Saygıdeğer sundance,
Benim en sevdiğim romanlardan birisi UmbertoEco'nun Gülün Adı isimli eseridir. Ki orada skolastik degerlere bağlı olan bağnaz rahip şöyle der "Gülmek, yüz hatlarını bozan ve insanları maymuna benzeten şeytani bir rüzgardır." Ben ona verilen cevabı çok severim "Maymunlar gülmez!" Aristonun Poetikasının ikinci cildi Gülme, o bağnazlar tarafından kütüphanenin yasak kitaplar bölümünde tutulur. Gülmek ve bazı şeylere gülümseyerek yaklaşmak gerek. Yoksa maymunlar gülmez! Gülmek insana özgü bir haslettir.
Ben en azından böyle düşünüyorum. Forum Kurallarını okudum. Ve şimdiye dek bundan sonra da o kurallara aykırı mesaj göndermeme gayreti içinde olacağım. Ha keza üslubumun da o kurallara aykırı olmadığını düşünüyorum. Ama yorumlarımı bu şekilde yapmak istiyorum. Lütfen beni yontmaya çalışmayınız, ayar vermek için uğraşmayınız. En iyi yontabileceğiniz şey yine kendinizsinizdir. Bırakınız başkalarını, mesela beni bırakın, ben kendi kendimi yontayım. Her yontucunun da tarzı farklıdır. Ben gülerek eğlenerek yontmak isterim. Bu ciddiyetsizlik değildir. Aksine gülmek en ciddi iştir.
Hayata gülerek bakabilmek en ciddi iş ve en güzel erdemdir. Tabi bunlar benim görüşlerim siz kabul etmeyebilir, Beğenmeye bilirsiniz. Bakın gayet ciddi yazıyorum. Ve kendimi kendimmişim gibi hissetmiyorum. Bırakın insanlar hissettikleri gibi, oldukları gibi yazsınlar. Hakaret etmeden, saygısızlık yapmadan espirili bir dille yazmak niçin kötü olsun. Gülerek yazmak niçin kötü olsun.
Bilgelik illa ağlamaların, ciddi bir kalıbın mı arkasındadır. Belki de bilgelik bir gülüşün ardına saklanmıştır. Ben Zagzagel... bilgeliğin meleği... ve yüzde oluşan bir gülüş için ne kadar kasın çalışması gerektiğini bilen birisiyim, halbuki somurtmak için çok daha az kas yeterlidir.
Ve saygınlık kazanmak somurtmakla sağlanmaz.
En ciddisinden saygılarımla.