Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 12 Eylul  (Okunma sayısı 17867 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 19, 2007, 09:51:31 öö
  • Ziyaretçi

Yorum yapmadan yazmaya calisacam... bakalim basabilecekmiyim... cunku bu konuda aslinda cok doluyum...

Boyle basladi 12 Eylul





12 Eylül Darbesi veya 1980 Darbesi, Türkiye'de, Türk Silahlı Kuvvetleri'in 12 Eylül 1980 günü emir komuta zinciri içinde gerçekleştirdiği askeri müdahale.

27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi.

Bu müdahale ile Süleyman Demirel'in Başbakan'ı olduğu hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, 1970 sonrasında değiştirilen 1960 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı bir baskı dönemi başladı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren ve Kuvvet Komutanları tarafından oluşturulan askeri cunta Milli Güvenlik Konseyi adı altında 1983 genel seçimine kadar Türkiye'ye ilişkin tüm kritik kararları aldı.

Darbe ardından geçen 3 yıl içerisinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi ve cuntanın belirlediği Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, 1982 yılındaki halk oylamasında, yüzde 92'lik "Evet" oyu ile büyük farkla kabul edildi. Halk oylamasında 'Hayır' oyu kullananları sandık başında baskı altında tutmak için rengi dışardan görünen oy pusulaları kullandırıldığı iddia edildi ama bu, Anayasa'nın çok büyük çoğunlukla kabul edilmesini açıklayan tek neden değildi. Anayasa'nın kabulünün bir başka önemli etkeni olarak, ihtilal öncesi iç savaş ortamı nedeni ile vatandaşların kendi hayatlarından endişe etmesi de ifade edilir.[1]

12 Eylül 1980 darbesi, Türkiye'de halkın önemli bölümü tarafından, siyasi ve ekonomik sorunların hiçbirine çözüm bulamayan iflas etmiş parlamenter rejimin 'haklı' alternatifi olarak görüldü. Bu nedenle, darbeye bir direniş olmadığı gibi, büyük çoğunluk, darbe liderlerini, ülkenin yeni liderleri olarak kısa sürede benimsedi.

Aynı halk oylamasında, Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi. Kabul edilen Anayasa'da, cunta üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde, seçimlerle iktidara gelen hiçbir hükümet tarafından kaldırılmadı ve 12 Eylül liderlerinin dokunulmazlığı sürdü.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin birçok tur ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şerîat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği yürüyüş gösterildi.

Ülkede tırmandırılan sağ - sol ve alevi - sünni gerginliği bireysel ve kitlesel siyasi cinayetleri besledi. 12 Eylül 1980 öncesinde sağ ve sol siyasi hareketin önde gelen temsilcileri cinayetlere kurban gitti. Doç. Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, Gün Sazak, Nihat Erim ve tanınmış birçok kişi sağ ve sol gruplara mensup militanlar tarafından öldürüldü. Darbe öncesinde siyasi cinayetlerin sayısı her gün 30'a yaklaşıyordu.

12 Eylül 1980'e gelindiğinde 19 ilde sıkıyönetim uygulanıyordu.

Ülkede, yönetemeyen hükûmet, karar alamayan Meclis ve ardı arkası kesilmeyen siyasi cinayetlerin yol açtığı yılgınlık havası, 12 Eylül öncesi dönemin son Başbakanı Süleyman Demirel'in "70 sente muhtacız" sözü ile özetlenen işsizlik, kıtlık ve işyeri anlaşmazlıkları ile yoğunlaştı.

Darbe ardından, siyasi cinayetlerin çok kısa sürede sona ermesi, güvenlik güçlerinin şiddet eylemlerini darbe öncesinde neden önlemediği / önleyemediği sorularını da beraberinde getirdi. Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin darbeden haberdar olduğu ve darbe gecesi Başkan Jimmy Carter'a "bizim çocuklar işi bitirdi" anlamında bir mesajın, bir toplantının ortasında iletildiğinin anlaşılması, 12 Eylül'de ABD'nin rolü konusunu da tartışmalara açtı.

Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusu'nda başlatılan ayrılıkçı silahlı hareket, 12 Eylül yönetiminin getirdiği Kürtçe konuşma yasağı ile güçlendirildi ve gerekçelendirildi. Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere bölge cezaevlerindeki kötü muamele, 1983 seçimlerinden sonra yoğunlaşacak Kürdistan İşçi Partisi (PKK) adına terör eylemlerini gerçekleştirenlerin gerekçelerinden biri oldu. Bu cezaevlerinde tutulan PKK militanlarının önemli bölümü, daha sonra, PKK yöneticileri arasında yer aldı.

12 Eylül 1980 ardından partiler lağvedildi, parti liderleri önce askeri üslerde gözetim altında tutuldu, ardından yargılandı. Bu durum, siyasi partilerin sürekliliği konusunda tarihsel sorunlar yaşayan Türkiye'de siyasi temsilin demokratikleşmesi önünde yeni bir engel oluşturdu, siyasi gelenekler geçici de olsa alt-üst edildi.

6 Kasım 1983 genel seçimine, kapatılan eski siyasi partilerin hiçbiri katılamadı; 1982 yılında hazırlattığı Anayasa'yı onaylayarak cuntayı destekleyen seçmen, cuntanın işaret ettiği emekli Orgeneral Turgut Sunalp liderliğindeki Milliyetçi Demokrasi Partisi yerine Turgut Özal liderliğindeki Anavatan Partisi'ni Türkiye'yi yönetmek üzere seçti. Daha sonra, siyasi yasakların kalkması ile eski liderler ve eski kadrolar, yeni partiler ile seçimlere katıldı.

1983 yılındaki genel seçimde Turgut Özal'ın Başbakan olması ile Türkiye ekonomisinin küresel entegrasyonu başladı. Bu anlamda, tasarlamadan da olsa, 12 Eylül cuntası, içe dönük kapalı bir ekonomiye sahip olan Türkiye'yi olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile küresel ekonominin bir parçası haline getiren gelişmeleri tetikledi.

İlk kez Mehmet Ali Birand'ın 12 Eylül Saat:04.00 (1984) adlı kitabında ortaya atılan, 12 Eylül Darbesi sırasında dönemin ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Türkiye Masası Sorumlusu Paul Henze'in askeri müdahaleyi haber alırken haberi ulaştıran diplomatın your boys have done it -- seninkiler yaptı/bizim çocuklar işi bitirdi - anlamındaki konuşması, 12 Eylül Darbesi içinde ABD'nin rolü konusunda tartışmalara neden olmuştur. Henze'den sonra Ankara’daki çocuklar başardı şeklindeki mesaj Başkan Jimmy Carter’a iletilmiştir. Paul Henze 2003 yılında bir Türk gazetesine verdiği demeçte Bizim çocuklar işi başardı sözlerinin Mehmet Ali Birand'ın uydurması olduğunu belirtmiş, ancak kısa bir süre sonra Birand 1997'de Henze ile yaptığı görüşmenin sesli ve görüntülü kayıtlarını yayınlayarak Henze'i yalanlamıştır.

16 Eylül 1980... Devlet Başkanı Kenan Evren, 12 Eylül'den sonraki ilk basın toplantısını 16 Eylül'de düzenledi.







Ve Bence konunun en onemli kismi... Burayi iyi okuyun...


12 Eylül'ün sonuçları

650.000 kişi göz altına alındı.   <<<< 650 BIN KISI  :o  :o  :o Dalgami geciyorsun??? 3 Gun icinde hemde...
1 milyon 683 bin kişi fişlendi. <<<< Neredeyse sokakta sabikasiz insan kalmamis. Kendi halkindan bu kadar cok kisiyi bir kerede sabikaliyan bir ulke (yada o ulkenin askeriyesi diyim) sizce dunya tarafindan nasil gorunur? ne kadar onaylanir? bu yaptiklari...



Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.  <<<< Hakimler ne hale gelmistir yazik... Memur maasiyla, gunde 50 davaya bakmislardir herhalde.... oyle bir calisma ortaminda, o hakimin verecegi karar ne kadar adil olabilir sizce?

