Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Deist Mason (1)  (Okunma sayısı 5823 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 06, 2014, 03:06:04 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 201
  • Cinsiyet: Bay

Merhum İlhami Soysal'ın "Türkiye'de ve Dünya'da Masonluk ve Masonlar adlı kitabının "Masonluk ve Din" başlıklı 62. ve 64. sayfaları aynen naklediyorum... Eğer isterseniz, başlığın devamını aktarmaya devam edebilirim.

"Bir büyük Üstad der ki;
Hiçbir zamanın malı olmayan masonluk, bütün zamanların malıdır. Hiçbir dinden bulunmadığından kendi büyük gerçeklerini bütün dinlerde bulmaktadır. Masonluk hiçbir amentüye olan inancı ortadan kaldırmamaktadır. Fakat bu amentü, Tanrıya olan derin sevgiyi alçaltıp beşer tutkularının seviyesine indirirse, insanoğlunu yüksek kaderini inkar ederse, Yüce Tanrı'nın iyiliği ile iyiliklere saldırırsa ve masonluğun büyük sütunları olan inanç, umut ve sevgiyi baltalarsa bunun dışında kalır.

Biz de bu yargıya dayanarak diyebiliriz ki, masonluğun sırrına erenlerin can attığı yüce amaç olan Evrenin Ulu Mimarı sembolünün bütün kapsamı işte o zaman anlaşılır. Cidden, vahiyle ilişkisi olmayan Yaratan'ın insan vasıflarına ihtiyacı yoktur.

...
Kuran-ı Kerim'de Ra'd Suresinin 12 ve 13. ayetlerinde şöyle der: "Korku ve ümide düşürmek için size şimşeği gösteren, yağmurla yüklü bulutları meydana getiren O'dur. Gök gürlemesi O'nu hamd ile melekler de korkularından tesbih ederler. Onlar pek kuvvetli olan Allah hakkında çekişirken, O yıldırımları gönderir de onlarla dilediğini çarpar."

Gerek Deizm gerek Teizm Tanrı'nın mevcudiyetini kabul etmekte birleşirler, fakat birincisi ona insan vasıfları vermemekte diğerinden ayrılır.

Bu noktada, birtakım felsefi ekollerin etkisini incelemek ve bir masonun agnostik yahut pragmatist olduğunu tayin etmek çok ayrı ve derin bir konudur. Biz bazı örneklerle dinlerin bazı konulardaki öğretisiyle masonluğun bu konulardaki öğretisi arasındaki ayrılığı belirterek bunların ikisi arasındaki derin farkı belirtmeye çalışalım:

Örneğin canlıların yaratılışı...

Kuran'daki Nisa Suresinin 1. ayetinde şöyle denilmektedir: "Ey İnsanlar! Sizi bir nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize hürmetsizlikten sakının."

Âl-i İmram Suresinin 47. ayetinde de şöyle denir: "Meryem: Rabbim, bana bir insan yaklaşmamışken nasıl çocuğum olabilir? demişti. Melekler şöyle dediler: Allah böylece dilediğini yaratır. Bir işin olmasını diler de ona ol der ve olur."

Tüm bu örnekleri; Asur, Babil, Frikya, Dinike dinlerinde, daha sonraki Tevrat ve İncil kitaplarında "Tanrı sizi balçıktan yarattı" şeklindeki sözlerde görmek mümkündür.

Görülüyor ki dinler ve Teistler yaradılışının Tanrının "ol!" emrine bağlı olduğunu savunurlar ve buna inanırlar. Dinlere göre bu konuyu tartışmak yersizdir. Yaradılış hadisesini böylece kabul etmek gerekir.

Oysa, mason düşüncesinde yaradılış meselesi tümüyle ilimlerin terakkisi ve gelişmesiyle tespit edilen bulgulara dayanmaktadır. Masonlukta rasyonalizmin ve pozitivizmin yer tutmasının önemli sebebi de zaten Tanrıya insan vasıfları verilmesini kabul etmemesinden doğar. Bu nedenle de yaradılış meselesinde de ilmin verilerini benimser..."
Serius est quam cogitas.


