Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 60 Bin ölü, Arap Bahari (kisi) ve ABD"nin Özgürlügü  (Okunma sayısı 10480 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 19, 2012, 08:17:46 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

  Ama biz size özgürlük getirmiştik - Nihal Kemaloğlu (Akşam)   
  18 Eylül 2012 -   
 
Batı dışı toplumları 'medenileştirme misyonu' edinmiş 'beyaz adam' pozuyla Hillary Clinton, Amerikan Büyükelçisi'nin Bingazi'de üç elçilik görevlisiyle öldürülmesi üzerine 'özgürlük getirdiğimiz bu ülkede bu nasıl olabilir?' diye soruyordu...

Demek ki 20 bin sorti ve 7 binden fazla NATO güçlerinin hava saldırısıyla 60 bin Libyalı'nın ölümüne neden olan 'Libya'yı özgürleştirme operasyonunun' sonunda....

Libya'da yıkılan toplumsallık, aşırı şiddetle travmatize edilen halk, siyahi Libyalılar'ın etnik kıyımı, Libya'nın ulusal kaynaklarının küresel sistemce paylaşımı, çılgın- despot Kaddafi'nin linç görüntüleri ve kurulan Batı ayarlı İslami tonlu hükümet, Clinton'un oryantalist-sömürgeci zihnindeki 'özgürlük' kavramıyla tastamam örtüşüyordu..

11 Eylül sonrası kuşandığı 'Terörle Mücadele' stratejisinde umduğunu bulamayan ABD'nin geçen yıl Arap coğrafyasında başlayan halk hareketlerini fırsat bilip bu ayaklanmaları 'partnerleriyle' içerden silahlandırarak çığırından ve tarihi akışından çıkartırken, Dışişleri Bakanı'nın 'kurtardıkları Libya' aklileştirmesi de tam bir hezeyandı.

Biliyoruz ki dünyada liderlik hegemonyasını Obama'nın seçilmesiyle sadece askeri güçle değil, siyasi, kültürel, diplomatik araçlarla yani 'akıllı güçle' tahkim edeceğini
pazarlayan ABD'nin kastettiği 'güç', NATO başta olmak üzere AB ülkeleri ve körfez monarşilerinin ittifakıyla çok geniş coğrafyaları 'uzaktan' militarize ederek kontrol edilmesi üzerine kurulmuştu.
Böylelikle Ortadoğu ülkelerine tarihin en yüklü silah satış cirosuna ulaşan ABD'nin ayrıca 'uzaktan' askeri müdahale zayıflığının giderilmesi sağlanacaktı.

Ve 'farklı' aktörlerden oluşan bu küresel ittifakın siyasi iktisadi çıkarlarına yani neo liberal çağın ruhuna yönelik Arap coğrafyasının yeniden düzenlemesinin jenerik adı da bu ülkelerin 'özgürleştirilmesi ve demokratikleşmesinden' başka ne olabilirdi ki?

Nitekim Körfez finansmanlı özel kuvvetler, bolca paralı asker, cihatçı milis çeteleri ve batılı istihbarat ajan eş güdümlü çalışmaları Libya'da çok işe yaramıştı. Ama Bahreyn, Yemen ve Suudi Arabistan'ın doğusundaki halk gösterileri sert askeri müdahalelerle bastırılırken 'demokrasiden muaf bölge' ilan ediliyordu.

Suriye'de Esad yönetimine karşı başlayan halk hareketi de aylar içerisinde Libya'da da 'kullanılan' radikal islamcı, silahlı çetelerin katkılarıyla 'özünü' kaybedip, takatini kaybederken yani Suriye'deki 'Bahar da' çalınıp çırpılıp mezhepsel çatışma hattına doğru kayarken, bu defa Arap Coğrafyası üzerinden batıya dev İslamofobi yansıtılması yapıldı.

Tam da geçen hafta ABD bir yandan El-Kaide militanlarının Libya ve Suriye'deki hizmetlerinden memnun ve mutat 11 Eylül retoriğini güncellerken, ne idüğü belirsiz ABD yapımı 'Müslümanların Masumiyeti' adlı provokatif Hz.Muhammed'e hakaret eden film, 20'den fazla Müslüman ülkede halkları öfkeyle sokağa taşıyor ve öfkeli kalabalıkları Amerikan Elçilikleri'nin önünde topluyordu.