7 bin kişi için idam cezası istendi.  <<<< cok merak ediyorum bu 7 bin kisinin hepsi suclumuydu? Bunlarin arasinda doktorlar, muhendisler, ogretmenler ve ulkeyi kalkindiracak en onemli aydinlar yokmuydu? ne oldu o adamlara?  ne hale geldiler allah bilir... biliyorum idam kararlarinin bircogu uygulanmadi ama idam karariyla yargilanan bir doktordan, muhendisten, yada ogretmenden daha ne kadar vatan sevgisi veya vatanina baglilik bekleyebilirsin ki? Aslinda o savcilarida anlamak gerek. adamlar nasil bir psikolojiye girmislerse artik, onune geleni "Asin Kurtulalim" mantigi ile yargilamislar

517 kişiye idam cezası verildi.
Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).
İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi. <<<< Ne diyimki, cok soylenecek sey var ama ne yazikki bu darbe hepinizin konusma tarzini degistirdigi gibi, benim gibileride susturdu. en fazla bu kadar susabiliyorum. yani bu aslinda susmus halim :D

71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.  <<<< Turkiyede eger bu kadar orgut uyesi varsa, o ulke coktan bitmistir zaten.

388 bin kişiye pasaport verilmedi. <<< ben burdan su anlami cikariyorum tamamen. herkesi bir kapali odaya koymuslar (ki orasi turkiye) iceriyede elleri silahli askerleri koymuslar, bide tanklari,,, adamlari mahvediyolar... Neden? Siz kendi kendinizi yonetemediniz diye... Demokrasiyi uygulayamadiniz. Biz uygulayacaz diyolar ve bunu silahla yapiyorlar... kacma sansin da yok.

30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.  <<<< Nedene bak Sakincali olmak dusunebiliyormusun yarin patronun geliyor diyoki "Sen sakincalisin. seni attim" baska hicbir neden gosterilmiyor. Peki bu kisilerin sakincaliligina kim karar veriyor? Asker. Askerin sakincali gordugu kisinin calisip karnini bile doyurmaya hakki yok yani. dogrumu?

14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. <<<< bak bu konuda cok bi yorum yapmiyacam cunku eminimki o kisiler vatandasliktan atildiklari icin sevinclilerdir. turkiyede o durumu yasamaktan yada idamla yargilanmaktansa, almanyada isci falan olmuslardir diye tahmin ediyorum.

30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. <<<< 30 binde boyle kaybedildi. hani bazen derler ya "Dunyanin her yerinde turke rastlamak mumkun" bunun nedeni belli oluyor. Millet ya ulkeden kaciyor (Basarabilirse) yada atiliyor. 30 bin kisi bir anda kacarmi bir ulkeden yaa...

300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü. <<<< :D kuskulu bir sekilde. yani? hersey olmus olabilir. ne faili var ne nedeni. yazik diyorum daha ne diyim.

171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi. <<< iste bu cok kotu birsey. bu iskenceyi kim yapti peki? hapiste olmayan kac kisi vardiki? hapiste olmayanlar asker polis yada memurlardi. demekki iskenci bunlardan biri tarafindan yapildi. 171 kisiyi iskence ile oldurmek o kadar buyuk bir suc ve olaydirki. buna isterseniz insanlik sucu diyin , isterseniz katliam, isterseniz esir etmek. ama bana gore cok buyuk utanc. hemde cokkk buyuk.



937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı. <<<< Sanatta kaynamis arada. hapse sadece insanlari atmamislar anlasilan. sanatta atilmis. bilim gibi, din gibi, kultur gibi... kesin iskencede gormuslerdir.


23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. <<<< dernek diye bisi kalmamistir herhalde bundan sonra. Hayret Masonlara nasil birsey olmamis?

3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
31 gazeteci cezaevine girdi.
300 gazeteci saldırıya uğradı.
3 gazeteci silahla öldürüldü.


Gazeteler 300 gün yayın yapamadı. <<< iletisim ve haberde sifira dusmus. ulke ne hale gelmis dusunun artik.

13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.

