Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Şarabın Tarihi  (Okunma sayısı 7711 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 16, 2007, 05:29:04 ös

ŞARABIN GEÇMİŞİ
 
" - Adem beni seviyor musun ?"

" - Başka çarem mi var Havvacığım ?".


Dünyada şu anda kuzey yarım küresinde 20 ila 52 derece kuzey paralel ile güney yarımkürede 20 ila 40 derece güney paralelleri arasında mevcut 3000 civarı değişik üzüm türünün atası sayılan yabani asma bitkisi "vitis vinifera" ilk olarak güney Kafkasya'da İ.Ö 8000 - 6000 arasında ortaya çıktı. Yabani olan bu bitkinin İ.Ö 6000'den sonra bağcılık yapılarak geliştirilebilmiş olacağı, şarabın ise toprak kapların yapılma tekniğinin icadından sonra (yaklaşık İ.Ö 5500 / 5000). İ.Ö 6000 yılına ait olduğu belirtilen üzerinde üzüm salkımı olan bir büyük amfora Gürcistan'ın Tiflis şehrindeki müzede sergilenmektedir. Şarabın muhtemelen bir tesadüf sonucu bir kaba bırakılan üzümlerin bir süre sonra fermente olmuş suyunun tadılması yolu ile keşfedilmiş olduğuna inanılır.

İran - Irak sınırında yer alan Zağros dağlarında bulunan bir testideki şarap tortusunun 7000 yıllık olduğu anlaşıldı. Bu testi ise şu anda Pennsilvanya'daki arkeoloji ve antropoloji müzesinde sergilenmekte.

Din kitapları da şarabın ilk çıktığı bölge olarak Ağrı dağı civarını yani aynı coğrafyayı göstermektedir.

Tekvin'de (Yaratılış 9) yazdığına göre Nuh Peygamber, gemisi Ağrı dağında karaya vardığında ilk asma çubuğunu dikip ona özenle bakmış ve elde ettiği üzümlerden yaptığı şarabı içince sarhoş olmuştu. Sarhoş haliyle çadırda çırılçıplak dolaşırken oğlu Ham, çıplak babasına bakmış, dışarıya çıktığında anlatmış ve kardeşleri Sam ve Yafet örtüyü geri geri yürüyerek babalarının omuzlarına bırakıp çıplaklığı görmemeyi tercih etmişlerdi. Babaları ayıldığında Ham'ı bu hareketinden dolayı şiddetle cezalandırmış "Lanetli ol Ham ! Oğlun Kenan kardeşlerinin sonuncu kölesi olsun !" demişti.

Kenan şimdiki Filistin civarına yerleşti ve o gün bugün bunca gönderilen peygamberlere rağmen o bölge huzura bir türlü kavuşamadı. Ne kuvvetli laneti varmış Hazreti Nuh'un !..

Fıkra'ya göre Hz. Nuh'un şarabı tufandan evvelki şaraplara benzememiş. Acı ve buruk olmuş. Şeytan şarabı tatlandırmak için bir yöntem önermiş:

- Bir tilki, bir arslan ve bir eşek kestirecek ve kanlarını karıştırıp asma çubuklarının dibine dökeceksin. Hz. Nuh şeytanın dediklerini yapmış ve şarap nefis olmuş. Derlerki işte bunun için bir kadeh şarap içen tilki, ikincisini içen arslan, üçüncüyü içen ise...



HİTİTLER
Şarabın tarihi daha eski olmasına rağmen şarap kültürünün başlangıcının Hititlerde (İ.Ö 4000) olduğu kabul edilir. Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri müzesindeki İ.Ö 3000'nin son çeyreğine ait olduğu sanılan som altından mamul şarap sürahisi ve ayaklı şarap kadehi bulunmuş en eski şarap kabıdır. Konya'nın Ereğli ilçesinde bulunmuş bir taş kabartmada Hitit Kralı Varpalavas iki elini bereket tanrısı Tarhu'nun karşısında kavuşturmuş bereket dilerken Tanrının elinde o zamanın iki en değerli gıda maddesi görülmektedir: üzüm ve buğday. Üzüm, Tarhu'nun sağ elinde olduğuna göre, üzüme buğdaydan fazla önem verilmektedir.

Hititlerde Telepinu ölümsüz ana ve babasına ölümlülerle oyun oynayan, söz dinlemez bir afacan oldu. Hiç sebep olmaksızın şimşeği oraya buraya fırlattı, gizleri ortaya döktü, şarap tanrısı olup insanları sarhoş etti, mevsimleri birbirine karıştırdı. Telepinu, Hititlerde çok sevilen, popüler bir tanrıydı.