Tunus, Libya, Mısır ve Fas'ta 'Arap Baharı' ertesi yeni kurulan İslami tonlu neoliberal rejimler, kızgın Müslüman halklarını kerhen kınayıp 'kem küm' ederken çok ilginçtir ki bu defa Selefiler ve El Kaide gibi radikal gruplar, Müslümanların yayılan ve yükselen tepkisini kışkırtarak kendi ideolojik alanlarına çekip yönetmeye çalışıyorlardı.

Batı kamuoyunda 'İslamofobi'nin' görüntüleri büyürken Arap Baharı sürecini şimdilik akamete uğratan Batılı güçler bu sürecin de facto ürünü Arap halklar üzerinde etkisi artan Selefiler ve Cihadçılarla ilgili zihin karışıklığı yaşıyordu..

Ve Hillary Clinton gibi 'ama biz size özgürlük getirdik' siz hala 'medenileşmediniz' derken, ne yeri ve zamanı gelince kendi çıkarları için kullandıkları El-Kaideli milisleri ne de etnik/mezhepsel çatışma ve kıyımlarla birbirlerine kırdırdıkları yeraltı, yerüstü zenginliklerini paylaştıkları halkların kendi kaderini tayin haklarıyla ilgili kırıntı sorumluluk duymuyorlardı...

Şimdi yine bir müddet yer gök 'medeniyetler çatışması' saçmalığıyla kaplanacağı belliyken meselenin aslında 'kibirli bir medeniyet krizi' yani kriz kapitalizminin bu yüzyılda da batı dışı ülkelerin zenginliklerine yönelişi olduğu çok açık değil miydi?
 


Eylül 19, 2012, 11:15:10 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Kuzey Afrika'da ilk ayaklanmalar başladığında, bazı çevreler hemen mükemmel bir slogan ürettiler. "ARAP BAHARI" (Ben demiş olmak için söylemiyorum). Sitemizde de bazı katılımcılar, bu sloganı pek tutmuşlardı, kendilerine "bir müddet sonra neyin ne olduğu görülür" dediğimde, beni biraz  eleştirmişlerdi. Bakınız ; Tunus, Libya, Mısır, Fas ve Yemen'den sonra sıra  Suriye'ye geldi. Şimdi Suriye'de bir iç savaş var. Kardeş kardeşi öldürüyor.  Soruyorlar mı acaba "NEDEN" diye. Sormuyorlar. Sadece anlamsız bir şekilde bir birlerini katlediyorlar.Ne kadar acı ve yürek yakıcı. Tamam Esad veya Esed'in bir an için  devrildiğini varsayalım.  Sonra ne olacak ? Suriye'ye demokrasi mi gelecek? Hayır. Daha beter olacak. Bunu her kes biliyor ama nedense bazı çevreler bu kaosun, bu kargaşanın, bu katliamların bitmesini istemiyor. Kim kazançlı çıkıyor bu durumdan ? Düşünün bakalım. Ne yazık ki; aynı seneryo yüzlerce yıldır sergileniyor ama yine senaryoda  tam bir başarı.
         Dikkat ederseniz önce IRAK'la başlandı, derken Kuzey Afrika ve hep Müslüman ülkeler. Suriye'den sonra acaba sırada hangi ülke var ?. Aslında kahin olmaya gerek yok. Şahsen Ülkemi ve Ülkem insanlarını hiç ayırım yapmaksızın seviyorum , ÜLKEMİN müreffeh, aydınlık, gelişmiş, gerçekten,  laik, sosyal ve bir hukuk devleti olarak ilelebet payidar kalmasını istiyorum. Dilerim Kuzey Afrika'da, Irak'ta ve şimdi de Suriye'de yaşanan kardeş sevaşı ülkemizde asla yaşanmaz.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Eylül 20, 2012, 04:10:57 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