144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
14 kişi açlık grevinde öldü.
16 kişi kaçarken vuruldu.
95 kişi çatışmada öldü.
73 kişiye doğal ölüm raporu verildi. <<<<< bak bu cok komik iste... 73 kiside dogal olarak mi oldu? Hepsi ayni minubustemiydi bunlarin?

43 kişinin intihar ettiği bildirildi.




Ya biliyorum gene kendimi tutamadim biton yorumlar yaptim  -ki icimi komple dokebilmis degilim- umarim hakaret yada kuralalri asan bisi dememisimdir. elimden geldigince kibar, sakin ve saldirmadan yazdim. sorunu olan varsa, bana degil konuya yonelik yazsin. dikkat ederseniz yazdiklarimin cogu soru zaten.

Bilgilerin kaynagi wikipedia dir.
 Benim yorumlarim haric tabi. Bazi resimlerde internetteki diger sitelerden ve gazetelerden alinmistir.
« Son Düzenleme: Ağustos 13, 2010, 05:57:31 ös Gönderen: MASON »


Mayıs 19, 2007, 10:48:50 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

sunuda ekliyim. karakter olarak ve konusma tarzi oalrak kenan evreni cok severim. acaip babacan biri gibi. ozellikle 12 eylul belgeselindeki halleri falan benim cok sempatimi kazandi.

ama kendisinin yonetimi ve ulkeye yaptiklari hakkinda bisi demiyorum. onlar ap ayri.

kisiligi iyi birisi ama.

yani soyle diyim. kenan evrenle arkadas olmak isterim. ama asla ayni is yerinde calismak istemem.


Eylül 03, 2008, 02:31:56 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

"12 Eylül'ü devlet yargı önüne getiremedi. Bu fiilin sanıkları, bu fiilin işlendiği günün yıldönümünde vicdan mahkemesinde yargılanıyor...
12 Eylül Vicdan Mahkemesi 12 Eylül Cuma günü görülecek dava için tüm sanık ve tanıklara yönelik açık "celp" çıkardı. Sanıklar: Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Konseyi Başkanı, Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Milli Güvenlik Konseyi Üyeleri: Sedat Celasun, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer. Tanıklar: T.C. Yurttaşları, Davanın görüleceği tarih: 12 Eylül 2008 Cuma, Saat:14.00, Mahkeme Salonu: Bilgi Üniversitesi - Dolapdere Yerleşkesi, İstanbul.

Darbeye karşı 70 milyon adım" girişiminin açıklaması şöyle:

"1960 yılında üniversiteler ve medyanın da yardımıyla cesaretini toplayan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) siyasete ağır bir darbe indirdi. Halkın yarısının oylarıyla seçtiği başbakanı dahi asabilecek gücü olduğunu böylelikle keşfetmiş olan subaylar, müdahalelerinin her 10 yılda bir olacağının sinyalini ise 71 Muhtırasıyla göstermiş oldu. Muhtıra Deniz Gezmişlerin asılacağı iklimi yarattı. Üçüncü darbe de tam beklendiği zamanda gerçekleşti. 12 Eylül 1980 darbesi sonucunda binlerce kişi işkenceden geçirildi, yurtdışına göç etmek zorunda kaldı. 12 Eylül rejimi kendi anayasasını da yaptı. 1982 anayasası askeri vesayeti kurumsallaştırdı, sürekli darbe düzenine geçildi. Bunun sonuncunda 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007'de yine 10 yıllık aralarla iki muhtıra daha verildi. 2003-2004 yıllarında "Sarıkız", "Ayışığı" ve "Eldiven" adında üç darbe girişimi planı olduğu ortaya çıktı. Askeri vesayet rejiminin sürmesi için kurulan Ergenekon örgütünün kanlı ve karanlık hikâyesiyle daha yeni yeni yüzleşmekteyiz.

