Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İçki satmak mı Alevi olmak mı yoksa her ikisimi artık suç  (Okunma sayısı 11410 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 28, 2008, 01:54:14 ös
Yanıtla #10
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Kirlangic, asıl siz beni anlamamışsınız ki ilk mesajınızda "faşizmin(!) bu hali avrupadan geliyor" demişsiniz.

Özenle vurgulayayım ki demek istediklerinizi çok iyi anladım. Ancak ben yine de bunun bir üstünü örtme biçimi olduğu iddiamı sürdürüyorum. Çünkü üzerinde durulması gereken mevzu Saat kaçtan sonra içki satışı yasaktır veya yasak olmalı mıdır olmamalıdır değil, saat kaçta olursa olsun içki satışı yapan bir esnaf dayak yemesi kabul edilebilir mi sorusu etrafında olmalıdır. Ben oyle düşnüyorum en azından.

Ayrıca Ankara'yı ve Keçiören'i pek bilmediğinizi düşünüyorum. Özellikle Keçiören'de sistematik bir biçimde uygulanan bir şiddet politikası mevcuttur. Bu politikanın sahibi bizzat Belediye Başkanı'nın kendisidir. Kurduğu faşist timlerin ismi bir zamanlar "A Takımı", "Altınok'un A Takımı" olarak anılırdı. Bu Takımın görevi Belediye Başkanınca tehlikeli veya kabul edilemez ya da Keçiören için sorunlu olabilecek yer kişi veya grupların bu tehlikeliliğine bir son vermek sorun oluşturmayacak hale getirmekti.

Bugün bir esnafa krşı girişilen kabul edilemez tutum bunun bir uzantısıdır.

Ayrıca olay 23'ten de önce gerçekleşmiştir. Bu da demektir ki, vuku bulan hadisedeki amaç, 23ten sonra içki satışı yapılmasının önlenmesi değil, Keçiören'in bir nevi kurtarılmış bölge olması için gereken herşeyin yapılması amacıdır.



Ağustos 28, 2008, 02:31:50 ös
Yanıtla #11


Ankara'da Keçiören'e yakın bir yerde oturuyorum ayrıca bir çok arkadaşım orada ikamet ettiğinden fazlasıyla Keçiörende bulundum. Keçiören Ankara'nın en büyük ilçesidir ve genelde iç anadolu ve çevresinden göç etmiş vatandaşlarımızın yoğunlukta olduğu yerdir. Kentsel dönüşüm açısından bakarsak keçiören çok güzel bir örnek teşkil eder. Bu konuda yanılmıyorsam üçüncü dönemi yaşayan belediye başkanının payı elbette büyüktür.

 Öte yandan başlıkta anlatılan gibi olaylara fazlasıyla rastlanırdı yani bu yeni yapılan bir şey değil. Genelde parklarda içki içen, geceleri sokak aralarında bağrışıp kavga eden hatta pazarda malını bağıra bağıra satan esnaf belediyeye bağlı olup olmadığı belli olmayan "A takımı" adı verilen sözde ahlak polisi görevi üstlenmiş grup tarafından terbiye edilmis(!) ve bu tarz olayları şiddet kullanarak engellemeye çalışmış, çoğunda da başarılı olmuştur. Bu durumu bizzat yaşayan tanıdıklarım olduğu için rahatca dile getirebiliyorum. Bu meselenin yerel seçim döneminde dillendirilmesi ise ayrı bir soru işaretidir. Benim ilk aklıma gelen bitmeyen Gökçek-Altınok savaşlarının devamı niteliği taşıyor. Bilindiği gibi Gökçek oğlunu Keçiören belediye başkanı yapmak için geçen seçim döneminden beri uğraşmakta. Aynı şekilde Turgut Altınok'un da büyükşehir belediye başkanlığı hevesi olduğu biliniyor.

