Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsan Sevgisi  (Okunma sayısı 19239 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 03, 2009, 04:20:28 ös
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

İNSAN SEVGİSİ


“İnsan sevgisi bütün yasaların temelini oluşturur”

"Sevgi ısıtır"

"Bir insanı sevmekle başlayacak herşey..."


          Sevgi sözlük anlamıyla gönülden bağlanmayı sağlayan üstün duygu olarak tanımlanır. Fromm “sevgi bir başka insanın etkin bir biçimde içine girmektir. Sevgi kişinin kendi bütünlüğünü, bireyselliğini koruyarak gerçekleştirdiği birliktir” şeklinde sevgiyi tanımlar.

          Sevgi için kollarınızı kaparsanız kendiniz dışında tutacak hiçbir şey kalmadığını görürsünüz derken Buscaglia gerçekte sevginin yalnız kalmak demek olmadığını da söylemektedir. Sevgi; bir başka insana karşı duyulan sevgi; insan dışında, doğaya veya doğanın bir varlığına duyulan sevgi; bir tanrısal güce ya da doğaüstü olarak nitelenen bir varlığa duyulan sevgi; canlı olmayan kavramlara / nesnelere duyulan sevgi olarak çeşitlendirilebilir.

          Masonluk nura doğru bir yürüyüştür. Nur ise insanlık, zeka ve özgürlüğün sembolüdür. Nur bizi karanlıktan ayırır. Karanlık ise cehalet, batıl, korku, yanlış ve despotluktur. Masonlukta canlı olmayan nesnelere ya da para makam mevki gibi kavramlara duyulan sevginin hoş karşılanmadığı söylenebilir. Masonluğun temel öğretilerinden birisi gerçekte para, güç makam esaretinden kurtulmaya çalışmaktır.

          Masonluğun öğretmek istediği sevgi kendimiz dışındakine, insana ve topluma karşı duyulan sevgidir yani maddi değerlerin geride bırakılarak manevi değerlerin ön plana çıkartılmasını ister Masonluk. (Hukuku eğer insanların birbirleriyle ve toplumla ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu gücü ile desteklenmiş kurallar bütünü biçiminde tanımlarsak gerçekte hukukun da amacının insana barış, güvenlik ve özgürlük içinde yaşayabileceği bir ortamı sağlamak olduğunu görebiliriz)

          Sevgi, plazmadan geçen gök kuşağı renkleri gibi analiz edilebilir. Sevginin ve yardımın esasını meydana getiren bu renkler sabır, dinginlik, eli açıklık, egoist olmamak, iyi huy, samimiyet ve alçakgönüllülüktür. Ancak güçsüz durumda ilen alçak gönüllülük göstermek bir meziyet değildir. Ama zirvede iken, övülürken alçakgönüllü kalmak ender rastlanan bir meziyettir. Alçak gönüllülüğün başarılı olması için insanın kedine daha acımasız başkalarına ise daha bağışlayıcı olması lazımdır.

          Yine Buscaglia Sevgi ve özbenlik birdir ve bunlardan birinin keşfi ikisini birden sezinlemek olur demektedir. Bunu söylerken, insan sevgisini doğa kurallarıyla özdeşleştirmiş olmaktadır. İnsanlığı sevmek, insanı sevmekle; insanı sevmekse sevgiye sahip olmakla başlar. Sevebilmek için bilmek ve tanımak gereklidir. İçgüdülerden oluşan sevgi dogmalara bağlıdır oysa gerçek sevgi için bireyin sevgiyi de öğrenmesi kendini tanıması gerekir. Bu kendini tanıma / sevgiyi öğrenme aydınlanmasıyla ya da başka bilindik bir ifadeyle (yukarıdaki ifademe sadık kalmayı da güdüyorum) nura kavuşmasıyla, nura doğmasıyla başlayan sürece tekabül eder.  Başkalarını sevmek için insan kendini sevmek zorundadır. Kendini sevmek için de gerçek anlamda kendini bilmek mecburiyetindedir. Dolayısıyla sevgi içten dışa doğru yayılan bir nur gibidir.

          Masonik kurallar içerisinde yardımın önemi bir yeri vardır. Masonlar yalnız kendilerine değil, bütün insanlara yardım etmekle yükümlüdür. Yardım denince sadece para ve maddi imkanlarla yapılan yardımları düşünmemiz lazımdır. Aslında yardımın yerine sevgiyi de koyabiliriz. Gerçekte sevgi ile yardım iç içedir. Tanrı sevgisi, aile sevgisi, vatan sevgisi, özgürlük sevgisi olmayan yerde Masonluk da yoktur. Masonik çalışma sadece ve tam anlamıyla bir sevgi çalışmasıdır. Masonlukta nafakasını para, ekonomik güç ya da başka yönlerden arayanlar hayal kırıklığına uğrar. Masonların ücretleri birbirlerine ve insanlara karşı olan ilişkileriyle kazanılır ve ödenir. Sempati sempatiyi, şefkat şefkati, yardım yardımı getirir ve Masonların kazançları işte bunlardır.