"12 EYLÜL 1980 DARBESİ

12 Eylül'ün üzerinden 28 yıl geçti. 28 yıldır Türkiye 12 Eylül'ün gölgesi altında yaşıyor. Darbeyi yapan askerler, onlara yardım eden bürokratlar, yargı mensupları, öğretim görevlileri, gazeteciler 'itibarlarını' koruyarak hayatlarına devam etmekteler. 12 Eylül'ün bedelini ödeyenlerin bir kısmı hayatta değil, bir kısmı yurtdışında sürgünde.
650 bin kişi göz altına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 bin kişi için idam cezası istendi, 517 kişiye idam cezası verildi, haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı, idamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi, 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı, 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı, 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı, 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti, 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi, 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı, 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu, 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi, 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi, gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

Darbenin anayasası ise her gün hepimize 12 Eylül'ü hatırlatıyor. Türkiye 12 Eylül'ü henüz mahkeme önüne getirmeyi başaramadı. 12 Eylül'ü yaratan zihniyet ve 12 Eylül'ün artıklarından bir kısmı ise Ergenekon davasında mahkeme önüne çıkacak. JİTEM adı verilen yasadışı komplo ve cinayet örgütünün somut izlerini yeni yeni yakaladık.

Mahkemeler devlet değil, halk adına karar verirler. 12 Eylül'ü devlet yargı önüne getiremedi.
Bu fiilin sanıkları bu fiilin işlendiği günün yıldönümünde vicdan mahkemesinde yargılanıyor. Yukarıda özetle dile getirilen suçun işlendiğini tanıklık eden herkes mahkeme salonunda olmak zorundadır.
12 Eylül yargılanmalıdır.


Aralık 17, 2008, 11:43:00 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Darbeler, milletleri savastan cikmis bir duruma dusurur. Turkiyenin 80-90 yillik tarihinde (benim bildigim) 3 tane darbe oldu. 90 yilda 3 darbe demek, Kuba`dan bile beter demek. Bu ulkenin hala nasil gelismesini bekleyebiliyorsunuz?


Ocak 10, 2011, 10:35:12 öö
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 125
  • Cinsiyet: Bay

12 eylul kahramanlarini basda sayin Kenan Evren olmakla sevgi ve saygiyla selamliyor rahmetli olan kuvvet komutanlarimi minnetle aniyorum.
Siviller hep demokrasiden bahs eder darbeyi lanetlerler.Birde darbeye asker gozuyle baksalar 12 eylulun ne kadar gerekli  ve yararli oldugunu anlarlar.
 Siviller ordunun sadece savasda ulkeye lazim oldugunu dusunuyorlar.Baska zamanlarda ordu kislada oturmali hic bir seye karismamali sadece askeri egitimle ilgilenmelidir.Hayir efendim.Turk Silahli kuvvetlerinin asil gorevi ulkeyi ic ve dis tehlikelerden korumaktir.Bir grup burokrat  demokrasi deye bir ideoloji atmis ortaya  halki somuruyor, luks hayat yasiyorlar, istedikleri gibi rusvet aliyorlar.
Ozerklik. ana dilde egitim, iki bayrak, halicde yasayan simonlar, onemli devlet kurumlarindaki cemaat yapilanmasi hepsi bu gunku demokrasinin urunudur.
Turkiye simdiye kadar parcalanmamissa bunu TSK-ya borcludur.Sivillere kalirsa bu guzelim memleketim coktan parcalanmisdir.Turkiyede demokrasi en cok oldugu  bu gunku  durumu Sovyetler birliginin Stalin donemini hatirlatiyor.
Sovyetler birliginde kim Staline veya Komunist partisine karsi cikiyordusa vatana ihanetle suclaniyordu.Ya Sibiryaya surgune gonderiliyor yada kursuna diziliyordu.
Turkiyede Basbakan Erdogana veya AKP ye kim karsi cikiyorsa Ergenekoncu kimligiyle yargilanib Silivri ceza evine gonderiliyor.
Stalin doneminde Sovyetler birliginde KGB butun halki  izleyib-dinliyordu.
Turkiyede butun halk Telekominikasyon Iletisim baskanligi tarafindan dinleniyor.
Stalin darbeden cok korkuyordu.
Stalin doneminde Sovyetler birliginde darbe iddiasiyla o kadar general,amiral, subay, astsubay  yargilanmisdir ki, ikinci dunya harbinde sovyetler birliginde orduya komuta edecek komutan bulamiyorlardi.
Turkiyede  sayin Erdogan ve AKP hukumeti darbeden korktugu icin sozde TSK-ya goz dagi vermek dusuncesiyle iktidara geldigi gunden hep TSK-la ugrasiyor, camur atiyor,halkin gozunde  kucuk dusurmeye calisiyor.
AKP iktidara geldigi gunden onlarca darbe iddiasi ortaya atmis 100-lerce general,amiral,subay,astsubayi yargiliyor.
AKP hukumeti dini kullaniyor.Dini  azami derecede kullaniyor, halkin gozunden perde gibi asib arkasinda istediklerini yapiyor.
Sayin Hanefi Avci kitabinda bunlari desifre etdigi icin kalemi kirildi.Hemen bir polis mudurunu teror orgutune uye yapdilar ve iceriye atdilar.
Demokrasi dediginiz isde budur.Butun bunlar demokrasinin urunudur.
TSK halkin ozudur.TSK-da gorev yapan her kes halkin bagrindan cikmisdir.TSK-ya karsi cikan her kes HALICDE YASAYAN SIMONDUR.
1283 - leriz biz.


