Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: ATATÜRK VE MASONLUK - Tiyatro Oyunu, Sahne 2  (Okunma sayısı 11287 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 02, 2009, 05:18:18 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

ATATÜRK VE MASONLUK konusu üzerindeki bir tiyatro oyununun ilk sahnesini epeyce önce şu linkte vermiştim:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=6403.105

Ancak orada konu başka olduğundan, sanırım ya ilgi görmedi ya da ben bunun farkına varamadım. Yazının sonunda «Devam edeyim mi?» diye sormuştum. Kimseden ses çıkmamıştı.

Ancak bu metin benim elimde hazır bekliyor. O yüzden başladığım bir işi bitirmekten geri kalamadım.

Şimdi bu tiyatro oyununun ikinci sahnesini, sonra da üçüncü ve son sahnesini vereceğim. İlk sahneyi yinelemeyeceğim. İlgi duyan verdiğim linke bakabilir.



SORAN- (ES) Soyadı Bozkurt. Adı Mahmut Esat. Doğum Yeri Kuşadası. Doğum Tarihi 1892. Mesleği Hukuk Profesörü. İşi T.C.Adalet Vekili.

BİLEN- Mahmut Esat Bey, Kuşadası eşrafından ve çok zengin. İçkiye düşkün. Bir gece bir arkadaşının Karşıyaka vapur iskelesi karşısındaki evinde içerlerken, bir yıla yakın süre önce müracaat ettiği mason mahfilinden hiç haber çıkmadığını hatırlar. Fena halde içerler ve meseleyi arkadaşlarına anlatır. Vakit, gece yarısı. Evin kapısında birbirlerine veda ederlerken, tabancasını çeker ve evin bitişiğindeki Zuhal Mahfili’nin pencerelerine birkaç el ateş eder. Olay örtbas edilir.

GÖREN- Cemal Granda'nın anıları… 17 Kasım 1970, Yeni Gazete. Bir yurt gezisi dönüşü, İzmir. Akşam Salih Bozok ve Tahsin Özer Beyler sofraya otururken, «Paşam» derler «dün gece Adliye Vekili Mahmut Esat Bey Karşıyaka’daki Mason Cemiyeti’nin camlarına tabanca attırmış. Cemiyet üyeleri de korkmuşlar.» Gazi, çenesini elinin içine alır; düşünür bir süre. «Bu ne biçim iş?» der, «Bu ne biçim iş? Gecenin yarısında bir cemiyete silah atmak olur mu? Atılır mı?.. Eğer cemiyetin faaliyeti zararlı ise, kanunla kapatılsın. Silaha ne lüzum var? Burası dağ başı değil ki...»

SORAN- (ES) Soyadı Peker. Adı Recep. Doğum Yeri İstanbul. Tarihi 1888. Mesleği Emekli General. İşi T.C. Nafıa Vekili... Silah atılması olayından gizli bir raporla haberi olduğunda büyük sevinç duyar. Çünkü kendisi de Ankara'daki mason locasınca reddedilmiştir. Böylece Mahmut Esat Bey'in Ankara'ya dönüşünde ikili bir ittifak çıkar ortaya ve her fırsatta Çankaya'nın ünlü gece sofraları Masonluk karşıtı tahriklere sahne olmaya başlar. Sonunda bir gece yine bu konu açılınca, «Usandım bu dırdırdan, bari kapatıverelim de bu mesele bitsin.» der Atatürk. Ve bu sözler, iki vekil tarafından, Gazi’nin direktifi olarak iletilir gerekli yerlere...

BİLEN- Fazlaca tek yanlı bir görüş olabilir bu. Üstelik madalyonun bir de öteki yüzü var.

SORAN- Kesinlikle yanlış anlaşılmasın. Her savı dinlemeye hazırız. Buyrun.

BİLEN- Yalnızca bir yabancı görüşü aktarayım: Jules Boucher-Paul Naudon'un 1966 tarihli "Masonluk Bu Meçhul" adlı kitaplarında şöyle bir bölüm var: «Türkiye Mason Teşkilatı,1935 yılında hükümetin kararı ile kapanmıştır. Çünkü o tarihlerde toplanan Cumhuriyet Halk Partisi kurultayında alınan kararlarda, masonların tahakkukuna çalıştıkları amaçların hepsinin mevcut bulunduğu, buna göre mason localarının ayrı bir teşkilat halinde çalışmalarına ihtiyaç kalmadığı belirtiliyordu.»

GÖREN- Kapanma ile ilgili olarak dikkate alınması gereken, Atatürk'ün 25 Mart 1931 tarihindeki bir demeci var: «Memleketin ve inkılabın içerden ve dışardan gelecek tehlikelere karşı korunması için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lâzımdır. Aynı türden olan kuvvetler müşterek gaye yolunda birleşmelidir.» diyor.