İşin ürküten kısmı mı dersiniz ki bana göre bilindik kısmı ise halkın bu durumdan rahatsız olmaması hatta çoğunun hoşnut olmasıdır.  Elbette parklarda gecenin bir yarısı bağıra çağıra içki içen kendini dağıtan zavallıların uyarılması gerekir ama bizim çözümlerimiz genelde bu inceliktedir pardon bu kabalıkta demek daha doğrusu...Burada içki satanın maruz kaldığı kabalık ise işin aslında ne kadar vahim olduğunu, insana verilen değer adına her türlü dönüşüme, ilerlemeye kapalı olduğumuzun kanıtıdır.
ars longa, vita brevis...


Ağustos 29, 2008, 01:49:56 ös
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

Tüm kalbimle dayak atan kendini bilmez insanları(!) kınıyorum.


Ağustos 30, 2008, 10:21:56 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Bence isin komik yani yuzyillardir süre gelmis olan, ve genelde Alevi kisilerin katli ile son bulan bu tür politik oyunlari oynayan sözde Müslüman kisiler (söz de müslüman diyorum Cünkü bildigim kadariyla Kuran-ni Kerim dede yazdigi gibi; yaratilani severim yaratandan ötürü ) her seyi ugruna yaptiklari, her zaman gurur duyduklari, camilerde veriler Fetvalar la toplu katliam örnekleri veren her gördügü sakalliyi babasi sanan bu ve bunun gibi kisiler, yillardir  aldiklari egtimler (daha dogru bazi ülkelerin destegi ) sayesinde günümüz Türkiyesinde önemli konumlara geldiler. Aslinda her seyi manevi hayatlari ve cennete huri lere kavusmak icin yapan, bu zihniyetteki kisiler gecmisteki yasamis kisiler gibi birer masadan ibarettir.  Aslinda oun hep ayni,  ekmek parasi icin icki satan Alevi br Türk vatandasini gönül rahatligi ile dövebilen, ama 14 -15 yasindaki kizlari hacilarin koynuna atan bir Türktür, yada 6. Filo nun Istanbula ayak basmassi icin direnen de Türkleridir, camilerden cikip 6. Filoyu istanbula sokmaya calisanlarda Türklerdir, ama isin komik yani, her zaman kendilerinden gururu duyan bu Müslüman ve ayni zaman da asil Türk oldugunu idda eden kisiler bilmezlerki 6. Filo neden istanbulda (hatirlayin Kibris Harekati). 

Ama unutmamak gerekir;
Sular yükselince baliklar karincalari yer,
Sular cekilince karincalar Baliklari, kimin kimim yiyecegine suyun akisi karar verir...

önemli olan suya yön verecek gücde olmaktir. Bu sadece Türkiye icin degil bu tür oyunlar dünya capinda hala sürmektedir.

Son bir örnek yakin tarihden

Ruslar Osetayi korumak icin Gürcistana karsi savas ti ve nedense tüm dünya medyasi Ruslari sucladi, Sanki onlar ilk Osetaya girip masul halki petrol ve ggaz boru hatlari icin öldürdü.
Ve Simdi bir sürü savas gemisi nedense baska gemi yokmus gibi yardim malzemesini Osetaya götüruyor.

Ve hala dünya Ruslari sucluyor.

Neden Acaba?
 


Ağustos 30, 2008, 01:52:22 ös
Yanıtla #14

Ama unutmamak gerekir;
Sular yükselince baliklar karincalari yer,
Sular cekilince karincalar Baliklari, kimin kimim yiyecegine suyun akisi karar verir...

önemli olan suya yön verecek gücde olmaktir. Bu sadece Türkiye icin degil bu tür oyunlar dünya capinda hala sürmektedir.


Cok dogru :) ama konuyla uzaktan bir ilgim bile olmadigi icin sadece soylenilen bu anlamli tumce dikkatimi cektiginden dunyada ne yazik ki boyle bir zihniyet hakim ve herkes kendi egosu dogrultusunda hareket ettigi surece dogrusu suyun akisi bir anda tersine doner de bu sefer yiyen yenen konumuna rahatlikla gecebilir.

Buna benzer bir orneklem de ben sunayim; bir cicek yasamini devam ettirmek icin onune gelen bocegi yer ve sonra da o cicek bir İnsan tarafindan sadece koklanmak amaciyla koparilir ve sonra da cope atilir ne yazik ki!