Ocak 11, 2011, 05:24:09 ös
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 647
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Eser, bence haliçde yaşayanlar kitabı bu iktidarın bi düzmecesidir.
Ayrıca, 12 eylül tarbesini yapanlara amerika "our boys" demiştir. Neyi savunuyorsunuz?

12 Eylül darbesiyle sol kesime ağır bir darbe vurulmuştur, kaldı ki önceki dönemlerde de hep solcular hedefti.

amerikanın çocuğu olan kenan evreni mi bize anlatıyorsunuz?
Yoksa konu başka bişeymi?

Hadi hepsini geçtim, avatarınızdaki bayrak nereye ait?

Saygılarımla...
Bir yere ait olmayı hiç istemedim. Ya kendim olurum yada başkalarının arkamdan övgüleri ile ölmüş olurum.


Ocak 14, 2011, 03:41:05 ös
Yanıtla #6
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 125
  • Cinsiyet: Bay

Sayin Prometheus,
Bayragim Azerbaycan bayragidir.Milliyetim azeri turkudur.
Sol kesim  yalnis anlamiyorumsa  komunizm ve ya komunizmi destekleyenlerdir.Biz Azerbaycan olarak 70 yil komunizmin isgali altinda yasadik.Komunizmi en iyi biz biliyoruz. Azerbayn 1918 yilinda Enver Pasanin yardimlari ve Nuri Pasanin komutasindaki Kafkaz islam ordusunun sayesinde bagimsizligina kavustu.Azerbaycandan butun bolsevik rus ve ermeniler kovuldu.Mondoros mutarekesinden sonra Osmanli imperiyasi Azerbaycandan ordularini cekmek zorunda kaldi.Ne yazik Azerbaycanin bagimsizligi 23 ay surdu. Rusiyanin 11-ci kizil ordusu 1920 yilinda Azerbaycani tekrar isgal etdi.
Azerbaycan isgal edildikten sonra Hazar denizindeki Nargin adasinda Azerbaycan ordusunun 14 generalini, 65 albayini, 395 subayini ruslar bir gunde kursuna dizdiler.
Sonraki yillarda Stalin ve komunist partisi tarafindan Azerbaycanda etnik temizleme baslatildi.Azerbaycanda sairler, yazicilar, gazeteciler, profesorler, aydin insanlarin hepsi kursuna dizildi.Yaklasik yuz bin insan.
Bu donem Azerbaycanda represiya donemi gibi aniliyor, yani Azerbaycanin en kanli donemi.
Azerbaycan SSCB-nin 15 cumhuriyyetinden biri oldu.
O donemde Azerbaycanin KGB-baskani ermeni asilli Yemilyanovdu.Yemilyanovun babasi Kafkaz Islam Ordusu tarafindan savasda oldurulmusdu.1953 yilinda Stalin oldukten sonra bu olaylarin hepsi aciga cikdi.Yemilyanov ve ekibi tutuklandi.Mahkemede Yemilyanovun Ermenistandaki annesine gonderdigi bir mektub okundu.(Yemilyanovun dilinden ; anne merak etme babamin ocunu turklerden aldim.Babamin saclarinin sayi kadar turk oldurdum.)
Insanlar geceyken evinden goz altina alinib goturuluyorlardu ve kimse nereye gitdigini bilmiyordu.
Yalniz Stalin oldukten sonra yuz binlerce insanlarin ailesine Devlet tarafindan ozur mektublari gonderildi.(Lutfen kusura bakmayin sizin babaniz veya abiniz, anneniz sucsuz yere 1937 yilinda kursuna dizilmissdir.) Ne kadar vahim bir durum.Yuz bin insanin hayati bir ozurle hall olundu.