SORAN- Yani, örneğin milli eğitim alanında gelişmeyi sağlamak amacı ile kurulmuş Türk Ocakları siyasi alana itilerek bir tür parti niteliği alınca doğaldır ki zararlı olmaya başladı ve bu ve bunun gibi derneklerin kapatılması gerekti. Yalnız, bu konuda bir hükümet kararı yok değil mi ?

GÖREN- Kesinlikle hayır. Yalnızca ima söz konusu. Ama ima sonucu istenilen amaca ulaşmasa idi ne olurdu bilemiyoruz tabii...

SORAN- Konu hakkında Sayın Tevfik Rüştü Aras'ın görüşlerini de bu noktada yansıtmak yararlı olacak kanımca: «Atatürk,Mason değildi. Ancak Masonlara karşı bir özel sempatisi ya da antipatisi de yoktu. O devirde parti gurubunda Büyük Millet Meclisi’nde ve kabinede Mason olan ve olmayan kişiler vardı. Bunların arasında aynı derecede inandığı ve güvendiği kişiler vardı. Örneğin kabinede her zaman birkaç Mason bakan bulunurdu. Bunlar Mason olduklarından değil, yeteneklerinden dolayı kabineye girerlerdi ve Atatürk bunları ve diğer ileri mevkilerde bulunan Masonları bilirdi. Kabinede, mecliste ve partide Mason olanların birbirlerine yardım ve davranışı karşısında Mahmut Esad ve Şükrü Saraçoğlu bunu kendileri için bir handikap saymaya başladılar ve Masonluk aleyhine bir hava yaratmaya çalıştılar.» Sayın Aras böyle demiş. Ayrıca Mahmut Esat’ın çok sayıdaki gazete yazıları ile de bu konuda kamuoyu oluşturmak için ayrıca mücadele verdiği bilinmekte.

BİLEN- Malûm sofradan söz etmenin sırası geldi sanırım.

SORAN- Çoğumuzca bilinmesine rağmen kısaca göz atmakta yarar var. Siz mi başlıyorsunuz?

BİLEN- Sevinirim. Anlatan, Mim Kemal Öke. Bir Çankaya gece sofrası. Hazır bulunanlar.Ağaoğlu Ahmet, Köprülü Fuat, İsmail Hakkı, Bayur Hikmet... Atatürk buyurdular ki::

GÖREN- Bu akşam akademik konuşacağız. Söz verilen, ayağa kalkarak söyleyecektir.

BİLEN- Herkes gibi ben de heyecan duydum. Acaba bana söz verilecek mi? İlk mevzu şu idi: Efkâr-ı Umumiye değiştirilebilir mi? Değiştirilirse, ne vasıtalarla değiştirilebilir?... Söz çeşitli şahıslara verildi. Cevapların hiçbiri Atatürk'ü memnun etmedi. Tatmin olmamıştı. Son olarak yanındaki Bayur Hikmet'e söz verdi. O da diğer zevatın fikirlerine bir de Masonluğu karıştırdı. İşte o vakit Atatürk:

GÖREN- Kemal Bey, işittiniz ya, şimdi sıra size geldi.

BİLEN- Buyurdular. Ben heyecandan titremeye başladım. Söyleyeceklerim nasıl karşılanacaktı?

GÖREN- Masonluğun umdeleri nelerdir?

BİLEN- Bilebildiğim, anlayabildiğim kadarını söyledim. Hazır bulunanlardan bazıları dediler ki:

SORAN- Madem ki Masonluk milliyetçidir,halkçıdır, cumhuriyetçidir; Halk Fırkasının umdeleri de bunlardan başka bir şey olmadığına göre,Masonluğun hikmet-i vücudu yoktur.

GÖREN- Kemal Bey, buna ne dersiniz?

BİLEN- Evet. Memleket dahilinde realize etmek istediğimiz yüksek ideali ile Masonluğun tahayyül etmek istediği ideal aynı olabilir. Halk Fırkası'nın umdeleri memleket dahilinde caridir. İşte Masonluk, bu idealin memleket hudutları haricinde intişarına vasıta olan rasyonel, hissi bir teşekküldür. Bu bakımdan hikmet-i vücudu reddedilemez.

GÖREN- Peki Kemal Bey, hangi memleket masonları Masonların en bahtiyarıdır?

BİLEN- Diktatör memleketlerinde Mason locaları yıkılır, yakılırken, masonlar nef ve imha edilirken, Türk milli masonları ulu önderinin ve onun hükümetinin itimat ve müzaheretine mazhar olmakla daima bahtiyarlık duymuştur. Dünyada en bahtiyar ve mes'ut masonların Türk Masonları olduğuna şüphe edilemez. Masonların bu vaziyetine yakından vakıf olan ecnebi masonlar, memleketimizdeki masonların haline gıpta ettiklerini defaatle söylemişlerdir.