          İşte bütün bunlar bizi sevgiye götürür ve yardım erdemliliğinin uygulamasına kolaylık getirir. Böylece biz daha iyi oluruz, başkaları daha iyi olur ve nihayetinde Dünya daha iyi olur.

          Fromm sevgi en iyi biçimde üreticilik eğilimini ortaya çıkarır demektedir. Yaşamı tümü ile seven kişi yaşam sürecine ve her alandaki gelişmeye ilgi duyar. İnsanları cansız nesnelermiş gibi şiddet kullanarak parçalayarak örgütsel kurallarla yöneterek değil sevgisiyle, aklıyla ve kendi kişiliğiyle etkilemek ve biçimlendirmek ister. Heyecan yerine yaşamdan yaşamın her türlü belirti ve görüntüsünden zevk alır diye devam eder.

          Bu tanım kendini en iyi “yalnız kendisi için değil aynı zamanda bütün insanlık için bir ülkü mabedi yapmaya çalışan” birisinde varlık bulur. Zaten aranılan da sevgiyi bulabilen, bulduğu sevgiyi kalbine yerleştirebilen ve sevgisini de başkalarıyla paylaşabilen kişidir.


.....
Yararlanılan Kaynaklar
Leo Buscaglio, Sevgi (e-kitap)
Eric Fromm, Sevgi ve Şiddetin Kaynağı.
M. Ö. Ayfer Ansiklopedik Mason Sözlüğü.
« Son Düzenleme: Ocak 13, 2010, 12:16:33 öö Gönderen: skullG »


Şubat 03, 2009, 11:17:08 ös
Yanıtla #1
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 353
  • Cinsiyet: Bay

Degerli skullG,

Paylasim icin ictenlikle tesekkur ediyorum kendi adima. Sevgi bu kadar guzel anlatilabilirdi. Ben de degerli Tamer Ayan Kardesimizden bir alinti ile yazinizi desteklemek istedim.


İnsanoğlu ‘seviyorum’ der durur, sevgi nedir diye sorulsa anlatamaz. İnsan için sevgi hep almaktır. Vermeye geldi mi orada duraklar, çünkü vermeyi hiç sevmez. Oysa onu yaradan Yüce Allah, onu sevgisinden yarattı. "Öyle sevdim ki, sevgimin tecellisini görmek içini yarattım" diyor. Yaratmadan önce düşünüyor. Yaratacağı kulun tekâmül edeceği dünyasını hazırlıyor. İnsanın emrine binlerce bitki ve hayvan veriyor.
 
İnsanoğlu dünyaya baktığında maddeyi görüyor. İlgi alanı olan madde, oysa Allah her yarattığında kendini ifade ediyor. Neye bakarsanız bakın adeta ben buradayım diyor. Hepsi mükemmel, ne eksik var ne fazlalık. Eksik olan sadece nefsinden ötürü insan...

Oysa öyle mi olmalıydı? Allah onu yaratırken çok sevmişti. Yarattıklarımın ‘en şereflisi’ demişti. Öyle sevmişti ki insanoğlunun gönlünde kendine yer edinmişti. Seviyordu, ondan ayrılması söz konusu değildi. "Size şah damarınızdan daha yakınım" diye buyurdu. Bıkmadan usanmadan rahmeti ile kucaklıyor, sevgisi ile sarıyor, merhameti ile koruyordu.

Bu kadar vericilik nedendir? Seviyordu ya, yetmez mi? İnansalar da inanmasalar da o vermeye devam ediyordu. Sabırla bekliyordu ‘gönül evi’nde, "Kulum bir gün kapıyı aralar, orada beni bulur, ilâhi sevgimle vuslat olur" diye…

Düşünelim; insan seviyorum diyor da, sevmesini bilmiyor. Her şeyin bir karşılığı olduğunu düşünüyor, hep almak istiyor. Karşılıksız vermeyi sevmiyor. Nefsinin sevmediğini insanoğlu da istemiyor çünkü nefsine kul olmuş. Nefs onu öyle sarmış ki, gönlünün sesini duymak, Hakk’a yönelmek zor gelir olmuş.

İnsanoğlu maddeye sahip oldukça böbürleniyor, gururlanıyor. Kendini bir yerlere koyamıyor, ‘ben yaptım’ diyor. Bilmiyor ki benliklerinin onun helakı olacağını, maddeye olan sevginin gerçek sevgi olmadığını; nefsinin istekleri olduğunun bilincinde midir?