İngiliz ve Amerikan sömürgeciliğiyle sınırlamak doğru değildir; sömürgecilik acımasızlık gerektirir. Acıma duygusu olan insan sömüremez. Aslında en antiemperyalist slogan atan tipler bile çalışma yaşamlarında müdür ise çalışanlarını amerikadan aşağı kalmayacak ölçüde sömürür. Radikal islamcıların da kişisel bilgisayarlarında porno arşivlerinin olması kadar doğaldır aslında. Fakat lafa gelirse porno düşmanıdırlar.
Demek istediğim zenginin malı züğürtün çenesini yorar  misali, yeni sömürgeci Amerika'yı komunistler eski Rusya kadar güçlü bir sömürgecilik sergileyemedikleri için beğenmiyorlar. Ya da bizdeki osmanlıcılar da biz cihanı sömürdük şimdi sömürülmek gücümüze gidiyor diye hayıflanırlar genelde. Tüm petrol coğrafyası elimizdeyken ingilizlere sömürttük, bari bor madenini sömürtmeyelim diye pankart açılıyor facebook ta filan.

Arap baharını kanaatimce ingiliz ve fransız sömürgeciliğinden kalan artık güçlerin o coğrafyayı amerikan sömürgeciliğine zorla terk edişi olarak okuyorum. Amerikalılar osmanlının paylaşımında ingilizlerin vicdansızlığı karşısında masada bulunmaktan çekinmişlerdi. Hitler sağolsun ingiliz acımasızlığını biraz dindirdi. Amerikan sömürgeciliği Suudi Arabistan, Kuveyt gibi örneklerden de görülebileceği gibi ingilz-fransız vb. ve komunist sömürgecilik kadar acımasız durmuyor. Her ne kadar kendi ülkelerinde 100 milyona yakın insan aş evlerinden besleniyor olsa da Amerikan sömürgeciliğinin dünyaya diğerlerine göre daha kansız bir ortam sunabileceğini düşünüyorum.

Saygılarımla.


Eylül 20, 2012, 04:00:11 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Sayin Alsah,

demin dolanirken eski ve güzel dost vede ismine laik prometheus arkadasin su cümlesini okudum.

Alıntı
Köle olduktan sonra, kime hizmetkar olacağımızın bir anlamı yoktur.

Bazi insanlarin o kücük beyinlerinin almadigi iste bu, arap "bahari"nin baharligi yalnizca iki gün sürdü o da tunustaki kendini yakma olayi ve takiben olan iki günlük halk eylemleri.
Zaten bu cografyadaki halklarin hemen hemen hepsi yillardir kendilerini ezen, sömüren ve emperyalizmin cok iyi usaklari olan yöneticilerinden bikmislardi, batida bunu biliyordu ama yerlerine kimseyi veya ayni sitatükoyu karinca kararinca batinin istedigi gibi yürütecek bir sistemi yaratamadigi icin yillarca onlarla oyalanmak zorunda kaldi. Ama tunustaki olayin ücüncü günnünden itibaren bati yine kendisinin yetistirdigi ve yine bu cografyanin insani olan ama henüz "yipranmamis" yeni yüzleri ( Al Baradey  gibi ) oyuna sürdü ve olaylari kendi kanalina akitmaya calisti. Bunu basarabildigi ülkelerde basardi basaramadigi ülkelerdede yeni gelenlerle anlasma yoluna gitti veya gidiyor.

Gelelim suriye kismina, suriyede olaylar istedigi gitmedi, özellikle ordaki Nusayrileri yani diger bir deyimle arap Alevilerini iyi tahlil, bunlarin tarihte Imam Hüseyin"in den süre gelen baskardigi gelenegini sanirim biraz hafife aldilar  ve Esad rejiminin ülkede kurmus oldugu ve icinde bircok "sosyalist" ögeli sistemi tam cözemediler.

Tabi birde suriye nin dis ticaret iliskileri var bunun yaninda, özellikle rusya ve cin ve bunlarin verdigi  ( tabi islerine geldigi icin ) destek.
Ha türkiye"nin suriye politikasi basli basina bir konu.




Ha birde cok merak ediyorum, bilen varsa lütfen yazsin.
Kurtulus Savasindan önce yapilan toplantilarda Atatürk karsisindaki MandaIcilari hangi sözlerle assaglamisti < assaglik>mi demisti yoksa <kisiliksiz>mi demisti yoksa bizmi diyelim kendilerine.