SSCB-nin doneminde kimse hic bir konuda sesini cikaramazdi.Sesini cikaran faili mechul bir sekilde oldurulurdu.
Komunizm dediginiz iste budur.Ruslar ve Rusiya hicbir zaman kendilerine dost veya muttefik aramazlar.Onlar hep somurge ararlar.Hangi ulkeyle dostluk veya muttefiklik kurmuslarsada o ulkede ordularini yerlesdirmis ve o ulkeyi istila etmislerdir.Azerbaycan 70 yil kendi kaynaklarini kullanamamis Rusiya kullanmisdir.Azerbaycan topraklari Komunistler tarafindan parcalanmis Ermenistana verilmis, Nahcivanla Azerbaycan arasinda Ermenistan yerlestirilmistir.
Ruslar hep Azerbaycanla Turkiyenin birlesmesinden korktugu icin her iki kardes ulkenin arasinda bir Ermeni devleti yaratarak arada tampon bolge yaratmislar.Komunizmin ve ya Rusiyanin Azerbaycana yaptiklarini ben 70 yil yazsam anca biter.
Dogrudur Turkiye de Natonun yani Amerkanin yaninda yer aldi ama en azindan bagimsizligini kaybetmedi.12 eylul olmasaydi belkide Turkiyede Bulgaristan gibi SSCB-nin 17 -ci cumhuriyyeti olacakdi.Siz daha komunizmin ne kadar zehirli bir ideoloji oldugunu tam bilmiyorsunuz.
12 eylul Turkiyeye kaybetdirdigi kadar da kazandirdi.
Kenan Evrene Amerika ''our boys'' soylemis ola bilir. O zamanlar Amerika da istemiyordu Turkiyenin SSCB-nin yaninda yer almasini.Turkiye o zamanlar Amerikanin ve Natonun orta doguda ve SSCB karsisindaki en guclu  muttefikiydi.  Amerikan baskani oyle soyledigi diye  Kenan Evreni  Amerikan casusu yapmagi dogru bulmuyorum.Turkiyede basin iyi bir laf ezberlemisdir.Ordu darbeden once darbeyi yapmak icin onemli bir zemin hazirlar.Yok  oyle bir sey kardesim.12 eylul oncesi olan olaylarin TSK - la hic bir ilgisi yok. Siviller devleti idare edemezler.Ulkede kaos  almis basini gidiyor, devletin otoritesi kaybolmus, ordu da darbe yapinca hemen bagirmaga baslarlar neden darbe yapildi.
BEN ORDUNUN DARBEYE ZEMIN HAZIRLADIGINI AKP IKTIDARA GELDIKTEN SONRA AKP YANLISI MEDYA TARAFINDAN DUYDUM VE SON YILLARDA DA TURKIYEDE BU CUMLE COK KULLANILMAYA BASLANDI.
Erbakani  Liviyada Kaddafi cadirindan kovarken Erbakan bir Turkiye cumhuriyyeti basbakani oldugunu unutmusmuydu.Oyle lidermi olur oyle basbakanmi olur?Turkiyenin kayb olan prestiji nasil olacakti.Sonra 28 subat neden yapildi diyorlar.
Ben Turkiye Kara Harp Okulu mezunuyum.TSK-da bes yil egitim-ogretim gordum,bir sene subay gibi Kibrista gorev yaptim.Harbiyede bizlere en guclu asi vatan sevgisi asilandi.TSK ve harbiye bana anam kadar azizdir.Gurur duyuyorm Ataturkun, Fevzi Cakmagin, Ismet Inonunun, Cevdet Sunayin, Kenan Evrenin, I.Hakki Karadayinin, Huseyin Kivrikoglunun, Yasar Buyukanitin, Ilker Basbugun, Isik Kosanerin mezun oldugu bir okuldundan mezun oldugum icin.Harbiye Turkiye icin her zaman iyi asker ve  devlet adamlari yetisdirmege devam edecekdir..
Saygilarla

1283 - leriz biz.