Ekim 06, 2014, 05:02:03 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Nicolus, İlhami Soysal’ın söz konusu kitabından aktarmalarda bulunmak istiyor.

İyi olur.

İlhami Soysal, dünya görüşü ve yaşam felsefesi nedeniyle Masonluk ile pek uyuşamayan bir araştırmacı yazarımızdır. Pek değerli bir araştırmacı yazar… Masonluk ile uyuşamadığı, “Niçin Değil?” genel başlığı altında kaleme almış olduğu kitapçıklardan birinin de “Niçin Masonluk Değil?” adını taşımış olmasından bile bellidir. Nitekim Sayın Nicolus’un aktarımda bulunduğu bu kitap da, ekler ve çizelgelerden önce, anımsayabildiğimce «Hasılı Masonluk parayı verinin düdüğü çaldığı yerdir. Gerisi boş lâftır.» gibi bir deyişle son bulur.

Bu kitap birkaç kez basılmıştır. İlk basımı, kapsamı bakımından hiç de iyi değildi. Birçok yanlış ve uydurmaca içeriyordu. Bu, kahverengimsi bir kapak rengi olan bir kitaptı. Bunun üzerine İlhami Soysal’ı uyaranlar olmuş, yanlış şeyler yazdığı ve bunun ona hiç de yakışmadığı söylenmişti. Başka antimasonik yazarlar gibi yapmayıp, bu uyarıyı ciddiye alan İlhami Soysal bir araştırmaya girişmiş, kitabının ikinci ya da üçüncü (Belki de dördüncü) baskısında yanlışlardan bazılarını gidermiş, ön yargılarını da kaldırmıştı. Bu da fonu yeşil renkli olan bir kitaptı ve öncekinden bir parmak kadar daha kalındı. Bir sonraki baskıda bir bölüm daha düzeltme yapılmıştı. (Ancak anımsayabildiğimce bu kitapların adları da ayrıntıda farklıydı: Biri Dünyada ve Türkiyede Masonluk ve Masonlar iken diğeri Türkiyede ve Dünyada Masonluk ve Masonluk biçimindeydi yani Ali Veli ile Veli Ali…)

İlhami Soysal’ın bu kitapları Türkiye’de görülmüş antimasonik yayınlar arasında en düzgünüydü. Şu sözünü ettiğim düzeltmeler yapıldıktan sonra yalan yanlış bilgiler kaldırılmıştı. Sadece bilgi gibi verilen yorumlarda yanlışlıklar kalmıştı. Bunlar da hayli azalmıştı çünkü İlhami Soysal’ın dünya görüşüyle Türkiye’deki Masonluğun tutumunun yer yer örtüştüğü hayli nokta vardı.

Sayın Nicolus bu aktarımlarıyla neyi amaçlıyor, doğrusu anlayabilmiş değilim. Ancak başlık “Deist Mason” olunca, bu bağlamda o kitaptan aktarabileceklerinin çok daha fazla olmasını beklemiyorum. (Sanıyorum bir iki ufak tefek yanlış da var. Örneğin Dinike değil, Fenike olsa gerek.) Ayrıca bu anlatımlar üzerine bir yorum yapmak da istemiyorum; en azından şimdilik…

Ancak sayın Nicolus’un bu aktarımlarını, kitabın kaçıncı ya da hangi tarihli baskısından yapmış olduğunu mutlaka belirtmesi gerek. Çünkü dediğimce kitapların içerikleri bakımından aralarında çok fark var.

İlhami Soysal 20 yıl kadar önce öldü. Ancak Sayın Nicolus’un elindeki kitap, daha yeni tarihli bir basım da olabilir çünkü yayıncılar bu gibi kitapları telif hakkı süresi aşıldıktan sonra yeniden düzenleyerek piyasaya veriyor. Korsan kitap gibi. Bu yeni basımda öncekinin bire bir kopyası çıkarılmamışsa yazarın özgün kitabında olmayan birtakım eklemeler ve değişiklikler de yapılmış olabilir.