Demekki burada onemli bir detay bulunmaktadir: Varligini devam ettirmek icin bir baska canlinin yasamina kastetmemek gereklidir. Verilen mesaj budur.

Saygilar.
« Son Düzenleme: Ağustos 30, 2008, 01:55:54 ös Gönderen: Sevil »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Ağustos 30, 2008, 07:00:41 ös
Yanıtla #15

Sn. zebex, alevilere yapılan haksızlıklarda sizinle hemfikirim fakat burda durum sırf alevi olduğu için dövülen bir vatandaşın durumu değildir. Şu ırk şöyledir, bu ırk böyle yapar, bu mezhep hep böyle davranır diyerek toplumsal barışı getirmez.  Yıllardır kendine kendi içinde düşman yaratmaya çalışan ve başaran daha sonrada ne hikmetse bizim bizden başka dostumuz yok diyen şizofrenik tiplere dönüşüyoruz. Söyledikleriniz doğru ama bir o kadar da hırçın tavrınız yüzünden haklıyken haksız konuma düşmemenizi tavsiye ediyorum. Saygılarımla...
ars longa, vita brevis...


Ağustos 30, 2008, 07:17:21 ös
Yanıtla #16
  • Ziyaretçi

Günümüz Türkiyesinde aydın olmak,yobaz olmamak suçtur.Saygı görmek istiyorsanız sünni olacaksınız, Arapça bileceksiniz,Allah kitap ağazınızdan düşmeyecek ama çaktırmadan malı götüreceksiniz hatta birde 15 yaşında bir sübyanın ahlaksız ve yobaz ailesi ile anlaşıp onunla evlenirseniz ileride bu ülkeye Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz.


Eylül 01, 2008, 10:44:06 ös
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

Bence önemli olan noktada bu, kisiler kendilerini baska insanlarin masaligindan kurtaramadigi (daha dogrusu kendilerini satmaktan vazgecmedikleri ) sürece bü tür ülkelerdeki vatandaslar 3. sinif ülke vatandasi ve ülkelrde 3. sinif ülke olmaktan kurtulamayacaktir. Bu da tabi suyun akisina benzeyecektir. Zamaninda balik olan Osmanli Imp. gecmisde karincalar tarafindan yenilmesi ve mirascisi olan bizim ve ülkemizide Osmanli artigi olarak görülmesidir.
Düsünün yüzyilar boyunca hükmünü sürdüre bilen bir imparatorlugun cöküsü ne kadar da kisa olmustur. Yani balik suda yemini bulmak icin gezmis aramis bazen kacirmis ama genelde yemistir,ve cok  uzun bir sürec sonunda serpilmis büyümüstür.
Peki sonrasinda ne olmustur?
Suyu azalan balik yem bulamaz olmus halden düsmüs ve kuraklik zamaninda karincalarin yemi olmaktan onca gücüne ve büyüklügüne karsin kendini kurtaramamistir.
Peki burda Osmanli  Imp.  icten ve distan kusatilmamis olsaydi ne olurdu (yani icten cünkü padisahlarin yanlarindaki akil danisdigi ve hatta kendileri, teknolojik gelismelere seytan icadi denmeseydi ve dista düsmanlarini önemsenseydi, günümüzdeki güclü devletlerin yaptigi gibi yapip askeri acindan kendini ilerletebilselerdi mesela, yeniceri ocagi kapatilmasaydi sizce ne olurdu? ( bu arada yanilmiyorsam yenicerilerde genelde Alevilerden olusuyordu nedensen onlarda bi akla hizmet toplu sekilde katledildi)

Demek ki her zaman farkinda olun yada olmayin birileri suya yön veriyor.

Bence hayatta her zaman göreceler vardir ve önemli olan, insanlari hayata baktigi pencerelerin coklugu ve bakis acilaridir.
Ve unutmayin tarih tekrarindan ibarettir.