Eylül 12, 2011, 10:51:30 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Bu gün 12.Eylül
Askeri fasist darbenin yildönümü

650 bin kişi gözaltına alındı ve 90 güne varan gözaltı sürelerinde ağır işkence gördü,
* 1 milyon 683 bin kişi fişlendi,
* Açılan 210 bin davada 230 bin kişi Sıkıyönetim Mahkemeleri’nde yargılandı,
* 7 bin kişi için idam cezası istendi,
* 517 kişiye idam cezası verildi,
* 124 kişinin idam cezası Askeri Yargıtay tarafından onaylandı,
* Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1 ASALA militanı),
* İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi,
* 71.500 kişi Türk Ceza Kanunu'nun 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı,
* 98.404 kişi “örgüt üyesi olmak” suçlamalarından yargılandı,
* 388 bin kişiye pasaport verilmedi,
* 30 bin kişi “sakıncalı” olduğu için işten atıldı,
* 18.525 kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı,
* 14 bin kişi “yurttaşlık”tan çıkarıldı,
* 30 bin kişi “mülteci” olarak yurtdışına gitti,
* 366 kişi “kuşkulu bir şekilde” öldü,
* 644 cezaevindeki toplam hükümlü ve tutuklu sayısı 52 bin kişi,
* Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi,
* 171 kişinin “işkenceden öldüğü” belgelendi,
* 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü,
* 14 kişi açlık grevinde öldü,
* 16 kişi “kaçarken” vuruldu,
* 95 kişi “çatışmada” öldü,
* 73 kişiye “doğal ölüm raporu” verildi,
* 43 kişinin “intihar ettiği” bildirildi,
* 937 film “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı,
* 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu,
* 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi,
* 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi,
* Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi,
* 31 gazeteci cezaevine girdi,
* 300 gazeteci saldırıya uğradı,
* 3 gazeteci silahla öldürüldü,
* Gazeteler 300 gün yayın yapamadı,
* 13 büyük gazete için 303 dava açıldı,
* 39 ton gazete ve dergi imha edildi,
* Bilim ve Sosyalizm yayınlarına bir yargı kararı olmadan sadece Sıkıyönetim Komutanının emri ile el konuldu ve 133.607 adet kitap imha edildi,
* Darbenin ilk altı ayında 123; dokuz ayında 175, 1981 yılının sonunda tam 268 yasa çıkarıldı.

Ve 12.Eylül fasizmi AKP"ile devam ediyor, cünkü o gün darbeci generallerin attigi tohumlar bugün iktidardalar


Eylül 12, 2011, 11:05:32 ös
Yanıtla #8
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Tablo eksik kalmasin.
Buda 12.Eylül"ün ekonomik faturasi

Dış borçlar

(1980 - 1990 arası)

1980 15,7 milyar dolar
1981 16,6 milyar dolar
1982 17,8 milyar dolar
1983 18,8 milyar dolar
1984 20,8 milyar dolar
1985 25,6 milyar dolar
1986 32,2 milyar dolar
1987 40,3 milyar dolar
1988 40,7 milyar dolar
1989 41,7 milyar dolar
1990 49,0 milyar dolar
1991 50,4 milyar dolar


Eylül 13, 2011, 12:02:22 öö
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay Tij,

Ne olmuş ki! Kopyala yapıştırmadan evvel biraz, süzgeçi kullanınız.

Bu da Akp'nin ekonomik faturasi;

2010 yılı sonu itibariyle dış borç 290 milyar 350 milyon dolar
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2011, 12:21:08 öö Gönderen: Mozart »