Saygilar


Eylül 20, 2012, 10:34:23 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sayın Tij, Atatürk hakkında söylenen çoğu şey uydurmadır. Sözleri, gençliğe hitabeyi onun yazdığı vb.. Benim radikal bir iddiam vardır Atatürk Kemalist değildi. Kemalist çizgide olmadığı izlenimi verdiği andan itibaren kalemi kırıldı ve kemalistler tarafından şehit edildi.

Benzer şekilde tarih kitaplarında anlatılan toplantılar da bağımsızlık milli mücadele gibi kavramlar uydurmadır. Ki bu toplantılar hakkında vesika sunulamıyor. Geçenlerde Prof.Dr.Mehmet Çelik'i sıradışı tarih programında izlerken bir şey dikkatimi çekti. Atatürk dahi bir siyaset adamıdır, siyasette gerektiğinde yalan da söylenir. Programda verilen çarpıcı örnekle örneklendirmek gerekirse, Atatürk Kuvai milliyeciler için nutkunda vatan haini ve eşkiya artığı olarak bahsediyor. Kuvai Milliyeyi yok etmek için düzenli orduya ihtiyaç duyduğu ve sorgulamadan emrini yerine getirebilecek tek subay ismet paşa olduğu ve ismet paşanın rütbesi kuvai milliyecilere yetmediği için 1.inönü zaferi yalanını Atatürk yayıyor. Ankarada şenlikler düzenleniyor ve ismet paşa generalliğe yükseltilerek düzenli ordunun temelleri atılabiliyor.

Benzer bir yalan da 2.inönü zaferidir. İnönü savaşında yunanlılar bizi yenmişlerdir. Bu zafer yalanı ise şu nedenle yayılmıştır. Birincisi düzenli ordunun kurulması aksamasın milletin psikolojisi bozulmasın. İkincisi de Suriye Fransız sömürgesine verilmiştir. Suriye 5 in üzerinde devlete bölünerek bölüp daha rahat yönetmeye çalışılmış fakat daha ankarada ve anadoluda Atatürk tanınmazken Suriyede meydanlarda milli mücadele yanlıları örgütlenerek sokaklar Atatürk ve Enver paşa vb. paşaların resimleriyle süslüdür. Bu mücadeleci ruh karşısında Fransızlar çaresiz kalırlar ve Ankara'ya gelirler. Fransızlar Ankaraya Suriyedeki ateşi dindirebilirseniz Yunanistanı evine yollarız ve size kuracacağınız düzenli ordu için silah yardımı yaparız diyorlar. Bu anlaşma neticesinde 2.inönü savaşında ordumuzun yaşadığı yenilgi zafer diye anlatılıyor. Bunun neticesinde Suriyedeki direnişçilere Atatürk sizi de kurtarmaya gelecek bakın Yunanı nasıl izmirde denize döktü filan denilerek suriyedeki millli mücadele ateşi söndürülüyor.

Demek istediğim Kemalistlerin anlatageldikleri her şey uydurmadır. Bu nedenle koruma kanunu setini çekiyorlar. Burda karalanacak kişi Atatürk değil Kemalizm olacağı için de Atatürke hakaret olarak algılayıp objektif araştırmacılara bile saldırıyorlar.

Alevisiyle sünnisiyle vb. her kökenden suriyeli bizim kardeşlerimizdir. Örflerimiz, ananelerimiz, yaşam tarzlarımız birbirinin kopyalarıdır. Bunu hiç bir sınır çizgisi veya bayrak engelleyemez. Demek istediğim Suriye, Mısır, Suudi arabistan, Afrika bu coğrafya kimin sömürgesinde olursa olsun halklarıyla öldürülemeyecek kan ve tarih bağlarımız mevcut.

Amerikalılar bu konularda ingiliz sömürgeciliğinden daha yumuşak tarafları olduğu için ölümü gösterip sıtmaya razı edilmeye çalışılıyor coğrafya. Yani bölge ingiliz sömürgesinden Amerikan sömürgesine veya başka bir deyişle yeni dünya düzenine kucak açmak zorunda kalacak. Bölgedeki tüm baas tarzı rejimler ingiliz ürünüdür.

Bu arada programın linkini de vereyim daha iyi izahlar var. http://tvarsivi.com/player.php?y=288&z=2012-09-15%2019:44:00

Saygılarımla.


