Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: OBEDİYANSLAR VE RİTLER - 5  (Okunma sayısı 3087 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 06, 2009, 11:00:10 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Büyük Doğu Oluşumu


Bir büyük loca (grand lodge), kendisine bağlı olarak çalışan localar üzerinde hem yönetim hem de uygulanan ritüeller bakımından egemen bir örgüttür. Bir diğer deyişle, büyük loca, localarda uygulanacak olan ritüelleri, tüm localarda eş olmak üzere kendisi saptar. Kimi yerde eş olmayan ritüellerin uygulanmasına izin verdiği de görülmektedir ama ilke olarak tüm ritüellerin onayından geçmiş olması zorunludur.

O zaman, simgesel dereceleri de kendi yönetimi altında tutmayan ama bu derecelere de önem veren bir ritin egemen otoritesinin,  bir büyük loca ya da simgesel derecelerde çalışan bağımsız localarla ilişkisinin bulunması gerekir. Böyle bir durumda bu ilişkiyi umursamayan pek azdır.

Ancak, “localar ya da obediyans ile ritin yönetim organı arasındaki ilişki” dediysem, bunun ille de yazılı bir sözleşme biçiminde olması gerekmez. Salt iletişim boyutunda bile olabilir bu… Yeter ki, ritin egemen otoritesinin, kendi yönetimindeki yüksek derecelerinin ilkine alacağı yeni üyeler bakımından sağlam bir kaynağı olsun.

Neden?

Çünkü öyle olmazsa, ritin egemen yönetici organı, simgesel derecelerde çalışan locaları da kendi çatısı altına alarak yönetmek zorunda kalır. Buna sadece simgesel derecelerle hiç ilgilenmeyen bir rit gereksinme duymaz.

Bu gereksinme bir başka yöntemle giderilemez mi?... Herhangi bir yüksek derece otoritesi olmadan da veya olsa bile, tüm yönetim tek bir örgütün, bir obediyansın çatısı altında toplanamaz mı?

Kimilerine göre böyle bir şey olmaz; olamaz… Bu Masonluğun özüne, ilkelerine, düzen kurallarına kesinlikle aykırıdır.

Kimilerine göre zaten ötekisi yani özgür ve bağımsız çalışan localar da olamaz. Ne localar bir obediyansa bağlanmadan çalışabilir ne de kendine “yüksek derece otoritesi” diyen bir kuruluş simgesel dereceleri kanatları altına almaya yeltenebilir. Bu arada, Masonluktaki yüksek derecelerin geçerliliğini hepten yadsıyan, bunların sonradan uydurulmuş olup, “masonik” bir nitelik taşımadığını, Masonluğun sadece üç dereceden oluştuğunu ileri sürenler de var.

Kimileri de az önce ortaya koyduğum soruya şöyle bir yanıt veriyor: «Ben yaptım, oldu.»

Zaten daha sonra öncekiler de bir zamanlar “Olmaz!” dediklerini yaptı; o da oldu.

Masonlukta ne yazık ki böyle oyunlar da oynanıyor: «Ben yaparsam olur ama sen yapamazsın!»

Beriki yanıtlıyor: «Ne münasebet! Bu iş senin tekelin altında değil. Ben senin gibi özgürüm. Sana bağlı değilim. Ne istersem yaparım. Karışamazsın.»

18. yüzyılın ikinci yarı ortalarında Fransa’da, aslında bambaşka nedenlerle kurulmuş olan bir obediyans işte böyle bir eğilim benimseyip, “Grand Orient de France” adını aldı. Buna dilimizde “Fransa Büyük Doğusu” deniyor. Ancak buradaki “orient” sözcüğünün bir diğer anlamı da “ortaklık”. Eskiden Türk masonik yazınında “granoryan” diye dönüştürme bir terim de kullanılmış. Ondan önce kullanılmış olan “maşrık” sözcüğü ise aslında belki daha doğru; hem “doğu” sözcüğünün karşılığı oluyor hem bir müşterekliği yansıtıyor.

Ancak madem bugün “büyük doğu” sözcüğü benimseniyor; ben de ona bağlı kalacağım. Şöyle ki; bir büyük locanın localardan oluşmasına karşılık bir büyük doğunun her birine “doğu” denilen birimlerden oluştuğu sanılmasın sakın.

Fransa Büyük Doğusu adlı bu yeni obediyansın benimsediği örgütsel ilke özetle şöyleydi: “Loca ve diğer birimlerde farklı ritüeller uygulanabilir. Örgütün çatısı altında farklı ritler yer alabilir. Ancak bunların tümü büyük doğunun yetkili organınca onaylanmış olmalıdır.”

Bu bağlamda da ortaya iki seçenek çıkar.

1- Bu çatı altına girecek olan bir ritin tüm dereceleri obediyansın denetimi altındadır.

2- Bu derecelerden bazıları öyledir ama ritin egemen otoritesi obediyansın denetimi altına girmez ve derecelerinden bir bölümünü (elbette en yüksek olanlarını) kendi yönetimi altında tutar.

Sonradan buna bir başka olgu daha eklendi… Şu oluşturulmuş bir dolu rit arasında simgesel dereceleri de doğrudan kendi yönetim ve denetimi altında tutanlardan bazıları, o derecelerin kapsamını da kendilerine göre değiştirmişti.

Böylece, simgesel derecelerde de birbirine benzerlikler kadar benzersizlikler de oluşmuş, Masonluktaki rit kavramı yer yer simgesel derecelere de indirgenmişti.

Sonrasında ortaya bir başka olgu daha çıktı… Birtakım mason ritlerinin egemen ve otoriter yönetici organları varlıklarını koruyamadı. Şu ya da bu nedenle çalışmalarını sürdüremeyip ortadan kalktılar. Fakat bu arada derecelerinden bir bölümünü, en azından simgesel dereceler olarak anılan ilk üç dereceyi büyük doğunun çatısı altına yerleştirmişlerdi. Kendileri yok olmuş ama ritüeli farklı dereceleri orada kalmıştı.

Bütün bunlar başta Fransa olmak üzere Kıta Avrupası’nda olup bitenler… Peki bu arada geride bıraktığımız İngiltere’de neler oluyor acaba?

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
12616 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2015, 03:55:57 öö
Gönderen: Risus
0 Yanıt
3448 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 03, 2009, 10:19:39 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3156 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 05, 2009, 07:11:39 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3995 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2012, 08:28:17 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
4439 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2012, 09:18:02 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
3373 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2010, 08:43:43 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3910 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 02, 2010, 08:30:34 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
4209 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 28, 2015, 04:55:24 ös
Gönderen: İNSAN
7 Yanıt
3992 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 23, 2015, 12:18:37 öö
Gönderen: BULGARIA