düzenlenmiş agapta yapılmıştı. Dolayısıyla Fransa'da böylece oluşum yolunu tutan İskoç Masonluğu, yüksek deecelerini ortaya çıkarırken, elbette İngiliz Masonluğu bunu kabul edemeyecek ve Masonlukta ne yükse derece diye bir şeyin ne de şövalyeliğin var olduğunu ileri sürecekti.
Öyle de oldu. Fakat sonra tüm bu önceki tükürükler yalanıp, şövalyeliğe Kıta Avrupası'ndan daha çok sahip çıkıldı. Dün dünde kalmıştı ve şimdi bugündü.
Faka o da geride kaldı. Yarın da var.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 23, 2016, 09:36:36 ös
Yanıtla #17
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu arada bir not:
Imbert Blake başka, Pierre d'Aumont başkadır. Pierre d'Aumont'un İskoçya'da Argyll'de mezar taşı bile var. Imbert Blake ise galiba Londra'da hapiste ölmüştü. (Bunları kafadan, hatırlayabildğimce yazdım. Tam doğru bilgiler için, öyle Mackey falan gibi eski İngiliz ve Amerikan masonların yazdıklarına değil, Michael Baigent ve Henry Lincoln gibi çağımızın objektif araştırıcılarının yazdıklarına bakmak daha doğru olur.)
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 26, 2016, 04:02:05 ös
Yanıtla #18
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 4
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Spock,Detaylı cevabınız için çok teşekkür ederim.

Saygılarımla.
Bilgiye yapılan yatırım en yüksek kârı getirir.


Mayıs 26, 2016, 08:16:55 ös
Yanıtla #19
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu arada...
1782 tarihli Wilhelmsbad Konvanı sadece Alman Masonluğu ile bağlantılıdır. Johann August von Starck'ın dağıtmış olduğu Sıkı İzleyiş Riti ile Yenilenmiş İskç Riti'nin bağdaştırılması istenmişse de, bundan başarılı bir sonuç alınamamıştır. Buradaki asal konu ile bağlantısını kurmak zordur.
Elbette Sayın Spock'un başka bildikleri varsa, bize de anlatırsa, bilgilenmekle mutlu oluruz.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.