Eylül 21, 2012, 10:53:43 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Evet sayın Tij, gerçekten eski, güzel ve ismine layık dost  prometheus'un " köle olduktan sonra, kime hizmetkar  olduğunuzun anlamı  yok" sözü ne kadar da doğru ve şak diye oturuyor. Güzel sözleri ve bir o kadar da güzel yazıları vardı.
Şahsen özledim.
      Saygılar-sevgiler.
   
"Vur ama dinle beni"


Eylül 22, 2012, 02:53:40 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Verilen Linki izledim tabiri caizse Midem bulandı bu kadar aleni bir şekilde İNGİLİZ yalakalığı yapılmaz YAZIK.MİLLİ MÜCADELEDE ŞEHİT olanlar ne uğruna Öldüler. YAZIK hakikaten kendi ülkesine ve milletine böylesine KİN KUSAN bir Profösör neymiş Paşa Şafi olduğunu yeni Öğrenmişmiş buna KARGALAR güler sayın Profösör ,o İnsanlar KURMAY lık eğitiminden geçerek  Paşa oldular.Sizin nasıl Profösör olduğunuz daha ilginç olmalı. Son sözüm bu sitede böyle yayın yapılması bence İyi niyeti suistimalden başka bir şey değildir...

YAZIK HAKİKATEN YAZIK ...
« Son Düzenleme: Eylül 22, 2012, 02:55:52 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 24, 2012, 04:16:10 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Sayın Nosam33, ben de videoyu izledim fakat ingiliz yalakalığı hatırlayamıyorum. ingilizlerin o dönemde bir süper güç olduğunu ifade etmek yalakalık mı oluyor, (şu an bile ingilizcenin tüm dünyada geçerli tek dil olması da ingilizlerin o dönemdeki gücünün günümüzdeki simgesidir) ki ne kadar acımasız oldukları konusu da eleştiriliyor veya anlatıldığı gibi bir milli mücadele yoktu hepsi uydurmaydı elimiz kolumuz ingilizlere karşı bağlıydı diye ifade etmek vatan hainliği mi oluyor. Tarihi gerçekler neden insanları rahatsız ediyor.

Ordudaki kurmayların eğitim seviyesini bilemiyorum. Oyak-Renault ortaklığı malum. Bir fransız şirketinin sömürgesi halini almış bir kurumdan bahsediyoruz. Neden ülkemizde basit bir motor bile üretilmesine izin verilmiyor sanıyoruz. Buna renault izin vermiyor. Ayrıca güneydoğuda askerlik yapmış her er bile bu konuda eğitim almamasına rağmen askeri yanlışları dile getirirken bu kurmaylar her nedense mantıklı hiç bir çözüm ve öneri getiremiyorlar. O kadar teknolojik gelişme var iken askeri dağda 2 saat nöbet başlığı altında donmaya zorlamak, yeterli eğitimi ve psikolojik altyapısı olmayan 20 yaşına yeni adım atmış çocukları silahlı çatışmaya zorlamak  vb. tonlarca mantıksızlık sayılabilecek fakat ifade edilmesi halinde kendinizi 2.şubede testislerinize elektirik verilirken bulacağınız bir dokunulmazlıklar krallığı...

Bu tarz yaklaşımların hemen hemen hepsi ingiliz sömürgeciliğinin yansımalarıdır. Yani baas, kemalizm, vahhabilik, iran'daki islami rejim vb. hepsi aynı annenin karnından doğmuş rejimlerdir. Coğrafya şu an bu rejimleri üzerinden atmaya çalışıyor. Çünkü demokrasi ve insan hakları özgürlükler gibi kavramlar moda halini aldığı için bu diktatör rejimleri halklar üzerinden atmak istiyor.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Eylül 24, 2012, 04:29:32 ös Gönderen: Masor1976 »


Eylül 24, 2012, 09:59:17 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Ordudaki kurmayların eğitim seviyesini bilemiyorum.

İnan kardeşim seninkinden ve benimkinden çok,çook üstün bundan şüphen olmasın... :-X

Alıntı
Oyak-Renault ortaklığı malum. Bir fransız şirketinin sömürgesi halini almış bir kurumdan bahsediyoruz. Neden ülkemizde basit bir motor bile üretilmesine izin verilmiyor sanıyoruz. Buna renault izin vermiyor.