Bunun araştırılıp ortaya konulması olanaklı. Değer mi? Orasını bilemem. (Şayet kitaplarımın tümünü kütüphanelere bağışlamış olmasaydım; sözünü ettiğim basımlar şu anda elimin altında olabilirdi fakat ne yazık ki yok. Ezbere yazıyorum.)

Sayın Nicolus bu başlık altındaki aktarımına devam edecek olursa umarım yazdıklarımı dikkate alır. Böylece bu foruma yakışır bir çalışma yapılmış olur.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 06, 2014, 07:52:08 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 201
  • Cinsiyet: Bay

Bahsettiğim kitap, Dünya'da ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar kitabının 1988'de basılmış 4. baskısıdır. Çok affedersiniz, zaman darlığından dolayı tam olarak bahsedemedim... Bu alıntı yaptığım kısım, ismi verilmeyen bir Üstat tarafından söylenen sözlermiş, zaten kişisel görüşleri olsa pek nakletme hevesi doğmazdı içimde. Bir masondan böyle bir açıklama okuyunca sizlerle paylaşma isteği duydum. İşin aslı nedir? Bu zat, doğruyu mu söylemektedir? Öğrenmek istedim. Yazım hatası için ayrı olarak özür dilerim. 10 parmak klavye kullanımı bazen böyle sorunlar yaratabiliyor... Neyse konumuza dönelim isterseniz...

"...
Bir büyük üstat şöyle yazıyor:
Darwin'in ve diğer alimlerin tespit ettiği bu büyük ilmi hakikatleri Hegel'in tecrübi ve mukayeseli araştırmaları desteklemiş ve tamamlamıştır. Hegel'e göre en basit hayvan tipi moneradır. Monera gayri uzvi maddelerden canlı hale gelmiş bir hayvandır. Bu büyük alime göre uzvi maddelerden azot, karbon, dosfor, oksijen ve hidrojenden, bugün bilinmeyen şartların tesiri altında, kendi kendine yaşayabilecek canlılar tekevvün etmek gerekmektedir. İlk uzvi maddeniz ve yaradılışın bir mucize eseri olduğunu kabul etmek imkansızdır. Hegel, gayri uzvi ve uzvi maddeler arasında fark görmemektedir. Hepsi aynı unsurlardan mürekkeptir. Hepsinin atomları arasında aynı kuvvetlerin etkisi caridir. İşte bu unsurlar aynı kuvvetin etkisi altında ve Darwin'in tabii seçme nazariyesine uyarak moneralardan itibaren bütün uzvi mevcutları vücuda getirirler. Bu suretle Hegel, her şeyin esasında vahdet, bir birlik olduğunu göstermiştir. Bu monizmde madde ve kuvvet bir aradadır, eştir. Bunlar esaslarını teşkil eden cevherin iki belirtisinden ibarettir.

Canlıların yaratılışı probleminden başka mesela bir de kainatın oluşumu da dinlere ve mason öğretisine göre değişik biçimdedir.

Kuran'da Hûd Suresi 7. ayette «Gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur», A'râf Suresi 54. ayette de «Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan ve sonra arşa hükmeden, gündüzü durmadan kovalayan gece ile bürüyen, güneşi, ayı, yıldızları, hepsini buyruğuna baş eğdirerek var eden Allah'tır. Bilin ki yaratma da emir de O'nun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir.» denir.

Bu husus, Tevrat ve İncil'de de böyle açıklanır. Teistlerin bu görüş ve inançları da tenkit edilemez ve münakaşa edilemez. Üzerinde herhangi bir düşünce geliştirilemez.

Bir Deist olan mason ise birbirini tamamlayan ve bir bütün teşkil eden ritüellerinde tamamen yer yer belirtmiştir ki bu düşünüş ve inanış pozitivizmi ve rasyonalizmi içine alan toleranslı bir ilmin kabul edeceği husus değildir. Masonluk; ilim, akıl, düşünce özgürlüğü ve inanışına taraftardır..."