Hititler, şaraba "Wiyana" diyorlardı. Etimolojik açıdan Hint-Avrupa dillerindeki karşılığı wine, wein, vin, vinum gibi kelimelerin bu kökten geldiği sanılmaktadır. Şarap, Hititlerin önemli bir ihraç maddesi idi. Bugünkü Suriye ve İsrail kıyılarında yaşayan Kenanlılar ve sonra aynı coğrafyada Fenikeliler şarabı geminin altına serilmiş kumlara saplanması için dibi sivri yapılmış amphora'ların içinde Mısır'a, Girit'e ve Yunanistan'a taşıyorlardı. Suriye ve Irak'ta bulunmuş olan bazı tabletlerde şarapların ova veya dağlık arazideki üzümlerden yapılmış olmasına göre iki kaliteye ayrıldığı, dağlık bölge şaraplarının diğerlerine nazaran daha pahalı olduğu kayıt altına alınmış.

Kuzeyde ise Hititlerin şarabını Traklar satıyordu. Bir yandan da Asurlu tacirler tarafından şarap 250 - 300 eşeğin oluşturduğu kervanlarla Mezopotamya bölgesine İran'a ve Hindistan'a taşınıyordu.

Doğu geleneğine göre ise şarabı İran şahlarından Cemşid bulmuştu. Onbeş gün boyunca yedikleri üzümün kaynadığını görünce tadını beğenmemiş, bir kaç gün sonra üzüm suyu durulunca zehir diyerek süzüp bir şişeye doldurmuşlardı. Dayanılmaz bir baş ağrısı çeken bir cariye intihar etmek için bu suyu içince faydası ve tadı görülmüş oldu. Bu nedenle şaraba Şahdâru adı verildi.

Mezopotamya'da bağcılık ve şarapçılık, Asur hükümdarı Assurbanipal zamanında çok gelişmiştir. Assurbanipal'in sarayının asma bahçesi çok meşhurdu ve kral bu bahçede yaptırdığı bir çardakta tahtta oturur, kraliçe ile birlikte şarap içerdi.

Egon Friedell Mısır ve Eski Doğunun Kültür Tarihi adlı kitabında Babil'i şöyle anlatıyor:

"Babillilerin sofra ihtişamı sefahat eğilimli idi. Sofra zevkleri her türlü narkotik ile arttırılıyordu. Makbul olan şarap Şam'dan ya da Filistin'den gelendi."

Gılgamış destanın Babil versiyonunda canlıları çift çift teknesine alıp selden korumak isteyen kaptan Utnapishtim teknenin yapılması sırasında "çalışanlara bira, yağ ve şarap verdim nehirler dolusu içtiler" der. Demek ki şarap Tufandan evvel de vardı.

Sonraları, Mısırlılar Hititlerden şarapçılığı öğrenmişler ve Firavunlar devrinde şarap imal etmeyi başarmışlardır. Onlar da cibreyi çarşaf şeklinde bezlerin içine doldurup bezin ağzını bükerek suyunu bir daha sıkma usulünü bulmuşlardır.

Mısırlılara göre şarabı yeraltında da büyük gücü olduğu bilinen tarım tanrısı Osiris bulmuştu. Herodot'a göre yeni ay günü Mısırlıların yaptığı "O geri döndü" festivalinde bütün yıl tüketilenden fazla şarap tüketilirdi.




Devamını Deniz Gürsoy'un, Oğlak Yayınevi'nden çıkan 'İnceliklerin Kadehindeki Şarap' kitabında bulabilirsiniz.



 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
14754 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2009, 10:42:57 ös
Gönderen: Veritas
0 Yanıt
2931 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 16, 2010, 09:07:10 ös
Gönderen: Mozart
3 Yanıt
6441 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 04, 2010, 04:58:45 ös
Gönderen: redkit
0 Yanıt
3066 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 04, 2010, 03:56:17 ös
Gönderen: belit
0 Yanıt
10596 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2010, 05:59:29 ös
Gönderen: alcyone
29 Yanıt
74536 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2014, 03:49:56 öö
Gönderen: resurrected
0 Yanıt
5866 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2011, 09:59:49 öö
Gönderen: MASON
0 Yanıt
5262 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2011, 04:43:33 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
7955 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2011, 06:19:30 ös
Gönderen: MASON
2 Yanıt
8509 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2011, 09:58:59 öö
Gönderen: Prometheus