Otomativ sektörü hakkında bilgim yok; lakin senin İş adamın niyetlendi de onlar ve/veya başka ülkeler yok yapmamı dediler? Bu sözüne kusura bakmayın ama en basit insan bile inanmaz .Dünyada İktisat biliminde FİZİLİBİLİTE denen bir olgu vardır , İş adamı dediğin zümre o sektörde karlılık görse tabiri caizse kalıbını basar.Kusura bakma kardeşim bizim Tayfa BORSA,FAİZ ,DOVİZ bandından başkasında iş yapmayı sevmiyor, bunun KEMALİSTLİK' le de alakası yok İslam dünyasının GENETİK bir çıkmazı bu algı...

Alıntı
Ayrıca güneydoğuda askerlik yapmış her er bile bu konuda eğitim almamasına rağmen askeri yanlışları dile getirirken bu kurmaylar her nedense mantıklı hiç bir çözüm ve öneri getiremiyorlar.


İNŞALLAH İMAM HATİP LİSESİ'nden  Mezun Aslan parçaları ; KARA HARP OKULUNA girip Mezun olunca tekrar ordumuz Peygamber Ocağı hüviyetini kazanır ve PKK denen belayı def ederiz . Şurda ne kaldı ,bu sene girenler 5 sene sonra kıtalarında Komutanlık yaparlar az kaldı az. İnşallah, Maşallah  :-[   Ha birde ADNAN Efendinin kızları var yarın onlarda aslan gibi oğlan doğururlar İnşallah her konuda ŞAHLANIRIZ.  Maşallah...Maşallah ...Bin kere Maşallah   >:(

Alıntı
O kadar teknolojik gelişme var iken askeri dağda 2 saat nöbet başlığı altında donmaya zorlamak, yeterli eğitimi ve psikolojik altyapısı olmayan 20 yaşına yeni adım atmış çocukları silahlı çatışmaya zorlamak  vb. tonlarca mantıksızlık sayılabilecek fakat ifade edilmesi halinde kendinizi 2.şubede testislerinize elektirik verilirken bulacağınız bir dokunulmazlıklar krallığı...

HAHH bu saplaman doğru; oda neden kaynaklanıyor,  SAVAŞ ZAMANI ASKER , BARIŞ ZAMANI RENÇBER olma kültürünün devamından geliyor.İNŞALLAH Kemalistleri ortadan kaldırdığımızda o konu da İnşallah çözülür. MAŞALLAH  >:(


Alıntı
Bu tarz yaklaşımların hemen hemen hepsi ingiliz sömürgeciliğinin yansımalarıdır. Yani baas, kemalizm, vahhabilik, iran'daki islami rejim vb. hepsi aynı annenin karnından doğmuş rejimlerdir. Coğrafya şu an bu rejimleri üzerinden atmaya çalışıyor. Çünkü demokrasi ve insan hakları özgürlükler gibi kavramlar moda halini aldığı için bu diktatör rejimleri halklar üzerinden atmak istiyor.

Saygılarımla.

O video denen müspetveyi tekrar seyret ,İngilizlerin nasıl akıllı olduğunun anlatılışını görürsün. Amerikan Devletinin gerçekten DEMOKRASİ getireceği konusuna gerçekten inandığınıza İnanamıyorum. Hele hele İSRAİL Devleti gibi TANRI tarafından Kutsanmış bir Ülke kendi etrafındaki Maraba halkları kalkındıracağına İnanmak sadece ve sadece ZÜĞÜRT tesellisidir,BENCE !

EY TÜRK MİLLETİ

Birinci vazifen,
 gözlerini açıp,kafanı kaldırıp,
 laiklik ve cumhuriyeti müdafa etmektir...
 Özgürlüğünün ve geleceğinin
 yegane kurtuluşu budur...
 bu kurtuluş senin en son şansındır.