 


Eylül 01, 2008, 11:05:45 ös
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Sn nietzsche tavsiyeniz icin tesekkür ederim amacim hircin olmak yada ilgi cekmek degildir, burada anlatmaya calistigim
Ülkemizde oynanan bu oyunlarin ne dün basladigi ve ne de yarin son bulacagini anlatmaktir. Tabikide bunlar, benim sahsi fikirlerimdir ve  fikirlerimi dile getirirken istemiyerkte olsa kiskirtici veya kirici olduysam affiniza siginirim.
(Bu arada Sn. Sevil)
Ama sunuda eklemeden duramayacagim, aramiza sokulmus misyoner hatta onlarin ögrencilerinin, yüksek mevkilerde yasarken, ben  bir baligin, suyu cekilmis bir derede can vermesini anlatmamin yalnis bir  benzetmemin oldugunu düsünmüyorum.
Bence önemli olan derenin suyunun nereye gittigi veya gidecegidir. Tabikide eslik edenlerde önemlidir!


Sn nietzsche ve Sn Sevil
Her ikinizede  beni elestirdiginiz icin tesekkür ederim. Internet e yazma olaylarinda daha yeniyim ve tabikide insan burda anlatmak istedigini konusurken anlattigi kadar rahat ifade edemiyor ve yalnis anlasmalara sebeb verebiliyor, zamanlan fikirlerimizi paylasikca netlecegimizi ve birbirimizi daha yalin ve sade sözlerle daha net anliyacagimizi umuyorum.


Eylül 01, 2008, 11:06:43 ös
Yanıtla #19

( bu arada yanilmiyorsam yenicerilerde genelde Alevilerden olusuyordu nedensen onlarda bi akla hizmet toplu sekilde katledildi)


 


Osmanlı tarihini incelerseniz Yeniçeri ocağının kaldırılmasının gelişigüzel olmadığını görürsünüz. Osmanlıda halkın da desteğiyle meydana gelen bu olay takdir edersiniz ki bu yönüyle nadirdir. Yeniçeri ocağı yeniliklerin önünde duran ve kapatılması geç kalınmış bir örgütlenmeydi.

Halk devlet içindir anlayışı bizim kültürümüzün temel taşlarından biri maalesef. Başın saolsun, padişahım çok yaşa mantığı aslında monarşi geleneği içinde devletin bekası için gerekli niteliklerdi. Günümüzde bu durum değişmiş(?), devlet "çağdaş, sosyal" sıfatlarıyla mezelenmiş, yaptıklarını hukuka dayandırmıştır. Derken küresel dünyaya ayak uydurmaya başlamış, kendisinin eksik kaldığı zamanlarda memurunun işini bilmesi gerektiğini öğütlemiş, yeri gelmiş sinirlenmiş vatandaşın hem kendisini hem annesini kovmuş fakat bir de bakmış ki halk hala onu takdir etmekle, onu desteklemekle meşgul. Savunma mekanizması bu noktada başarısızlığı kendine yediremeyen bünyelerde daha kuvvetli çalıştığından da "bizim bizden başka dostumuz yok, canımızı sıkanın canını sıkarız, kırmızı hatlar yaratırız" diyip gürleriz, bir rahatlama gelir; tekrar yayılırız.  Konudan baya saptığımın farkındayım ama devlet-vatandaş ilişkisi rezaletinin kaynağı da bu ve bunun gibi nedenler olsa gerek.
ars longa, vita brevis...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
7901 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2008, 09:03:24 ös
Gönderen: paragon
2 Yanıt
2909 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2008, 10:18:16 ös
Gönderen: Isis
3 Yanıt
3548 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 01, 2008, 02:53:27 ös
Gönderen: Pasha
7 Yanıt
6314 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 27, 2015, 02:16:03 ös
Gönderen: GOASISG
0 Yanıt
3044 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2010, 01:44:30 öö
Gönderen: dogudan
12 Yanıt
7817 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 21, 2011, 11:58:12 öö
Gönderen: oasis
3 Yanıt
3716 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2011, 01:42:10 ös
Gönderen: Isis
1 Yanıt
4588 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2011, 08:56:04 ös
Gönderen: Lethe
0 Yanıt
2806 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 24, 2011, 10:14:26 ös
Gönderen: Yücel
2 Yanıt
2054 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2013, 11:00:16 öö
Gönderen: Etimolog