Masonluk soyut bir kavramdır. Bir varlık değildir. Aksiyonu yoktur. Bu nedenle bir dogması olduğundan ya da olmadığından söz edilemez. Bu sadece bir dil kullanımı (gramer) düzeltmesidir. Fakat Masonlukta dogmalar olduğundan söz edilebilir. (Masonluk şöyle yapar denilemez; bu yanlıştır. Masonlukta şöyle yapılır denir; dıoğrusu budur.)
Ayrıca Masonlukta birbirinden ayrı mason kuruluşlarının birbirinden farklı tutum ve benimseyişleri vardır. Bu da bazı mason kuruluşlarının dogmaları bulunuşu bazılarının bulunmayışı ile sonuçlanır.
Örneğin bu Forumda da çok tartışılmış olan şu Evrenin Ulu Mimarı kavramını alalım.
Bu kimilerine göre, niteliği belirtilmeyen bir yaradandır. Bu durumda bir dogma olup olmadığı tartışılabilir. Buradaki Yaradan kavramının açılımına girmeyi gerektirir. Sonunda bilki dogmaya saplanılır, belki bir geniş ufuk çıkar.
Kimilerine göre, evreni ve onun içindeki her şeyi yaratmış ve yöneten, insanları (nedense sadece insanları) yaşamlarındaki yapıp etmelerinden ötürü yaşam sonrasında cezalandıran ya da ödüllendiren bir yüce varlıktır. (Teist inanış) Böyle bir tanım yapılınca, işte bu bir dogmadır.
Kimilerine göre bir simgedir; herkes o simgeyi kendi kültürüne, inanç ya da dünya görüşüne göre yorumlayarak değerlendirebilir. Bu durumda bu bir dogma değildir çünkü gerek kültürden kültüre, gerekse zaman içinde değişime uğrayabilir.
Ben burada örnek istendiği için belki en ekstrem örneklerden birini almış oldum. Üzerinde uzun boylu durmadım çünkü burada sadece sorulan bir soruyu yanıtlamak söz konusu. Başka örnekler de alınabilir. Fakat soruyu soran üyemiz örnek istememiş; sadece yanıtı evet ya da hayır olabilecek bir soru yöneltmiş. Bu sınır çerçevesinde kalmak gerek. Dahası Forum arşivinde zaten var.
Masonluktaki ritüeller ve gelenekler ise değişir. bunları "en tutucu" olarak nitelenen mason kuruluşları bile zaman içinde değiştirmiştir. Şu anda uygulananlar, çağımızın gereklerine uymuyor olabilir. Değişmeyi beklerler. Değiştirildiği ya da değiştirilebildiği, eleştirilebildiği, değiştirilmesi olanağı bulunduğu sürece dogma olmaz. Kesin, değişmez, tartışılamaz, eleştirilemez olunca dogma olur.
Nitekim bazı mason kuruluşları, benimsedikleri yöntem ve kuralların, tarihte çok eskiden beri var olduğunu, hiçbir zaman değişmeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini, değiştirilmemiş olduğunu ileri sürer.
Bu ileri sürüşler, ne yazık ki karşısındakileri hiçbir şey bilmeyen salaklar yerine koyma biçimindeki bir kendini üstün görme tutumudur.
O kural ve yöntemler irdelenince, birçoklarının hiç de denildiği gibi çok eskilerden gelme olmadığı, aksine yeni oluşturulduğu ama bir eşyanın yapay olarak antika görünümüne büründürülüşü gibi eski gibi gösterildiği, ardından zaman içinde ister istemez değişime uğradığı da görülmektedir. Ancak değişmez ve değiştirilemez olduklarının savunuluşu, onları birer dogma niteliğine sokmaktadır.