Devamı gelecek arkadaşlar...
Serius est quam cogitas.


Ekim 07, 2014, 05:37:03 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Niculus'un bu açıklamayı yapması iyi oldu.

Dediğimce, İlhami Soysal'ın bu kitabı önce Türkiye'de ve Dünya'da Masonluk ve Masonlar, sonra Dünya'da  ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar adı altında olmak üzere birkaç kez basılmış ve 1970'li yıllarda yapılmış ilk basımından 1980'li yıllarda yapılan basımlarına doğru, giderek yanlışlarından yer yer arındırılmıştı. Bu işlem, o tarihlerde duymuş olduğumuz üzere, İlhami Soysal'ın kimi masonlarca uyarılarak bilgilendirilmesi üzerine gerçekleşmişti.

Şimdi anlaşılıyor ki, İlhami Soysal, kendisine yazılı olarak verilmiş bazı materyalleri de kullanmıştı. Nitekim Sayın Nicolus'un aktarımını yapmış olduğu bölüm de bunu gösteriyor.

Burada şu "büyük üstat" sözü bizi yanıltmasın... Bu terim Masonlukta üç amaçla kullanılır:

1- Bir büyük loca ya da bmenzeri mason örgütünün en yetkili seçilmiş ve göreve getirilmiş yöneticisi.
2- Böyle bir görevi daha önce yürütmüş olan bir mason (saygı gereği masonlar arasında kullanılır)
3- Önemli ve ileri gelen hatta Masonluk çerçevesinde ün kazanmış bir mason (mecazi anlamda kullanılır)

Buradaki kullanım sanıyorum bunlardanr sonuncusu çünkü önceki iki unvan ya da nitelik yönetimsel niteliklidir ve o kişilerin Masonlukta böyle ayrıntılı konular üzerinde yazılı üretimde bulunmaları söz konusu olmayabilir.

Demek oluyor ki İlhami Soysal'ın kitabında yer vermiş olduğu bu alıntı, aslında bir başka yerde belki daha geniş kapsamlı olarak var. Ben bu değerlendirmeyi yapmadan önce bu konuda bir küçük araştırma yaptım ve bu anlatımları acaba bir başka kitap kapsamında bulabilir miyim diye aradım. Bulamadım. Şimdilik... Ancak bunları hangi disiplin altındaki bir masonun yazmış olabileceği konusunda bir tahminde bulunabiliyorum. Şimdilik dursun.

Sayın Nicolus'tan aktarımlarına devam etmesini rica edelim. Herhalde bunların sonunda yorum yapabileceğimiz bir yere geleceğiz.

   
   
 
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2014, 04:04:53 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Kimseyi bir konu üzerinde yazması için zorlamak doğru bir iş olmaz.

Nitekim burada Sayın Nicolus'u da zorlayamayız ama bu başlığı açmış olan o.

Açtığı konuya devam etmesi için iki hafta beklemiş durumdayız. Bu zaman içinde Foruma gelip gittiğini de biliyoruz. Ancak bu konuya devam etmek istemiyorsa ya devam edilmesini bizden bekliyorsa bunu belirtirse, bu başlık altında ne yapacağımızı bilir, ona göre hareket ederiz.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2014, 08:05:39 ös
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay
    • Burada Olabilir ?