 


Senin kafanı ezip,
 eğitimini engelleyip, koyunlaştıracak
 dahili bedhahların olabilir...

vb.   ALINTI


Saygılar,Masor1976


« Son Düzenleme: Eylül 24, 2012, 10:10:43 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 25, 2012, 03:05:01 öö
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Sayın Nosam33, ingilizler akıllı olmasa osmanlı gibi bir gücü yerle bir edemezlerdi. Tüm dünya şu an ingilizce konuşabilme ve öğrenme yarışında olmazdı. İngilizler kendilerine rakip olan her gücü yok etme çabasında olmuşlardır ve yok da etmişlerdir. Fakat Hitler'i ruslara karşı kalkan olarak kullanalım diye düşünürken destekledikleri  Hitler'in Fransayı aşıp sınırlarına dayanınca ölüm ve yok olma korkusunu tüm hücrelerinde hissetmişlerdir. Benim bir lafım vardır "zalim hep öldüreceğini hayal eder, öleceğini hayal etmez".. Hitler'in yaptıklarını onaylamıyorum fakat dinsizin hakkından imansız gelir atasözünü ingilizlere yaşatmıştır.

İngilizlerin şanssızlığı Amerika'nın şu an elinde bulundurduğu teknolojiden mahrum oluşudur. Bilim ve Teknolojide bir adım geride olan yenilmeye mahkumdur. Silah icad oldu mertlik bozuldu diye boş yere denilmiyor. Mertlik zaten yoktu da, tamamen tarih oldu.

Amerikan demokrasisi diye bir kavram yok. Demokrasi diktatörlükten daha özgürlükçü yaklaşıma geçen ingiltere ve avrupa ülkeleri gibi gelişmiş toplumların ürünüdür. İngiltere mazisindeki tüm acımasız hallerine rağmen şu an en yaşanılası en özgür ülkelerden biridir. Amerika karşısında yenilgiyi kabul etmiş ve sakinleşmiş de olabilir.

Kemalizmi Atatürk'den bağımsız bir kavram olarak görüyorum. O nedenle kemalizm ve Atatürk kavramlarını ayrı ayrı eleştiriyorum. Atatürk şu ana kadar duyduğum teoriler içinde  beynimde en mantıklı duran teori osmanlı yıkılması durumunda yeni bir Türk devleti yaratmak için özel yetiştirilmiş bir osmanlı casusu olduğu teorisidir. Bu teşkilattan padişahların bile haberi olmadığı için ingilizleri ve siyonistleri vb. Atatürk rahatça oyuna getirmiş olabilir. Yaşadığı zamanın şartları gereği sürekli farklı farklı karakterler çizmesinin nedenini de buna bağlıyorum. Atatürk kemalist bir ekibin lideri olsa da kendisi kemalist bir çizgide gibi bir imaj verse de tüm bunların mecburen takınılan bir rol olduğunu düşünüyorum.

Kemalizm, halkın değer yargılarını yasaklayıp aksini emrettiği için  demokrasi ile birlikte yaşama olasılığı olmayan ingilizler tarafından yaratılmış dikta bir kavramdır. Bu nedenle arada sırada kanlı darbeler yapmak zorundadırlar. Darbe yapabilmeleri için de  ülke içinde kaos hakim olmalıdır. Yani bir kızı tavlamak için parayla kiraladığı erkeklerin tecavzünden kurtararak kızın gönlünde yer etme çabası gibi bir durum. Kemalizm yok olup özgür bir cumhuriyet haline gelirsek, Atatürk sevgisi yok olmayacaktır. Atatürk, bu milletin kaderidir, iman gibi aşk gibi tuhaf bir kavramdır.


Saygılarımla..
« Son Düzenleme: Eylül 25, 2012, 03:25:24 öö Gönderen: Masor1976 »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
27 Yanıt
87983 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2015, 11:57:36 ös
Gönderen: akcanmd
9 Yanıt
21069 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2011, 11:16:33 ös
Gönderen: AMON RA
49 Yanıt
30239 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 11:29:47 öö
Gönderen: ABCDEF
15 Yanıt
13258 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 07, 2015, 01:28:57 ös
Gönderen: _SplendouR_
8 Yanıt
9903 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2018, 12:28:29 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak
0 Yanıt
4574 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2010, 02:58:20 ös
Gönderen: karahan
11 Yanıt
13670 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2014, 04:25:08 öö
Gönderen: resurrected
0 Yanıt
3032 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 07, 2012, 06:05:22 ös
Gönderen: Tij
2 Yanıt
3175 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 08, 2017, 11:22:22 ös
Gönderen: Tij
21 Yanıt
12579 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 04, 2013, 12:53:27 ös
Gönderen: karahan