GÖREN- Reisiniz kimdir?

BİLEN- Memleket dahilinde sulh ve selamet tavsiye eden ve bütün cihana hitap ederek bu idealin tahakkuk ettirilmesini temenni eden zat-ı devletleridir.

GÖREN- (SERT) Ben bu cemiyete girmem. Ben başkalarının yaptıkları prensiplere değil, ancak kendi prensiplerime uyarım.

BİLEN- Ben, Masonluğun temsil ettiği yüksek idealin kolayca tahakkuk ettirileceğini kabul etmek istemiyorum. Fakat bu, her memlekette insanlık idealinin tahakkukuna çalışan entellüellerin bir araya gelmesine, yaklaşmasına hizmet etmesi bakımından faydalı olabilir.

GÖREN- (SERT) Hayır Kemal Bey, bunu söylemeye mezun değilsin. Günün birinde insanlık idealinin tahakkuk ettirilemeyeceğini kabul etmek doğru değildir. Beşeriyetin günün birinde bu mes'ut neticeye erişmesi gayri varit değildir.

BİLEN-(KISA Es, ANLATIR) Bana yanlış düşündüğümü ihtar eden bu hitap, beşeriyet için refah ve saadet düşünen Atatürk'ün, insanlık hakkındaki yüksek ve asil bir düşünüşünün ifadesi idi. Atatürk beşeriyet için daima bizim fevkalbeşer telakki ettiğimiz ideallerin tahakkuk ettirilebileceğine iman eden bir insandı. Ölünceye kadar da öyle kaldı. Atatürk, milletin kalkınmasını hazırlayan içtimai reformları her şeyin üzerinde tuttu...

GÖREN- Bu sofrada bulunanlardan Hikmet Bayur'un Mason Derneği'nin kapatılması hakkındaki görüşleri şöyle: «Bildiğime göre yeryüzünde var olan locaların büyük bir kısmı ya İngiliz Büyük Locası'na veya Fransız Grand Oryenti’ne şu veya bu ölçüde bağlıdır. Masonluktaki zincirleme itaat masonları farkına varmadan İngiliz veya Fransız etkisi altına sokmaya kadar gidebilir. Atatürk Masonluğu bu nedenle, üyelerini etkileyebilecek, kökü veya başı dışarda bir örgüt olduğu için yasaklamıştır.»

SORAN- (HAFİF ALAYCI) Pek hoşunuza gideceğini ummadığım bir yorum da şöyle: M. Raif Oğan "Tüm Gizli Talimatlara Göre Türkiyedeki Gizli Masonluk-İçyüzü ve Sırları" adlı kitabında der ki: «Türkiyede Masonluk tanzimat devrinde harekete geçti. İttihat ve Terakki, o devirde hürriyet kâbesi sayılan Selanik'de, Yahudi ve dönme Masonların elinde idi. Meşrutiyet ilan olununca, İttihat ve Terakki ile Masonluk atbaşı beraber, ikiz kardeş gibi büyüdü ve ilerledi. Anadolu İstiklal Savaşı'nın muvaffakiyetle neticelenmesinden sonra, Türk Masonları yine baş kaldırdılar, sapıklık ocağının ateşini tazelediler. Atatürk,onlara birinci darbeyi İzmir suikasti mücrimleri arasında Masonlarca büyük dereceyi haiz Cavid Bey ile diğer Masonları kurtarmamakla vurdu. Masonlar şaklabanlıkta ileri gittiler, fakat kâr etmedi. Günün birinde Atatürk kati ve son darbeyi yerleştirdi. Artık Türkiyede Masonluk ilga olunmuştu. Fakat ne yazık ki Atatürk sağ iken inkılap sevgisiyle mestolmuş görünen MasonLar, Ata'nIn ölümünü fırsat saydılar ve türlü muvazaalarla büyücülük kazanını yine faryap ettiler...»

BİLEN- "Mason Derneklerinin Kapatılması Hakkındaki Kanun" teklifinin 58'e karşı 157 oyla reddedildiği 30 Nisan 1951 tarihli meclis oturumu tutanaklarında, zamanın İçişleri Bakanı Halil Özyörük'ün bir konuşması var. Bir bölümü bu dediklerinize karşılık olabilir herhalde: «Görülüyor ki, Mason Cemiyeti, Cemiyetler Kanunu hükümlerine göre teşekkül etmiş bir cemiyettir. Arz ettiğim bilgiler dışında kökünün dışarda olduğu, gizli ve zararlı beynelmilelci bir cemiyet bulunduğu hakkında malumat mevcut bulunmadığı gibi, Atatürk tarafından kapatıldığı hakkında bir kayıt da yoktur.»