“Gerçek sevgi, kendini unutup başkaları için yaşamayı, canı yansa da şükretmeyi, ona verilen her nimetin bir sahibi olduğunu, ona emanet verildiğini bilir” mi ki seviyorum diye böbürlenir.

Sevmek doğmaktır, maddeyi aşıp manada doğmaktır, benliklerini egolarını yenip manaya ulaşmaktır. Sevgi nimettir, sevgi Hakk’tır, sevgi Allah’tır. Sevgi maddesel değil manadır. Sevgi candan geçip canana ulaşmaktır. Sevgi denizinde yok olmak, ‘ölmeden ölmek’ tir.   

Gönülden gönüle yol bulup, Yüce Sevgi'ye ulaşanlardan olunuz.

Sevgi ve Saygilarimla,
Bakmak yetmez, gormek gerek...


Şubat 03, 2009, 11:34:11 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

çok güzel paylaşımlar,insanı sevmek,gerçek anlamda koşulsuzca,almadan vermeyi bilmek ve farkında olmak elindekilerin,yalnız kendisi için değil aynı zamanda bütün insanlık için bir ülkü mabedi yapmaya çalışmak... güzel paylaşımlarınız için teşekkürler


Şubat 04, 2009, 12:10:12 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 180
  • Cinsiyet: Bay

Hakk'ın 7 basamaklı merdivenini AKIL ile çıkar Hakk'ın Nur Işıktan kabısını gönülden gönüle olan SEVGİ ile açarız En Yüce Olan Manada. Sayın SkullG'ye bu güzel paylaşım için teşekkür ederim.


Şubat 04, 2009, 01:22:38 öö
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili SkullG

Akıl ve kalp birleşince ne güzelde sıralanıyor kelimeler..
Daha ne söylenebilir ki,  söylediklerinin üstüne...

Sevgi ve  saygılarımla
« Son Düzenleme: Şubat 04, 2009, 01:25:13 öö Gönderen: dogudan »


Şubat 04, 2009, 11:22:48 öö
Yanıtla #5
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Gönülden gönüle yol bulup, Yüce Sevgi'ye ulaşanlardan olunuz.

Sn. Dino, ben de size konuyu zenginleştirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Hepimizin temennisini en öz ve sade biçimiyle ifade etmişsiniz. Bize ancak öyle olmasını aşkla ve her an varlık bulan bir dileyişle dilemek düşüyor.

Sevgi ve Saygılarımla.


Şubat 04, 2009, 12:09:34 ös
Yanıtla #6
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 919
  • Cinsiyet: Bay

Bu değerli paylaşımı hazırlayan Sn.SkullG ye çok tesekkur ederim.
Sn.Dino'nun da açılımı daha da zengişleştirdi konuyu...
Bende aklımdaki bazı konuları Sorular halinde  görüşlerinize sunmak istiyorum.
1- Sevgi "Bencillik" harcından  çıkan bir duygu mudur sizce?
Bir insanı, hayvanı veya herhangi bir nesneyi sevmek oyle ya da böyle kişisel beklentilerimizle ilişkili olabilir mi?
2- Tanrının insanı yaratırken ki "sevgisi" ile biz fanilerin sevgisi arasında bir fark yok mudur? Bu manada ilahi ve beşeri sevgi diye iki farklı sevgiden bahsedilebilir mi?
3- Ulaşmamız gereken sevme duygusu 1.soruda belirttiğim "bencillik" esasına dayanan sevgiden ziyade "ilahi sevgi" mi olmalı? Buna erişmek mümkün mü? Tekamül böyle mi olur sizce?

"Aksak karıncaya yolda rastlayan bir arakdaşı
-Nereye böyle diye soruvermiş.
Aksak Karınca
-Hacca gidiyorum demiş...
"YAhu sen karıncasın birde aksak sın nasıl gidersin Hacca" demiş arkadaşı...
Aksak karınca da
-"Gidemesem de yolunda ölürüm demiş"

Saygılarımla
stilus absentis...


Şubat 04, 2009, 12:48:40 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Sayın Bra, forumdaki konular hep birbirimize açılım sağlayacak üslupla varsıllaşsa şahsım adına çok sevinirdim. Güncel-politik konularda gerekli, ancak insanı insan yapan kişiyi varsıllaştıran "konular" şüphesiz, bilim, sanat...

1-Sevginin bencil yanı vardır evet, alegorik yanı da denir, tahmin ettiğiniz üzere, bu sevgi türü, Leyla, Mecnun aşkında dile gelir, Mecnun'un aşkdan ışığa dönmesiyle bencillik kalkar. Zaten bu sevgi ile aşk  değil midir, birbirine karışan, zaten üçüncü soruda bu yanıta, ilahi sevgiye dönüşür. Şimdilik bir başlangıç olsun, bildiğimce bir girizgaha değindim, diğer arkadaşlar da umarım değinir, değindikçe daha fazla açılım elde edilir...

