Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonlukta Dogma  (Okunma sayısı 2212 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 13, 2016, 03:55:24 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar




Masonlukta bazı önemli tarihler vardır. Bunların neler olduğu vş bu tarihlerde meydana gelen o-laylardan ne sonuçlar çıktığı çok önemlidir. Anthony Sayer'in büyük üstat olduğu birinci büyük loca (İngiltere Büyük Locası) 1717'de kurulmuştur. Masonlukta operatif Masonluktan spekülatif Masonluğa resmen bu tarihte geçmiştir. 1723'de Anderson yasası kabul edilmiştir. Bu yasa üç kısımdan meydana gelmekte idi. Tarihi kısım, mükellefiyetler kısmı ve tüzük kısmı. Başlangıçta derece olarakta operatif Masonluktan gelme çırak ve kalfa dereceleri vardı.


1730'larda üçüncü üstat dereceside bir çok localarda kullanılmaya başlanmıştı. 1738'de üç derece artık tamamen kabul e-dilmiştir. Anderson yasası çıkmaçlan evvelki eski mükellefiyetler dini karekterde idi. 1723 mükellefiyetlerinin Tanrı ve Din hakkındaki birinci maddesi, tabii dinin sade Tanrıcılığının ve toleransın, yani deismin, alenen ifadesidir ki Masonluğun operatif Masonluktan gelme mükellefiyetlerin mecbur kıldığı (bulunduğu memleketin dinine bağlı olmak) mecburiyeti artık ortadan kalkıyordu. Bunun ifade ettiği anlam, eski devirlerde bir kaidenin hüküm sürdüğü, lakin şimdi ve gelecek için bir yenisinin konulduğudur. Bunun ne olduğunu kritik bîr şekilde araşdırmanın bir yararı yoktur. Eğer bir fark var ise, yenisinin lehin de« olduğu ile yetinmek icabe* der. 1717 B. Locası yeni bir dernek meydana getirmemiştir.


Yapılan iş yüzyılların ağırlığı altında eskimiş bir derneğin yeniden canlandırılmasıdır. 1751 ile 1813 yılları arası İngiltere Büyük Locası ikiye bölündü. 1723 mükellefiyetlerini, yani deismi kabul edenlere Modernler denildi ve bunlar İngiltere Büyük Locasında kaldılar. Hıris-tiyani tarafı tutanlar da 1751'de Eskiler (Antient'ler) yahut karşı çıkartlar, York Büyük Locasını kurdular. 60 küsur yıllık ayrılıktan sonra, zaten elebaşıların da ortadan kalkmış olmalarıyla, dargınlık bitti. İngiltere ve York Büyük Locaları 1813'de Birleşik İngiltere Büyük Locası ismi altında birleştiler. Kullandığımız ritüellerde bugünkü şeklini bu birleşmeden sonra almıştır. Ayrıca tarihi kısım Anderson yasasından çıkarılmış ve Tanrı ve Din üzerinde olan mükellefiyetlerin birinci maddesi de en son şeklini almıştır. 1815'de yapılan bu son değişiklikte artık Anderson'ın alenen beyan ettiği geniş tolerans bahis konusu değildir. Tanrıcılık yerini kişisel dinciliğe bırakmıştır. Yani 1723'deki deismin yerini 1815'de teism almıştır.





1929 yılında Birleşik İngiltere, İs-kaçya ve İrlanda Büyük Locaları toplanarak büyük locaların intizam ve tanışma beyannamesini hazırlayıp resmen kabul ettiler (Bak Mimar Sinan sayı 73). Bu beyannamede Masonluğun teismi de tasdik edilmektedir. Bu beyannameye uymayan büyük localar intizamlarını kaybederler. Masonluğa girdiğimiz günden beri duyduğumuz ve okuduğumuz iki doğmayı hatırlıyorum. Birincisi tek Tanrının varlığı, i-kincisi de ruhun ölümsüzlüğü, üzerinde değişik görüşler olan ruh hakkında, Masonlukta büyük bir lider olarak tanınan ve bütün Masonların büyüklüğünü kabul ettikleri Albert Pike 1871' de Morals and Dogma da şöyle diyor: «İnsan ruhu ölümsüzdür. Ruh, ne uzviyetin bir sonucu, nede maddenin değişik aksiyonlarının bir kısmı, ne.de olayların ve duyuların bir devamıdır. Ruh kendine özeldir.


O büyük ana nurdan çıkan bir kıvılcım olarak bedene giren, orada yerleşen, ölümden sonra bedenden ayrılan ve tekrar onu veren Tanrıya dönen, tahrip edilemeyen dağıtılamayan, yok edilemeyen, ölümden sonrada bedene girmeden evveı olduğu gibi bütün aktivite ve zekâsı ile var olan bir varlıktır.» Yüksek derecelerde olsun, remzi derecelerde olsun bu görüşe de kıymet verildiği anlaşılıyor. Masonların ve dinlerin kabul ettiği runun ölümsüzlüğü 1929 beyannamesine konmamıştır. Yani Masonlukta tek dogma olarak Tanrı kalmıştır. İkinci bir dogmanın, yani ruhun ölümsüzlüğünün yazılmasına lüzum görülmemiştir. Bunu doğal karşılamak lâzımdır. Çünki 1723'deki deis-min yerini 1815'de teismin alması bizleri kendi dinî inançlarımızla mükellef kılmaktadır ki, bu da zaten ruhun ölümsüzlüğü ile ters düşmemektedir. Yani ruhun ölümsüzlüğünü kabul etmek kendi dinî idrakımızla esasen gerçekleşmiş oluyor. Hiç münakaşasız herkesin kabul ettiği bir hususta, el yazması yasaların Anderson'dan yüzlerce yıl evvel Tanrıya inancın Masonluğun esasını teşkil ettiği ve bunun her şeyi önceden görmenin temel taşı olduğudur. Bu sebepten tek Tanrıya inanmak sadece Masonik bir landmark olmayıp, ayni zamanda Masonluğun tek dogmasıdır.


Kaynak: Mimar Sinan Dergisi / Sayı 75 / Raşid Temel
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
morals and dogma

Başlatan arteizm Sorular

2 Yanıt
9330 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 22, 2008, 10:53:00 ös
Gönderen: Genius Loci
0 Yanıt
5039 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 05, 2009, 12:06:37 öö
Gönderen: arte
32 Yanıt
18414 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 09, 2012, 01:29:34 ös
Gönderen: peacewings
2 Yanıt
3099 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 20, 2013, 03:39:35 ös
Gönderen: ceycet
8 Yanıt
4318 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 23, 2013, 07:32:49 öö
Gönderen: ceycet
7 Yanıt
4199 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 23, 2013, 08:00:32 ös
Gönderen: bymokurai
3 Yanıt
3128 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2013, 06:18:23 öö
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
3299 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2013, 04:04:15 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3226 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2013, 04:46:28 ös
Gönderen: ADAM
27 Yanıt
7902 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 16, 2014, 02:31:00 ös
Gönderen: sintra