SORAN- Bir kongre konuşmasında Mim Kemal Öke’nin açıklamaları da şöyle bu konuda: «Memleketin siyasi akışları bir an için bizim mesaimizi menetmışti. Bu yalnız bize değil, Türk Ocakları, Kadınlar Birliği vesaire gibi teşekküllere de teşmil edilmişti. Bu tatil-i mesai bir kapanış gibi değil, bir ima üzerine olmuştur. Atatürk Mason teşekkülü için büyük iltifatta bulunmuş, Ankara'daki binaya her yıl üç bin lira yardım etmişlerdir. Atatürk, memleketimizi ziyarete gelen tanınmış şahsiyetleri bu lokalde kabul ve ziyaret etmişlerdir. Mason teşekkülünü Atatürk kapatmamıştır. Siyasi ahval o zaman böyle bir imayı mecburi kılmıştı.»

BİLEN- Mim Kemal Öke'nin 1951 yılında İzmir Nur Mahfili'nin açılışında yaptığı açıklamalar daha somut gibi geliyor bana. Şöyle der: «Masonlukla Kemalizm arasında prensipler bakımından hiçbir fark yoktur. Atatürk’ün yurtta ve cihanda sulh doktrini, Masonların insanlığa hitap eden bir doktrinidir. Binaenaleyh Masonluk, fikri, ahlaki, içtimai bir müessese olmak itibariyle Atatürk'ün halkçı ve cumhuriyetçi doktrini ile bir ahenk halindedir. Atatürk’ün milli ve insancı prensiplerinde bütün Mason ilkeleri de yaşamaktadır. Masonluk, memleketimizde himaye görmüştür. Atatürk Masonluğa o kadar kıymet vermiştir ki, heyet'i vekileye, başta gelenlere Masonların himayesini emretmiştir. Bunu her vakit ispat edebilirim. Atatürk "Ben Mason olmam, fakat bu cemiyetin faydalı olduğuna kaniim." demiştir. Diğer bir misal, bu gün yaşayan şahıslarla ispat edebilirim, memleketimizde bir Mason kongresi yapıldı ve Atatürk kongrenin tazim telgrafına lütufkar bir cevap verdi. Biz Masonlar, Kemalizm'in bütün umdelerini benimsemiş bulunuyoruz. Onunla aramızda ayrılık, tezat yoktur.»

GÖREN- Dilerseniz, bu konuyu Celal Bayar'ın izlenimleri ile noktalayalım: «Atatürk'ün Masonlara karşı bir sempatisi ya da antipatisi olduğu söylenemez. 1935'de Masonların zararlı bir davranışı olmamıştır. Ancak, o zamanki siyasi iç hava birlik halinde bulunmanın daha yararlı olacağını göstermesi nedeni ile bazı derneklerin faaliyetlerini tatil etmeleri uygun görülmüştü. Mason Derneği'nin kapanışı da bundandır.»


(Devamı var)


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 28, 2009, 03:34:46 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

devamını bekliyoruz Sn.Adam . Ayrıca sahne biride buraya taşısak iyi olurmuş.


Kasım 28, 2009, 08:16:28 öö
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bunun devamını çok önce aktarmıştım.

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7732.0

Oyun üç sahne. İsteyen birleştirebilir.

Sevgiler.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 28, 2009, 05:45:01 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Benim gözümden kaçmış demekki Sn.Adam link için tesekkurler.


Kasım 29, 2009, 08:23:09 öö
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

devamıını merakla bekleriz .


Kasım 29, 2009, 08:34:36 öö
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 29, 2009, 09:31:48 ös
Yanıtla #6
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 95
  • Cinsiyet: Bay

Dışarıdan içeri baktığında anlayamazsın;içeriden dışarı baktığında anlatamazsın.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Atatürk ve Masonluk

Başlatan Marma Ra « 1 2 3 4 » Atatürk ve Masonluk

31 Yanıt
54900 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 12, 2011, 10:27:04 öö
Gönderen: shakespeare
3 Yanıt
10082 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2009, 10:53:51 ös
Gönderen: hewal73
8 Yanıt
9638 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2012, 06:26:35 ös
Gönderen: ARCHITECT
0 Yanıt
3169 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 26, 2011, 01:20:48 öö
Gönderen: ARCHITECT
0 Yanıt
3435 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2012, 01:47:09 ös
Gönderen: enelsır
0 Yanıt
6741 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2012, 12:39:31 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5608 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2012, 09:54:56 ös
Gönderen: NOSAM33
18 Yanıt
14141 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2012, 04:00:11 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3798 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2012, 05:42:18 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5846 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 30, 2012, 02:08:10 ös
Gönderen: karahan