Sürçü lisan ettimse af ola.

Saygılarımla


Şubat 04, 2009, 07:17:44 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Bra,

Çok şeyin altında tatmin olma duygusu yatar. Mesela yardım yapan bunu rahatlamak veya gururlanmak  için yapıyorsa  görecelide olsa bencillikten bahsedilebilir.

Her insan farkında olsun veya olmasın arayış içindedir. Bundan 6-7 sene öncesine baktığımda sanat dahil değişik bir çok uğraşta aradım ne aradığımı bilmeden. Son zamanlar da bakıyorum da  aslında aradığım benmişim. Bu çok zor bir süreç ve insanın kendisiyle olan  hesaplaşması çok zaman alıyor.  Galiba sevgide bu hesaplaşmada önemli bir unsur.

-------
İlim ilim bilmektir, ilim; kendini bilmektir.
Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır
Okumaktan ma’ni ne kişi Hakk’ı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin ha bir kuru emektir.
--------
Gah eserim yeller gibi gah tozarım yollar gibi,
taşkın akan seller gibi gel gör beni aşk neyledi

Yunus Emre


1- Sevgi "Bencillik" harcından  çıkan bir duygu mudur sizce?
Bir insanı, hayvanı veya herhangi bir nesneyi sevmek oyle ya da böyle kişisel beklentilerimizle ilişkili olabilir mi?

Tanımladığımız sevgi beklentiler içeriyorsa evet ayrılabilir. Fakat kendimizden farklı gördüğümüz insanlarla aynı olduğumuzu,  farklılığımızın düşüncelerimizden ibaret olduğunuda görebiliyorsak ilahi veya kutsal bir sevgiden o zaman bahsedilebilir. Beklentisiz sevmeyi ancak ve ancak öğrenebiliriz, öğrendikçede hissedebiliriz. Yunus “ben ham idim aşk pişirdi”, “karayı aktan seçer oldum” der.

2- Tanrının insanı yaratırken ki "sevgisi" ile biz fanilerin sevgisi arasında bir fark yok mudur? Bu manada ilahi ve beşeri sevgi diye iki farklı sevgiden bahsedilebilir mi?


Erişmek mümkündür. Arınmak gerekir.

------
Gönül mü yeğ Kabe’mi yeğ eyit bana ey aklı eren
Gönül yeğdürür zira kim gönüldedir Dost durağı.
------
Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi işi
Dost’un evi gönüldendir gönüller yapmaya geldim.

Yunus Emre

3- Ulaşmamız gereken sevme duygusu 1.soruda belirttiğim "bencillik" esasına dayanan sevgiden ziyade "ilahi sevgi" mi olmalı? Buna erişmek mümkün mü? Tekamül böyle mi olur sizce
« Son Düzenleme: Şubat 04, 2009, 07:31:10 ös Gönderen: dogudan »


Mart 02, 2009, 02:37:17 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Bencillik ve birşeyler beklemek için,veren tarafta olmak gerekir;oysa,bence sevmek,almak demektir.Zaten onun için zordur.Almaya muktedir olmak;almak meziyet,eziyet,birikim gerektiriyor.Yoksa,vermek çok kolay.İnsan zorlayınca,isyanın sınırlarında kolayca verebilir veya vazgeçebilir,feda edebilir.Zor olan almak,alabilmek,alabilecek kadar temizlenebilmek,temiz kalabilmek,o temizliğe ölesiye tutunabilmek.Kısacası zor iş sevmek....
Ben"O"yum,"O"ben değil...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Bilgisayar Sevgisi

Başlatan Piyon Mizah

5 Yanıt
5708 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2008, 05:58:07 ös
Gönderen: Piyon
21 Yanıt
12797 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 30, 2013, 09:41:05 ös
Gönderen: blackfriairs
İslam'ın insan sevgisi

Başlatan Daemon « 1 2 3 4 » Islam

38 Yanıt
19681 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2008, 03:22:41 ös
Gönderen: shemuel
İnsan Ve Mutluluk Yemini

Başlatan kudüs prensi Insan

9 Yanıt
8268 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 01, 2009, 02:40:57 ös
Gönderen: kudüs prensi
1 Yanıt
9155 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2015, 10:05:41 ös
Gönderen: ali osman
0 Yanıt
3344 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2010, 09:07:29 öö
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
4708 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2016, 10:02:32 ös
Gönderen: NOSAM33
2 Yanıt
7498 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 05, 2011, 02:47:06 ös
Gönderen: Waldow
13 Yanıt
6414 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 19, 2013, 10:28:11 öö
Gönderen: Tij
28 Yanıt
12673 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2014, 10:35:45 öö
Gönderen: 38