Hoc signo vinces.
Hic et ubique terrarum, Habent sua fata libelli.
Gutta cavat lapidem non vi, sed sæpe cadendo.
Homo homini lupus, Homo sum, humani nil a me alienum puto.
Inventas vitam iuvat excoluisse per artes, Ipsa scientia potestas est.
Laborare est orare, Labor omnia vincit improbus.
Medicus curat, natura sanat, Memento mori.
Mors Certa, vita Incerta...
_______________________

Bu işaret sayesinde galip geleceksin.
Burada ve dünyanın her yerinde, Kitaplar kendi kaderlerine sahiptir.
Suyun taşı delmesi gücünden değil sürekliliğindendir,
İnsan insanın kurdudur, İnsanım, ve insani olan hiçbirşey bana yabancı değildir.
Bırakın sanat ve bilimle hayatı güzelleştirelim/geliştirelim, Bilgi tek başına güçtür.
Çalışmak ibadettir, Güçlü bir çalışma/emek herşeyin üstesinden gelinir.
Doktor tedavi eder, doğa iyileştirir, Ölümlü olduğunu unutma.
Ölüm kesindir,hayat değil...
« Son Düzenleme: Ekim 24, 2014, 08:11:01 ös Gönderen: Kadim »
Benim Ülkem Dünyadır,
Tüm İnsanlar Benim Kardeşimdir,
İyiyi ve Doğruyu Yapmak Benim Dinimdir.

Kadim Her Daim Buradadır.!

www.Masonlar.org


Ekim 24, 2014, 08:35:06 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 201
  • Cinsiyet: Bay

Kimseyi bir konu üzerinde yazması için zorlamak doğru bir iş olmaz.

Nitekim burada Sayın Nicolus'u da zorlayamayız ama bu başlığı açmış olan o.

Açtığı konuya devam etmesi için iki hafta beklemiş durumdayız. Bu zaman içinde Foruma gelip gittiğini de biliyoruz. Ancak bu konuya devam etmek istemiyorsa ya devam edilmesini bizden bekliyorsa bunu belirtirse, bu başlık altında ne yapacağımızı bilir, ona göre hareket ederiz.

Kaynağı bulduğunuzu söylemiştiniz sayın ADAM, konuyu size bırakmak isterim. Yönetimden konuyu silmesini isteyebiliriz, siz de asıl kaynaktan yararlanarak açarsınız; konuyla ilgili daha ayrıntılı ve daha kaliteli yorumlarda/paylaşımlarda bulunmuş oluruz.
Serius est quam cogitas.


Ekim 24, 2014, 09:29:12 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu işi Sayın Kadim benden iyi biliyor anlaşılan. Bakın yazdığı Latincemsi özdeyişlere.

O devam eder artık...

Bizim konumuzun, kaynağımızın zaten basınla falan ilgisi yok.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ekim 24, 2014, 09:55:33 ös
Yanıtla #8
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay
    • Burada Olabilir ?

Sayın ADAM,
Ben Deist'im ve Mason'lugu benimsemis bir bireyim.
Lakin sizin yaptiginiz paylasimlarin hakki odenemez.
Sizi ilgi ile takip ediyor yazdiklarinizi okuyorum.

Eger konu ile ilgili bilgilerinizi bizlerle paylasirsaniz sevinirim.

Saygilarimla.
Benim Ülkem Dünyadır,
Tüm İnsanlar Benim Kardeşimdir,
İyiyi ve Doğruyu Yapmak Benim Dinimdir.

Kadim Her Daim Buradadır.!

www.Masonlar.org


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
715 Yanıt
841648 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 16, 2022, 01:01:59 öö
Gönderen: Behiye1921
22 Yanıt
28963 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2018, 08:54:51 ös
Gönderen: karahan
MASON

Başlatan Sebnem « 1 2 ... 7 8 » Uyeler

74 Yanıt
93513 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 25, 2018, 03:23:01 ös
Gönderen: Farmakoloji
39 Yanıt
38657 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2017, 11:19:30 öö
Gönderen: gfeenatre
21 Yanıt
23292 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 03, 2013, 02:11:33 öö
Gönderen: NOSAM33
53 Yanıt
33701 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2017, 08:16:44 ös
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
13294 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2011, 12:35:12 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
21 Yanıt
29849 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2017, 11:20:43 öö
Gönderen: gfeenatre
7 Yanıt
12366 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2012, 08:20:58 ös
Gönderen: hailstorm
13 Yanıt
17857 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 06, 2015, 02:26:13 ös
Gönderen: OSİRİS